ORGAN BAĞIŞI VE NAKLİ

Kim, bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. (Maide:32)

Kainatta mevcut olan varlıkların en kutsalı ve en şereflisi insandır.. Bu sebeple, vazifenin ve hizmetin de en kutsalı şüphesiz ki insana ve insan hayatına hizmettir. Esasen, Cenabı Hak insanı ve insan hayatını kainatın merkezine koymuş ve bütün mahlukatı da ona hizmetkar yapmıştır.

Allah katında insanın bu kıymet ve ehemmiyetinden dolayıdır ki; Yüce Allah, masum bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibi olur, kim de bir insanın hayatını kurtarırsa bütün insanlığa hayat vermiş gibi olur, buyurmaktadır.

İnsanın hayatı ve hayati organları madem bu kadar kıymetlidir. öyle ise, bu organlara acil ihtiyaç duyulduğunda o insanlara bu organları bağışlamak hem insani bir davranış ve hem de Allah katında da büyük bir ubudiyet şeklidir. Zira bu konuda Allah Rasulü (sav) de: ‘insanların en hayırlısı, insana faydalı olandır’ buyurmuşlardı. Aynı zamanda hacamat denilen kan vermeyi, hem kendi uygulamış ve hem de tavsiye ederek insan sağlığı konusuna dikkat çekmiştir.

Bugün, hem kan bağışından ve her türlü organ bağışına kadar ve bu organların nakline kadar insan sağlığına ve hayatına sınırsız bir hizmet sahası açılmıştır. Kan ve organ bankaları bu sahada kutsal bir hizmet vermekle birlikte, hayati organlara acil ihtiyaç duyanların ihtiyaçlarına da maalesef yetişememektedirler.

İnanan birer Müslüman olarak, kabirde çürüyecek ve mahşerde izni ilahi ile tekrar dirilecek ve yenilenecek olan organların bağışı birer feragat ve fedakarlık örneği olacaktır. Bu fedakarlığın karşısında elbette Cenabı Hak bu insanlara kat kat fazlasıyla verecektir. Bu konuda Va’di ilahisini Kuran’da şöyle ifade ediyor: ‘’Allah, müminlerin yaptığı her amelin karşılığını elbette verecektir. Onların ücretlerini asla zayi etmeyecektir. Onun Rahmeti her şeyi kuşatmıştır..Zerre kadar hayır işleyen de, zerre kadar şer işleyen de onun karşılığını mutlaka ahrette karşısında görecektir.’’