Yeni yılda

Senden ayrılalı kaç yıl oldu ? Bilmiyorum.
Artık yılları saymayı bıraktım. Hem, zaman dediğimiz ne ki ? Zaten zaman atı menzile yaklaştığını anlamış olacak ki hızını artırdı. Önümde daha kaç bahar var ?
Bir daha karşılaşma ihtimalinin yokluğunu bir türlü kabul edemiyorum. Keşke seni bir kere olsun uzaktan görebilsem.
Hatırlar mısın senin şehrine, ince, güzel yağmurlar yağardı. Ben okul yolunda seni beklerken o ince, o güzel yağmurlarda ıslanırdım. Sen bunu bilirdin ve ses etmezdin. Seni beklemem mi hoşuna giderdi ?
Ben, zaman ve mekanın göreceli olduğunu senin yanındayken öğrendim. Her şey, zaman ve mekan manasını kaybediyor. Bir tek gerçek olan sendin.
Sana kaç kere ilan-ı aşk ettim hatırlar mısın? Hep gülerdin “Seni seviyorum” dedikçe. Daha ileri gittiğimde “Senden koca olmaz” diyordun. Haklı çıktın, ne kadar akıllıymışsın.
Arada bir beni hatırlar mısın? Nerdeyim, nasılım, yaşıyor muyum ? Bir hemşehrimle karşılaştığında beni tanıyıp, tanımadığını sorar mısın?
Yozgat’ın hoş, tatlı, hafif akşam üstlerinde eve doğru yürürken seni hatırlarım. Kapıyı senin açtığını hayal ederim. Sana hergün ilan-ı aşk ederim.
Hasretinle pembeleşen Ağustos gecelerinde şairliğim tutar, sana aşk şiirleri yazarım. Seni düşünürken insan olduğumun farkına varırım.
İçimde biriken sevgi kaynağını bir alçakgönüllü çeşmeye akıtamamak ne büyük zulümdür bilir misin? Ah sana, sevgisizliğin beni ne hale getirdiğini bir anlatabilsem.
Kavuşma ihtimali, yaşama sevincimi ayakta tutuyor. Ya gelirse diyorum. Ya gelirse kalan ömrümün manasını sana anlatamam.
İşte bu yüzden yeni yıllara böyle giriyorum. Beni duyacak mısın? Beni duymanı ne kadar istediğimi tahmin ediyorsundur. Ya gelirse hayaliyle yıllar yılları kovaladı. Yeni bir yılda yine ümidim var.
Ya gelirsen…

Hediyelik

SANA

Gün doğarken
Suları yalıyor
Bir kızgın alev
Bir tanıdık rüzgâr uçuruyor sandalımı
Yırtılıyor zaman ve mekân perdeleri.

Sen
Masallardan çıkıp gelen kız gibi
Rüyama ve yüreğime iniyorsun
Alıp götürüyorsun beni
Vurgun yiyorum.
Gözlerinin derinliklerinde.

02.01.2014