Fevzi ÖZTÜRK

PENCEREM

NİMET VARKEN FIRSAT BİL

Makam ve yüksek mevkilere gelip bunun gururunun yaşayanlara bir gün olup cesetlerinin toprak altında çürüyeceğini bilmelerine rağmen yinede gururlarından kibirlerinden vazgeçmeyenlerin, Şirazlı Şeyh Sadi’nin 700 yıl önce padişaha nasihat’ ı akla gelmelidir.

Şirazlı Şeyh Sadi, "Bostan''ı, 1277 yılında, "Gülistan"ı, ise ertesi yıl yazdı. O sırada elli yaşındaydı. Her ikisi de "gazel" olarak yazılan bu eserler 1600'lerde Osmanlı sarayında "temel" kitaplar arasındaydı. Türkçe "serbest" çevirileri 1940'ta, Kilisli Rıfat tarafından yapılan, Gülistan, "Güller İmparatorluğu" adıyla yine "serbest" olarak 1737' de Fransızca yayınlandı. Metni Fransızca’ya çeviren ve adı "Mxxx" diye yazılmış kişi, girişte bir "uyan" yazmış ve şöyle demiş: "Bu kitapta olaylar anlatılır ve her olayın sonunda bir ders vardır... Bu yüzden çok dikkatli okunmalıdır."

Şirazlı Sadi'nin hikayeleri 700 küsur yıldır aynı dirilikte yaşıyor. Sıfatları değişmiş olsa da, insanlar yine aşağı yukarı aynı insanlardır.

Tek başına yaşayan bir derviş, sahranın bir köşesinde oturmuştu. Tesadüfen padişah uğradı.

Derviş kanaat mülkünde, dünyadan el etek çekmiş olduğu için başını kaldırmadı, padişaha göz ucuyla bile bakmadı.

Padişah, saltanatın taşkınlığının icabı olarak çok kızdı ve ağır konuştu. "Bu hırka giyen insanlar hayvan gibidir, kabiliyet ve insanlık onlarda yoktur" dedi.

Veziri de kendini tutamadı, dervişin yanına gelip "Derviş bana bak, yeryüzünün padişahı, senin önünden geçti, niçin hürmet etmedin, niçin edep şartını yerine getirmedin" dedi.

Derviş şöyle cevap verdi:

"Padişaha söyle ki; hizmeti, hürmeti, kendinden para pul uman kimseden beklesin. Bir de şunu söyle: Padişahlar ahalinin korunması için o mevkie gelirler, yoksa ahali padişahlara tapınmak için yaratılmış değildir.

Her ne kadar devlet, saltanat sayesinde mal, mülk, para padişahların elinde ise de onlar fakirlerin bekçisidirler. Koyun çoban için değildir. Belki çoban koyunlara hizmet içindir. Bugün birini muradına ermiş, başka birini de kendi kendine didinir, gönlü yaralı görürsün. Biraz sabret, görürsün ki o hayal peşinde koşan kimsenin beynini toprak yiyecektir. Ölüm gelince, şahlık bendelik farkı yok olur.

Birisi bir ölünün mezarını açacak olsa, zengin mi fakir mi fark edemez."

Dervişin sözleri Padişah'ı derinden etkiledi, doğru ve sağlam geldi, "Dile benden ne dilersen" dedi.

Derviş cevap verdi: "Senden onu isterim ki, bir daha buraya gelip de beni rahatsız etme."

Padişah, "o zaman bana bir nasihat ver" dedi:

Derviş de şu beyti söyledi:

"Bugün elinde nimet varken fırsat bil çünkü bu devlet, bu mülk elden ele gider."


Tarih : 30.12.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ