OKYANUS ORTASINDA SUSUZ KALMAK

Geçen hafta Filipinlerde meydana gelen doğal afetin yaraları sarılmaya devam ediyor. Yine her zaman olduğu gibi bu millet; kültürünün, geleneğinin ve fıtratının gereğini yerine getiriyor. Oradaki felaketzedelerin imdadına bizim Kızılay, Akut vb. yardım kuruluşları herkesten önce orada gözüküyor. Camilerde topyekün milletçe yardımlaşma kampanyası başlatılmış durumda. Allah kabul etsin, rızasına muvafık kılsın. İnşaallah bu davranışlarımız küllî bir sadaka mahiyetini alır da bu ve benzeri felaketlerden Hafız-ı Hakiki bizleri korumuş olur.

Ben burada olayın bir başka cihetine dikkat çekmek istiyorum. O da şudur: O vahim olayı anlatırken bir TV. Sunucusu şöyle bir ifade kullandı. “Halk ekmek ve su sıkıntısı çekiyor.”

Evet, ekmeği anladıkta ya su? Adalar ülkesi, okyanusun ortasında çekilen bu su sıkıntısı. Allah, Allah!

Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (asm) bir sahabenin bahçesinde bir bardak su ikram ediyorlar. O da: “ O gün (Kıyamet Günü) her şeyden hesaba çekileceksiniz” buyuruyor.

-Bir bardak suyun da mı Ey Allah Rasulü? Denilince evet diyor, Rasulullah (sav).

Su… Belki de şu arzımızda insanoğluna verilen en büyük bir nimet iken, maalesef bu nankör insan her şeyde olduğu gibi bu nimetin de kadrini bilmemekte ve onu aşırı derecede israf etmektedir. Halbuki insanlık, o suyun soframıza gelinceye kadar hangi merhalelerden geçtiğini bir bilse, sanırım bu nimeti bu kadar hoyratça israf etmeyecektir.

İsterseniz, o nimetin kaynağına şöyle bir bakalım: Şu küre-i arzın buhar kazanları mahiyetindeki okyanuslardan, önce buharlaşma gerekiyor. O buharların yükseklerde yoğunlaşıp soğuyarak, bulut kütlelerinde muhafaza edilip, ihtiyaç miktarınca yerine ve zamanına göre ölçülü bir şekilde yağmur (rahmet) ve kar olarak inmesi, dağlarda bir süzgeçten daha geçirilip içilecek evsafa getirildikten sonra bu tembel insanoğlunun göreceği şekilde yerden kaynaması gerekiyor…

İşte bu suyu da alıp evlerinize bir boru vasıtasıyla akıtmak size düşüyor. Bir bardak suda bu kadar faaliyeti düşünüp tefekkür eden insanoğlu; bu ikram karşısında bismillah demezse ve çölde bu nimetin damlasına muhtaç insanları gördüğü halde bu suyu israf ederse gerçekten çok büyük nankörlük etmiş olur.

Gazetede bu yazıyı yazarken, Şahin Bey (Özmen) kendisine gönderilen video paylaşım sitesinde bu konuyu özetleyecek harika bir görüntü seyrettirdi. Olay Şu: Musluğu açık kalmış bir sokak çeşmesinde bir maymun, hem akan suya bakıyor ve hem de oradan gelip geçen sorumsuz insanların tavrına bakıyor. Neticede dayanamıyor ve musluğa kadar varıp oradan bir yudum su içiyor akabinde de insanlara göstere göstere o musluğu kapatıyor… Yani lisan-ı haliyle diyor ki: “Ey nankör ve müsrif insanoğlu! Bütün bu nimetler sadece sizin için değil, aynı zamanda sınırsız da değildir.”

23.11.2013