SORİMDER’İN VEFA GÜNÜ

Sorimder: Sorgun İmam-Hatip Lisesi mezun ve mensuplarının, birlik-beraberlik şuuru içinde, mezunlarıyla irtibatı sağlamak ve öğrencilerinin maddi-manevî başarılarına katkı sağlamak için kurulan hayırlı, bir sivil toplum kuruluşunun adıdır.

Geçen haftasonu, 03.Ağustos.2014 Pazar günü, sözkonusu derneğin yıllık geleneksel toplantılarına ben de davetliydim.

Bir gün önce de (02. Ağustos.2014 günü) yine, Sorgun düşünce kulübünün bir toplantısı vardı. Ona da davetle katıldık. Hatta Gazeteyi temsilen bir de konuşma yapmam gerektiğini ifade etmelerine rağmen, konuşturulmadım.

Ben de kendi kendime; “Demek ki her bülbül kendi gül bahçesinde ötermiş” deyip Sorimder’in o sıcak atmosferinde ve o gül bahçesindeki konuşmamı okuyucularımla paylaşmak istiyorum. İşte o konuşmadan bir bölüm, özetle:

Açıldığı günden bu yana, bu memleketin hemen her kurumundaki başarılı hizmetleriyle kendini ispat etmiş, muhteşem camianın muhterem mensupları hepinize hoş geldiniz diyor; selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Geçmiş Mübarek Bayramınızı tebrik ile, daha nice Bayramlara, huzurla, sevinçle ve göz yaşı olmadan erdirmesini Yüce Mevladan temenni ve niyaz ediyorum.

Yine, bütün masum- mazlum milletleri ve mü’min kardeşlerimizi temsilen Gazze’deki kardeşlerimize, Cenabı Hakkın nusret ve inayetini temenni ediyorum.

Ve yine; Nemrutların, Şeddatların, Firavun ve Deccaller’in çağdaş versiyonu olan israil yöneticilerini de “Kahhar-ı Zülcelal’e” havale ediyorum.

Aziz Dostlarım! Burada çok fazla konuşmak istemiyorum. Ama bir küçük mesajımı da müsadenizle arzetmek istiyorum. Bediüzzaman der ki: “Bizim düşmanımız; cehalet, zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı da; sanat, marifet ve ittifak silahıyla cihat edeceğiz.” Yani ilimle, marifetle kendimizi teçhiz edeceğiz. 21. Yüz yılda maalesef hala Ramazan hilalini tepelerden seyreden bir güruh var ortada. Fatihin yanındaki Ak Şemseddinlere karşı Cibali Babalar var ve maalesef İslam adına birbirini katleden ve kendi kendini halife ilan eden sahte halifeler var ortalıkta. Bu cehalet hastalığının ilacı ilimdir-marifettir. Bir diğer hastalığımız da ihtilaftır. Bunun da çare-i yeganesi ittifaktır, birlik ve beraberliktir, kalblerin aynı his ve heyecanla atmasıdır. Saflarımızı sık tutmak mecburiyetindeyiz… İçimize şeytanın gimesine mani olmaya çalıştığımız gibi, insî şeytanların da aramıza nifak sokmasına fırsat vermemeliyiz.

İşte şu birlik ve beraberliğimizin ilanihaye devamını temenni ediyor, bu toplantıyı temin edenleri tebrik ile hepinize sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.