ÖLÜM GERÇEĞİ

(Bu Yazı Dostları Teselli Sadedinde Yazılmıştır.)
Yılın son ayı, genellikle bir telaş ve koşuşturmayla geçer. Hesap-kitap, mizan-tasdik ve yeni yıla yeni bir başlangıç, hemen herkesin ortak derdidir.
Bu arada hiç hesap edilmeyen, akla-hayale gelmeyen, ama aniden karşımıza çıkan ve en az yaşadığımız bu hayat kadar gerçek olan bu hayatın, burada sona ermesidir.
Aralık ayında bir çok dostumuzu ve dostlarımızın yakınlarını bu dünyadan Dâr-ı Bekâya yolcu ettik.
Bunlar sırasıyla: Değerli dostum, Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı ve Yozgat Gazetesi Sahibi Osman Hakan Kiracı’nın muhtereme valideleri Sevim Kiracı.
Bir diğeri; yine dostum ve Sorgun Postası Gazetesi sahibi, emekli öğretmen Doğan Özmen’in damadı, arkadaşımız Davut Acun.
Yine; Fransa’da yaşayan, köylümüz, yakınımız ve Dr.Vasıf Soysal’ın yeğeni Yücel Soysal.
Bir diğeri; dostum ve meslektaşım,Toki Şehit Mustafa Tekgül Anadolu Lisesi Müdürü Osman Kılıçarslan’ın muhterem babası,emekli din görevlisi, İsmail Hoca.
Cümlesine Cenabı Haktan rahmet temenni ederken yakınlarına da baş sağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
Muhtelif yaşlarda bu dünya istasyonundan uğurladığız bu dostlar, bize el sallarken birtakım dersler veriyorlardı.Onların lisan-ı haliyle bize verdikleri ibretâmiz dersler şunlardır:
1-Nev’i beşere gönderilen 124 bin enbiya (aleyhimüsselam) nın lisanıyla, bütün kütüb-ü mukaddesede ve hususan Kur’anın dörtte birinde yerini alan ahiret inancını o dostlar bize telkin ediyorlar; “Biz ölmedik, bir başka aleme gidiyoruz, orada bütün sevdiklerimizle birlikte olacağız…” diyorlar.
2-Çekirdeğin toprakta çürüyüp bir filizin neşvü-nemasına sebebiyet verdiği gibi, bizler de cesedimizi kabirde bırakıp, bir başka âlemde (ruhlar âlemi) hayatımıza devam edeceğiz diyorlar.
3-Bu âkibetten kaçış yok, günün birinde siz de buraya geleceksiniz, öyle ise aziz olarak gelmeğe çalışınız. Burada rütbe, makam-mevki yok, önceden gönderdiğiniz şeyler (a’mal-i saliha) sizi karşılıyor, aksi takdirde müflis olarak geleceksiniz…diye nida ediyorlar.
Evet; ölüm son değildir, yokluk değildir, unutulmak, çürüyüp bozulmak değildir, hele hele tesadüfi bir olay asla değildir.Bil’akis, nurani bir hayatın başlangıcıdır.Bir mekan değişikliğidir. Ebedî bir saadet diyarına kabir yoluyla geçişin bir vesilesidir.Yüzde doksan dokuz ahbabın toplandığı âleme bir seyahattir. İnşallah bu yolcularımız iman biletiyle bu yola çıktılar, sahil-i selamete de varmalarını temenni ediyoruz.