Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

ÜÇ DİLİM PİDE ve BEKTAŞİLİK

Bektaşi’ye sormuşlar: İslamın şartı kaç? O da, üç demiş. Nasıl olur yahu denince? Bektaşi, Kendine layık bir üslûpla: “ Hac ile Zekâtı zenginler kaldırdı, oruçla namazı da biz kaldırdık, geriye sadece bir Kelimeyi Şehadet kaldı,” der.

Şimdi bakıyorum da; bizim platformda günlerce, cenazeden sonra misafirlere ikram edilen kıymalı pide tartışması devam etti. Bu tartışma, bazı zihinleri de teşviş etti.

Tartışanlara bakıyorum, uzmanlık alanları (meslek-meşrep) pek çok farklılık arz ediyor. Herhalde kıyamet alameti olsa gerek. Her neyse, şimdi gelelim konumuza..

Asırlara göre şeriatların değiştiği, belki bir asırda bile birkaç Peygamberin geldiği tarihi bir gerçektir. Ancak Hâtem’ül-Enbiya (asm) dan sonra, O’nun Şeriat-ı Kübrası her asra ve her kavme kâfi geldiğinden muhtelif şeriatlara ihtiyaç kalmamıştır. Ancak teferruatta bir derece ayrı ayrı mezheplere ihtiyaç hâsıl olmuştur.

Evet, mevsimlere göre elbiselerin, mizaçlara göre de ilaçların değiştiği gibi; asırlara göre ve milletlerin istidadına göre ahkâm tahavvül eder. Çünkü “Ahkâm-ı Şer’iyye’nin teferruat kısmı, ahval-i beşeriye ye” bakar.

İslam Dini’nin kaynağı; “Kitap-Sünnet-İcma ve Kıyas”tır. Bütün bunlara ilaveten; “Örf- Adet- Gelenek-Görenek, Kıyas’la beraber İstihsan, Istıslah, Mesalih-i Mürsele, Akl-ı kül” gibi kaidelerle İslam toplumuna yerleşmiş bir takım güzel davranışlar ve “Örf-ü nâs” için mutlak bir maslahat arz eden davranış şekillerinin kaldırılması uygun görülmemiştir.

Konuyla ilgili MECELLE’ de şöyle bir hüküm vardır: “El-ma’rûf-u örfen, kel-meşrûtu şartan” yani örfen maruf olan bir şey, Şeriatça da kabul edilmiş gibidir.

Öte yandan Selefî’lerin anlayışına uygun bir biçimde bütün davranışlarınızı İslam’ın ilk devresine götürür ve ifrat ederseniz, o zaman size şöyle mukabele ederler: Allah Rasûlü (sav) hasırda yatıyordu, siz ise bugün kullandığınız mobilyada marka arıyorsunuz!

Yine konuyla alakalı çok çarpıcı bir olaydan bahsedeceğim. Biliyorsunuz, Kur’anda Zekât ve Ganimet taksiminde “Müellefe-i Kulûb”da (kalpleri İslama ısındırılmak istenen müşrikler) nazara alınmıştır. Hz. Ömer’in (ra) hilafeti döneminde bu uygulama kaldırılmıştır. Zira İslam’ın izzeti bina müsaade edemez denilmiştir. Bu karar alınırken Hz. Ali (ra) da meşveret heyetinde bulunmaktadır.

Sonuç olarak demem o ki: İnsanların bir araya gelmelerine ve meşrûiyet çerçevesinde yiyip içmelerine, vefat edenin arkasından topluca birer Fatiha okumalarına lütfen mani olmayın. Bu durum, şayet cenaze evine bir külfet getiriyorsa bunu yakınları veya Belediyeler zaten üstleniyorlar. Bu hususa bid’at diyenler de, “Bid’at-ı Hasene” kabul etsinler ve “Bektaşilik” yapmasınlar.

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ