Geçen hafta Fransız parlamentosunun Ermeni soykırımını almış olduğu soykırımını inkar yasası Türkiyede ve dünyada ciddi anlamda tartışıldı.
Ama bu tartışmalarda bir şey hep gündeme gelmedi. 1915 yılında ermeni Türk çatışmalarında Fransa ve onun gibi emperyalist devletlerin rolü.
Yüzlerce yıl birlikte barış içinde yaşadığımız Ermeni: komşularımız birden bire neden bize düşman oldular. Esas bu konunun sorgulanması gerekir.
İşte bunu sorguladığımız zaman karşınıza Fransa ve Osmanlıyı parçalamak isteyen emperyalistler çıkar. Nitekim daha sonrada Anadoluyu bu güçler isgal ettiler.
Anadoluyu parçalamak daha kolay olsun diye Ermenileri örgütleyip ayaklandıran emperyalist güçlerin biri de Fransa dır.
O gün Anadolu üzerindeki amaçlarını gerçekleştiremeyen emperyalistler Ermenileri de yüzüstü bırakıp kaçmışlardır.
Bu Fransa ve Emperyalistlerin örgütlediği: Ermeni Türk çatışmalarında sadece Ermeniler değil, Türklerde çoluk çocuk olmak üzere çok kayıp vermiştir.
Bu çatışmalar Devlet tarafından yönetilen bir soykırım hareketi değildir. İki halk arasında çıkar guruplarının çıkardığı çatışmalardır. Türkleri her şeyle suçlayabilirsiniz ama, soykırımla asla suçlayamazsınız.
Fransa bu gün günah çıkarmaktadır. Ermenileri ayaklandırıp yüzüstü bırakmanın günahını... 90 yıl sonra parlamentoda karar çıkarıp tarihi değiştirme çabalarıyla.
Nobel ödülüne gelince. Yanlış zamanda verilmiş bir ödüldür. Su anki görüntüsü ile Türkiye’ye ve Türkçeye verilmiş bir ödül olarak algılamak zor.
Tabiiki Türk edebiyatı Nobel ödülü alacak düzeyde zengin bir edebiyattır. Ama Orhan Pamuk’a verildiği zaman ve Orhan Pamuk’un kısa süre önce yapmış olduğu açıklamalar, bu ödülü gölgelemektedir.
Çünkü Orhan Pamuk muhalif façıklamalar yapmamıştır. Kendi halkını soykırım yapmakla suçlamıştır. Halbuki dünya tarihçileri bu konuda Orhan Pamuk gibi düşünmüyorlar.Tarihçilerin bile soykırım demediği bir olaya Orhan Pamuk ‘un soykırımı demesi muhalif bir anlayış olarak algılanamaz.
Sonuçta bizim eleştirilerimiz kısa süre sonra unutulacak Nobel ödülü Orhan Pamuk olarak açıklamalarda bulunacak. Dilerim bundan sonra kendi halkını bu kadar ağır suçlamalar yapmaz.
¨¨¨
Bayramlar dinsel sevinç günleridir. Ramazan Bayramı da hem manevi hem maddi, hem de bedensel bir ibadettir ve İslamın şartlarından oruç tutma ibadetini yerine getirdikten sonra bir bayramdır.
Bayramlar insanın daha insanlaştığı bir birini daha çok anladığı barış günleridir. Günümüzde Bayramlar birazda hüzün günlerine dönüşmekte, çünkü yaşam koşulları insanları dünyanın her tarafında dağıttı Bayramlarda kavuşamamak herkes için biraz da hüzün yaratmakta.
Bu arada sessizce tebrik kartları ile Bayram kutlama ortadan kalktı artık telefonlarda mesaj yoluyla Bayram kutlamaları başladı. Yaşamımızı giren her yenilik yaşamımızdaki bir iyiyi de beraberinde götürmekte... Çağdaş olmak bu olmasa gerek.
Bayramınızı kutlar nice Bayramlara sağlık içinde ulaşmanızı dilerim.
Tarih : 22.10.2006
Ama bu tartışmalarda bir şey hep gündeme gelmedi. 1915 yılında ermeni Türk çatışmalarında Fransa ve onun gibi emperyalist devletlerin rolü.
Yüzlerce yıl birlikte barış içinde yaşadığımız Ermeni: komşularımız birden bire neden bize düşman oldular. Esas bu konunun sorgulanması gerekir.
İşte bunu sorguladığımız zaman karşınıza Fransa ve Osmanlıyı parçalamak isteyen emperyalistler çıkar. Nitekim daha sonrada Anadoluyu bu güçler isgal ettiler.
Anadoluyu parçalamak daha kolay olsun diye Ermenileri örgütleyip ayaklandıran emperyalist güçlerin biri de Fransa dır.
O gün Anadolu üzerindeki amaçlarını gerçekleştiremeyen emperyalistler Ermenileri de yüzüstü bırakıp kaçmışlardır.
Bu Fransa ve Emperyalistlerin örgütlediği: Ermeni Türk çatışmalarında sadece Ermeniler değil, Türklerde çoluk çocuk olmak üzere çok kayıp vermiştir.
Bu çatışmalar Devlet tarafından yönetilen bir soykırım hareketi değildir. İki halk arasında çıkar guruplarının çıkardığı çatışmalardır. Türkleri her şeyle suçlayabilirsiniz ama, soykırımla asla suçlayamazsınız.
Fransa bu gün günah çıkarmaktadır. Ermenileri ayaklandırıp yüzüstü bırakmanın günahını... 90 yıl sonra parlamentoda karar çıkarıp tarihi değiştirme çabalarıyla.
Nobel ödülüne gelince. Yanlış zamanda verilmiş bir ödüldür. Su anki görüntüsü ile Türkiye’ye ve Türkçeye verilmiş bir ödül olarak algılamak zor.
Tabiiki Türk edebiyatı Nobel ödülü alacak düzeyde zengin bir edebiyattır. Ama Orhan Pamuk’a verildiği zaman ve Orhan Pamuk’un kısa süre önce yapmış olduğu açıklamalar, bu ödülü gölgelemektedir.
Çünkü Orhan Pamuk muhalif façıklamalar yapmamıştır. Kendi halkını soykırım yapmakla suçlamıştır. Halbuki dünya tarihçileri bu konuda Orhan Pamuk gibi düşünmüyorlar.Tarihçilerin bile soykırım demediği bir olaya Orhan Pamuk ‘un soykırımı demesi muhalif bir anlayış olarak algılanamaz.
Sonuçta bizim eleştirilerimiz kısa süre sonra unutulacak Nobel ödülü Orhan Pamuk olarak açıklamalarda bulunacak. Dilerim bundan sonra kendi halkını bu kadar ağır suçlamalar yapmaz.
¨¨¨
Bayramlar dinsel sevinç günleridir. Ramazan Bayramı da hem manevi hem maddi, hem de bedensel bir ibadettir ve İslamın şartlarından oruç tutma ibadetini yerine getirdikten sonra bir bayramdır.
Bayramlar insanın daha insanlaştığı bir birini daha çok anladığı barış günleridir. Günümüzde Bayramlar birazda hüzün günlerine dönüşmekte, çünkü yaşam koşulları insanları dünyanın her tarafında dağıttı Bayramlarda kavuşamamak herkes için biraz da hüzün yaratmakta.
Bu arada sessizce tebrik kartları ile Bayram kutlama ortadan kalktı artık telefonlarda mesaj yoluyla Bayram kutlamaları başladı. Yaşamımızı giren her yenilik yaşamımızdaki bir iyiyi de beraberinde götürmekte... Çağdaş olmak bu olmasa gerek.
Bayramınızı kutlar nice Bayramlara sağlık içinde ulaşmanızı dilerim.
Tarih : 22.10.2006
22.10.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ