Yıllar geçiyor
Bayrama yüklediğimiz anlam değişiyor. Yaşadığımız yılların tortusu, birlikte bayram yaptığımız sevdiklerimizin bir bir ayrılması bayramın rengini değiştiriyor. Çocuksu duygularla bayrama bakabilmek ne mümkün?
Daha kaç bayram göreceğiz? Bayramda, biriken hüznümüzü aile efradından saklayabilecek miyiz? Bir yanımız bayram yapar gibi görünecek belki ama öbür yanımızda hüznümüz saklı olacak. Bir gören olur mu diye utanacağız. Yıllar ne çok şeyimizi alıp götürmüştür? Dağıta dağıta bohçamızda hiçbir şey bırakmamışız. Bu bayramlık bu kadar. Bayramınız bayram olsun.
Daha önce yayınlandı ama günün mana ve önemine binaen yeniden
BAYRAM VE ÇOCUK
Gelsen
Bir akşam sessizce şöyle
Mevsim bahar, ay Nisan, gün arefe...
Dolsa odamıza aydınlık yüzün
Açsa goncalar yüzünde bir öksüzün
O gün;
Bir kaşık fazla olsa soframızda
Bir parça ekmek
Ne hoş olurdu kimseyi beklememek
Özlenen özleten tatlı sesinle
Yaksan kınamızı ''nen'' söyleyerek
Sonra yeniden kurutsan nefesinle
Dinse bütün ağrılarım göz bebeğinde
Isıtsam yüzünde ellerimi
Öpüşsek, koklaşsak
Başım göğsünde
Sinse pamuk ellerinden ıtrın
Okşanan saçlarıma
Gölgen duvarlardada gezinse
Hiç bitmese gece
Hiç olmasa sabah
Bir bitmez rüyaya uyansam kollarında
Ah güzel anneciğim ah
İstemem hiç bir oyuncağı hediye
Sen kendini getirdin ya
Yüreğini, ellerini, gözlerini
Bunlar yeter
Bir bayramlığına hiç değilse
Yıllar geçecek sen gelmeyeceksin
Çocuk kalbim biliyor
Arefe gecelerinde gözlerim kan çanağı
Yüreğim taş kesiliyor
Daha kaç bahar gördüm
Kaç gün hasret giderdi sevdiklerinle
Yaşın yirmibeş bile değil anne
Bu vakitsiz gidiş neden
Derdin ne?