SÜNNETİ SENİYYE MÜSLÜMANIN SİGORTASIDIR

Geçen hafta Diyarbakır’dan bir dostum aradı. Hem bayramlaştık ve hem de hal hatır sorduktan sonra konu, ister istemez sorunlu bir partinin sorumsuz başkanının halkı sokağa dökmesine geldi.

Dostum sohbeti fazla uzatmak istemiyordu. Ancak şunları da ifade etti: “Çok şükür yine milletin sağduyusu hakim oldu ve bu millet sokağa teslim olmadı. Sokaklar temizlenirken, bazı kafaların da hem içi ve hem de dışı belli bir şekil aldı.” Yani berberler yirmi dört saat mesai yapmaya başladı. Saç ve sakalları IŞİT militanlarına benzeyenler berberlerin önünde kuyruk oluşturdu.

Evet, bu görüşme beni kırk yıl öncesine götürdü ve bin dokuz yüz yetmişli yıllarda Kayseri’de yaşadığım bir olayı tedai ettirdi.

Olay şudur: Ben Kayseri’de üniversite tahsilim esnasında Merkezde bir camide de imamlık yapıyordum. Cemaatim arasında uzun saçlı genç bir delikanlı vardı. Ben bu gence müsamaha gösteriyor ve biraz da samimi davranıyordum. Ama aynı hoşgörüyü babasından göremiyordu. Babasının kendisini sık sık; “oğlum anan gibi saç uzatacağına, baban gibi bıyık bırak” diye azarladığını bana ifade ediyordu. Ben de; “babandır, nasihatlerine kulak ver ve onu kırma, nasihatleri senin iyiliğin içindir” diye teselli ediyordum. Bir gün baktım ki, o yaştaki gencin yaşına mahsus bir davranış şekli olarak ve babasına tepkiyle kafayı sıfıra vurdurmuş karşıma çıktı. Kendisine, sanırım baban bunu istemedi dedim. Bir müddet böyle devam etti.

Kendisine, bak Sedat saç konusuna kendin karar vermişsin ama bıyık bırakacağın zaman istersen konuyu birlikte bir istişareyle halledelim dedim. O da tamam hocam dedi. Ama teklifimi pek ciddiye almadı, arkadaşlarının telkinatıyla bir bıyık bırakmış, bir müddet o şekildeki bıyıkla devam ederken, o tarihlerde yine karanlık güçlerin bu ülkeyi sağ-sol diye bölmeleri neticesinde sembol olarak nitelenen bıyığı sebebiyle karşı grup elemanlarınca bir köşe başında adamakıllı dövülmüş, birkaç gün camiye gelemedi.

Daha sonra, tarihi şahsiyetleri çok sevdiği için kendi tabiriyle “Yavuz Sultan Selim Bıyığı” bırakmış. Birkaç gün sonra da karşı grubun militanlarınca çevrilip bir dayakta onlardan yemiş.

Nihayet birkaç gün sonra bana geldi ve dedi ki: Hocam lütfen şu bıyık olayını çözelim, bu konudaki tavsiyelerini bekliyorum. Ben de sünnete uygun bir şekilde bir bıyık tarifi yaptım. İfrat ve tefritten uzak, vasat bir şekil ortaya çıktı. Sedat’ta hem babasının azarından ve hem de dayak yemekten kurtuldu.

Şimdi dayak işi kalmadı. (Devam ediyor mu yoksa?) Fakat saçlar- sakallar ve kıyafetler birbirine karıştı. İnsanların bir kısmı nifak perdesini başına çekiyor. Gerçek kimliğini rahatlıkla saklıyor ve böylece bu mübarek dini istediği şekilde istismar ediyor. Bunun için Müslümanlar dinini kaynağından öğrenmeli, zira ortalıkta çok sahte mürşitler var…

18.10.2014