Bir demokratik açılım tantanası devam edip gidiyor. Önce kürt açılımıydı sonra birileri hükümeti uyarmış olacak ki adını demokratik açılıma çevirdiler. Bu da tutmayınca milli birlik projesine dönüştü açılımın adı.
Bu nasıl bir milli birlik projesi ki milleti tam ortadan ikiye böldü. Toplumun büyük kısmı projenin milli birlik projesi olmadığını milli birliğimize kapatılması zor büyük yaralar açacağına inanıyor.
Başbakanda bu projeye karşı olanları hiç bir ayrım yapmadan anaların ağlamasını isteyen milli birliğe karşı olanlar olarak değerlendiriyor. Hal böyle oluncada iyi niyetle bu projeyi eleştirip yanlışlarını düzeltmek isteyenlerde arada kaynayıp gidiyor.
Yanlış nerede başlıyor ?
Yanlış 22 Temmuz seçimleriyle başlıyor.Çünkü bu seçim kampanyasında AKP tarafında kürt sorununun çözümüyle ilgili topluma hiç bir şey söylenmiyor.Zaten son 25 yılda kürt sorunuyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi dışında topluma çözüm önerisi sunan hiç bir siyasi parti yok.
AKP 'ninde seçim kampanyasında ve öncesinde kürt sorununun çözümü için öneride bulunmaması ve birden bire bu sorunun ortaya çıkması toplumda bu projenin AKP'nin değil ABD'nin projei olduğu yönünde geniş bir kabul görüyor.Bu durumda bu projenin uygulanmasını zora sokuyor.
AKP 22 Temmuz seçimleri sonrasında Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclise gireceğiz açıklamasını doğru okuyup mecliste uzlaşarak cumhurbaşkan seçse idi.
Yine bu sene ki meclis başkanı seçiminde bizim sayımız fazla istediğimizi seçeriz anlayışıyla hareket etmek yerine meclisin üzerinde uzlaştığı sayın Köksal Toptan'ı meclis başkanı olarak seçtirseydi. Demokratik açılım daha sağlıklı tartışılabilirdi.
Çünkü başbakan muhalefetle bütün ipleri koparttı. Bunu birilerinin tamir etmesi gerekir. O biride AKP dayatması sonucu seçilmiş kişiler olduğu için muhalefet tarafından kabul görmüyor.
Bu gün ne Cumhurbaşkanı ne de meclis başkanı iktidarı ve muhalefeti bir araya getirme şansına sahip değiller. Böyle bir oturumda Türkiye'nin hatta 72 milyon insanımızı ilgilendiren çok ciddi bir sorunu AKP'nin tek başına çözmesi mümkün görünmüyor.
Tabi ki bu sorun çözülmeli ama çözülürken toplumda çözülmelere neden olmamalı mecliste geniş bir uzlaşma sağlamadan bu sorunu çözmeye çalışmak bundan sonra daha büyük sorunları davet etmek demektir
Demokrasi çoğunluğun her istediğini yapabileceği bir yönetim şekli değildir. Böyle ciddi sorunlarda yönetenlerin çok daha uzlaşmacı olması gerekir. Bu sorun mutlaka çözülmelidir. Türk siyaseti kimseden yardım almadan bu sorunu çözecek birikime sahiptir. Ne yazık ki 22 Temmuz seçimlerinden sonra “biz çoğunluğuz istediğimizi yaparız” anlayışı bu sorunu bu meclis döneminde çözümsüz hale gelmiştir.
Bu sorunun çözümü erken bir seçimdir. Bu seçim öncesinde tüm siyasi partiler tarafından topluma çözüm önerisinin sunulmasıdır. Seçimin sonucu bu sorunun çözümünü de beraberinde getirir.
İyi bayramlar diliyorum sağlıcakla kalın...
hakkı
20.12.2009 11:55:00kadim bey haklı olduğunuz aponun talimatıyla ortaya çıktı.siz çözüm için erken seçim demiştiniz.apo erken seçimi yandaşlarının istifalarını durdurarak önledi.türkiyeyi artık kimler idare ediyo.yazık bu ülkeye.