TAM BİR KEMAL SUNAL KLASİĞİ

Bu ülkenin muhtelif yerlerinde vukua gelen; hastane, Doktor ve hasta ilişkileriyle ilgili hadiseleri ibretle seyrederken her halde bu olaylarda biraz mübalağa unsuru vardır diyordum kendi kendime.

Şu son haftada öyle olaylar yaşadık ki, tam bir dramatik-komedi. Allah Kemal Sunal’a rahmet etsin, memleketin gerçeklerini beyaz perdede bizlere aktarmış ama başımıza gelmeyince bize masal gibi geliyordu.

Olayı anlatayım da kararı siz verin. 13-Mayıs 2014 günü Yerköy civarında meydana gelen elim bir trafik kazasında yakınlarımızdan 3-kişi vefat etti. 2-si ağır yaralı ve yaralılardan birini o gün Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk etti. Diğer yeğenler başında. Yoğun bakıma alınıyor, gerekli işlemler ve kontrollerden sonra 20-Mayısta, göğüs ve beyin cerrahi bölümlerinde ameliyata alınıyor, 7- saatlik ameliyattan sonra ve bir müddet yoğun bakımda kaldıktan sonra servise alınıyor.

Hasta tam düzelmemişken birden aniden bir haber geliyor, hastanızı taburcu ediyoruz diyorlar. Sebep? Kimse bir şey söylemiyor. Başında refakatçi eşi, O’ da kazadan yaralı kurtulan ve henüz kazanın şokunu atlatamayan, şaşkın bir surette bizi arıyor ve dayı acele bize bir ambulans gönderin hastayı taburcu ettiler diyor.

Biz de hastanın durumunu her gün takip ettiğimizden, bu durumdaki hastayı nasıl taburcu ederler diye şaşırıyoruz. Bir taraftan da Sorgun Devlet Hastanesi Baş Tabibi Sn. Uz. Dr. Suat Beyi arıyoruz. Sağ olsun Suat Bey bir ambulansla hastayı aldırıyor. İlgili Doktorlar derhal müdahale ediyorlar. Fakat yapacakları bir şey yok. Hocam bu durumdaki hastayı nasıl taburcu ederler diye benden soruyorlar. Ellerinden geleni yapıyorlar, 24-saat sonra da uygun bir hastane buluncaya kadar Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk ediyorlar. Şimdilik orada hem hasta, hem hastane ve hem de biz uygun bir hastane arayışımızı sürdürüyoruz. Hastanın akciğerlerinde problem var. Nefes almasında problem var. Belinden ve göğsünden ameliyat oldu. Hareket edemiyor. Bu yazıyı yazarken (29-Mayıs.2014) ümitsiz bekleyişimiz hala devam ediyordu.

Sözün özü: Ne kadar sistem de değiştirsen, bu kurumlara dünyanın parasını da aktarsan yine de insan unsuru çok büyük önem arz etmektedir. İnsanı eğitmezsen, Vicdanlara insan sevgisini yerleştirmezsen olmuyor, olmuyor! Hipokrat yemini dünyaya yönelik, ahiret ise bazılarına çok uzak gözüküyor. Ama mazlumun ahı, arşa kadar çıkıyor…

31.05.2014