UMRE İBADETİ-2

İbadet;sırf Allah rızası için yapılırsa, kıymeti ve değeri olur. Başka dünyevî menfaatler bu işe karışırsa ihlas zayi olur, sevabı azalır.

Benim burada arz etmeğe çalıştığım husus; bu samimi ubudiyet yanında, buralara insanların teveccühünü celbetmek, bu ibadetin hikmetlerini anlatmak ve bir İlahiyatçı-Gazeteci gözüyle hissiyatlarımı okuyucularımla paylaşmaktır.

Sorgun’dan; 22 Şubat, 2012 Çarşamba akşamı, saat:19.00’da dualarla uğurlandık.Gece saat:23.30’da Ankara ,Esenboğa Hava Alanına geldiğimizde, yoğun bir sis nedeniyle Suudi Hava Yolları’na ait uçağın Ankara’ya inemediğini ve İstanbul’a indiğini öğrendik. Geceyi , kimi hava alanında ve kimi de(bizim gibi) yakınlarının yanında geçirdi.

Ertesi gün, yani 23.02.2012 Perşembe günü saat:15.30’da uçağımız havalandı ve 2-saat,50 dakika sonra Medine Hava Alanı’na indik.Bu arada şunu ifade etmek istiyorum. Bizim polisle buradakileri mukayese etme imkanı buldum. “Her halükarda buradakilerin çok daha fazla, insan ilişkileri dersi almaları gerektiğini düşündüm.” Hani, “Bir göz hatırı için çok gözler sevilir” diye güzel bir söz var ya, aynen onun gibi; “Habibullah’ın hatırına” bunlara katlanacaksınız.Daha fazlasını yazamıyorum.

Hava alanından otele gidip yerleştikten sonra, niyetimiz bu Mübarek Belde’de 40 vakit namazı tamamlamak olduğu için doğru “Mescid-i Nebevî”yegittik.Yatsı namazlarımızı orada eda ettik.

Ertesi gün Cuma. Peygamber Mescidinde Cuma Namazlarımızı kılıyoruz. Muhteşem, nuranî ve ruhanî bir mekan ve cemaat. Ve hatip, çok muhtevalı ve hissiyatlı bir hutbe okuyor. Alem-i İslamın istikbali için, hususanSuriyede’ki felaketin def’i için ve arkasından kapsamlı bir yağmur duası.

Bir sonraki gün, çevre ziyaretleri esnasında güzel bir rahmet(yağmur)i tadıyoruz.Yani burada yağmur, öyle sıradan bir olay değildir ha!

Burada bazı temennilerimi de dile getirmek istiyorum.İnşaallah dua yerine geçer de, sorumluların kafa ve kalb kulaklarında ma’kesbulur.Ben buna inanıyorum. Çünkü 25 sene önceki “Cennetü’lBaki’de”yaptığım duanın kabulünü görmüş olmak bana daha bir cesaret veriyor.O zaman orada şöyle bir temenni de daha bulunmuştum:BuMübarakBelde’yi tanıtıcı levhalarda “Arapça,İngilizce ve Farsça’nın yanında neden Türkçe yok” diye üzülmüş ve olması gerektiğine dua etmiştim, şimdi oraya mahsus bu güzel lisanımızı görmek beni cidden çok duygulandırdı.

Esas temennim şudur: Madem Hac da, Umre de imkanı olan her Müslüman’a( kadın erkek ayrımı gözetilmeden) İslam Dininde tavsiye edilmektedir. Kadınların da bu ubudiyeti yerine getirmeleri veya bu haktan (erkekler kadar) istifade etmeleri gerekmektedir.Öyle ise; O Mübarek Beldelerde’ ki bu kısıtlamalar niye? Ravza-ı Mutahhara ve Cennetü’lBaki saatli veya münavebeli bir şekilde kadınlara açılamaz mı? Kadınların namaz kıldıkları yerleri bir gözden geçirsinler. Bu husus sadece Suudi Ailesine bırakılamayacak kadar çok önemlidir.Bütün Alem-i İslami ilgilendirir, bütün bunların çeşitli mahfillerde dile getirilmesi temennisiyle…