Atatürk Lisesinin okul aile birliği toplantısına katıldım. Durum hiçte iyi değil. Bir şeyler yapmak için çırpınan idareciler ve öğretmenler var. Ama onların çabası eğitim iyileşmesi için yeterli değil.
Veliler çaresiz, öğretmenler çaresiz, idare çaresiz, Milli Eğitim Müdürlüğü ilgisiz, Milli Eğitim Bakanlığı sorumsuz. Bu koşullarda eğitimi bir adım ileri götürmek mümkün görünmüyor.
Atatürk Lisesi Yozgat’ın göçebe okulu, göçebe demek bile doğru değil. Çünkü göçebelerin hiç olmasa çadırları var. Atatürk Lisesinin ne çadırı ne de binası var. Yıllardır başka okulların binalarında binbir zorlukla eğitim vermeye çalışıyor.
Halbuki bu okulun geçmişte büyük başarıları var. Mevcut kadrosu yeni başarılar getirecek heyecanda ve birikimde . Genç, mesleğini seven öğretmenleri ve eğitime ilgili idarecileri var. Hatta diğer okullara göre velilerde elinden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorlar.
Tüm bu olumlu şeylere rağmen okulun başarısı istendik yerde değil. Nedenlerini sorguladığımız zaman ilk gözümüze çarpan 250 öğrencinin öğrenim göreceği fiziki koşullara sahip bu okulumuzda 653 öğrenci eğitim görüyor. Eğitim gördüğü bina okulun kendisine de ait değil.
Bu okulun idarecileri yıllardır, kendilerine geçici olarak verilen okulu eğitim yapılabilir hale getirmeye çalışıyorlar. Tam her şey yoluna girerken başka bir binaya taşınıyorlar hadi yeni baştan bu binanın okul haline getirilmesi için çalışıyorlar.
Türkiye’de binası olmayan başka bir okul varmıdır bilmiyorum ama olduğunu da sanmıyorum. Sayın Valim herhalde bu okulun sorununu biliyordur. Milli Eğitim Müdürünün bilmemesi mümkün değil. Peki hal böyleyken bu okulun bina sorunu neden çözülemiyor. Bina sorunu çözülmediği halde idareye baskı yapılarak neden bu kadar öğrenci alınıyor.
Bu okulun durumunu bilerek sorununu çözmeyen, sorunu çözmediği gibi daha fazla öğrenci kaydedilmesini sağlayarak sorunu daha fazla büyüten Milli Eğitim Müdürlüğünün Atatürk Lisesindeki başarı düşüklüğün de büyük payı var.
Sürekli idareci değişikliği ve öğretmen değişimi de başarısızlığın diğer bir nedeni olarak görülüyor. Ama tüm bunlara rağmen mevcut idare ve öğretmen kadrosu başarının artması için çalışıyorlar. Onlara kolaylıklar diliyorum. Sayın Valimden de bu okulun bizzat sorununu çözmesini bekliyorum.
Tabii yukarda bahsettiğimiz sadece ilimizdeki bir okulun sorunu. Bu ilimiz içerisinde çözümlenebilecek sıradan bir sorun.
Ama eğitimin ülkemizde o kadar ciddi sorunları varki önemli olan bu sorunların çözümlenmesi. Görünen o ki bu iktidar ve muhalefet anlayışıyla bunları çözmek mümkün görünmüyor.
Bu gün eğitimin bir sürü sorunu için de benim için en önemli saydığım fırsat eşitliği konusunda birkaç kelime yazmak istiyorum.
Eğitimde fırsat eşitliği son derece bozuk hale geldi. Bu günkü gelişmeler paralı eğitimin önünü açmaktadır. Hatta yarı paralı eğitime geçtik bile devlet okulları her ne kadar parasız olsa bile artık her aile çocuğunun okuması için bütçesinde epeyce bir parayı dershaneler ve özel hocalara ayırmak zorundalar.
Tabii ki büyük illerdeki dershaneler daha iyi koşullara sahip olduğu için ya da eğitimini seçme şansı olduğu için her zaman bizim gibi küçük illerde eğitim gören çocuklar daha şansız hale geliyor.
Eskiden zenginle yoksul arasında eğitimde fırsat eşitliği vardı. Ama artık yoksulla yoksul arasında bile fırsat eşitliği oluştu. Ankara’daki dar gelirli bir ailenin çocuğu Yozgat’ta okuyan dar gelirli hatta orta gelirli bir ailenin çocuğundan şanslı hale geldi.
Biz Yozgat’ta öğrenci okutan veliler ve çocuklarımız bozuk eğitim sisteminin birer kurbanıyız. Tüm imkanlarımızla çocuklarımıza destek olmaya çalışıyoruz.
Çocuklarımız dünyanın en adaletsiz yarışıyla karşı karşıya. Öyle bir sınav sistemimiz varki kaplumbayla tavşanı yarıştırıyor.
Teşekkürler Milli Eğitim Bakanlığı... Teşekkürler YÖK sizin eğitim için yapabileceğiniz hiçbir şey yok .
Tarih : 27.12.2005
Veliler çaresiz, öğretmenler çaresiz, idare çaresiz, Milli Eğitim Müdürlüğü ilgisiz, Milli Eğitim Bakanlığı sorumsuz. Bu koşullarda eğitimi bir adım ileri götürmek mümkün görünmüyor.
Atatürk Lisesi Yozgat’ın göçebe okulu, göçebe demek bile doğru değil. Çünkü göçebelerin hiç olmasa çadırları var. Atatürk Lisesinin ne çadırı ne de binası var. Yıllardır başka okulların binalarında binbir zorlukla eğitim vermeye çalışıyor.
Halbuki bu okulun geçmişte büyük başarıları var. Mevcut kadrosu yeni başarılar getirecek heyecanda ve birikimde . Genç, mesleğini seven öğretmenleri ve eğitime ilgili idarecileri var. Hatta diğer okullara göre velilerde elinden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorlar.
Tüm bu olumlu şeylere rağmen okulun başarısı istendik yerde değil. Nedenlerini sorguladığımız zaman ilk gözümüze çarpan 250 öğrencinin öğrenim göreceği fiziki koşullara sahip bu okulumuzda 653 öğrenci eğitim görüyor. Eğitim gördüğü bina okulun kendisine de ait değil.
Bu okulun idarecileri yıllardır, kendilerine geçici olarak verilen okulu eğitim yapılabilir hale getirmeye çalışıyorlar. Tam her şey yoluna girerken başka bir binaya taşınıyorlar hadi yeni baştan bu binanın okul haline getirilmesi için çalışıyorlar.
Türkiye’de binası olmayan başka bir okul varmıdır bilmiyorum ama olduğunu da sanmıyorum. Sayın Valim herhalde bu okulun sorununu biliyordur. Milli Eğitim Müdürünün bilmemesi mümkün değil. Peki hal böyleyken bu okulun bina sorunu neden çözülemiyor. Bina sorunu çözülmediği halde idareye baskı yapılarak neden bu kadar öğrenci alınıyor.
Bu okulun durumunu bilerek sorununu çözmeyen, sorunu çözmediği gibi daha fazla öğrenci kaydedilmesini sağlayarak sorunu daha fazla büyüten Milli Eğitim Müdürlüğünün Atatürk Lisesindeki başarı düşüklüğün de büyük payı var.
Sürekli idareci değişikliği ve öğretmen değişimi de başarısızlığın diğer bir nedeni olarak görülüyor. Ama tüm bunlara rağmen mevcut idare ve öğretmen kadrosu başarının artması için çalışıyorlar. Onlara kolaylıklar diliyorum. Sayın Valimden de bu okulun bizzat sorununu çözmesini bekliyorum.
Tabii yukarda bahsettiğimiz sadece ilimizdeki bir okulun sorunu. Bu ilimiz içerisinde çözümlenebilecek sıradan bir sorun.
Ama eğitimin ülkemizde o kadar ciddi sorunları varki önemli olan bu sorunların çözümlenmesi. Görünen o ki bu iktidar ve muhalefet anlayışıyla bunları çözmek mümkün görünmüyor.
Bu gün eğitimin bir sürü sorunu için de benim için en önemli saydığım fırsat eşitliği konusunda birkaç kelime yazmak istiyorum.
Eğitimde fırsat eşitliği son derece bozuk hale geldi. Bu günkü gelişmeler paralı eğitimin önünü açmaktadır. Hatta yarı paralı eğitime geçtik bile devlet okulları her ne kadar parasız olsa bile artık her aile çocuğunun okuması için bütçesinde epeyce bir parayı dershaneler ve özel hocalara ayırmak zorundalar.
Tabii ki büyük illerdeki dershaneler daha iyi koşullara sahip olduğu için ya da eğitimini seçme şansı olduğu için her zaman bizim gibi küçük illerde eğitim gören çocuklar daha şansız hale geliyor.
Eskiden zenginle yoksul arasında eğitimde fırsat eşitliği vardı. Ama artık yoksulla yoksul arasında bile fırsat eşitliği oluştu. Ankara’daki dar gelirli bir ailenin çocuğu Yozgat’ta okuyan dar gelirli hatta orta gelirli bir ailenin çocuğundan şanslı hale geldi.
Biz Yozgat’ta öğrenci okutan veliler ve çocuklarımız bozuk eğitim sisteminin birer kurbanıyız. Tüm imkanlarımızla çocuklarımıza destek olmaya çalışıyoruz.
Çocuklarımız dünyanın en adaletsiz yarışıyla karşı karşıya. Öyle bir sınav sistemimiz varki kaplumbayla tavşanı yarıştırıyor.
Teşekkürler Milli Eğitim Bakanlığı... Teşekkürler YÖK sizin eğitim için yapabileceğiniz hiçbir şey yok .
Tarih : 27.12.2005
27.12.2005
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
