SEÇİMLER ÜZERİNE

Artık siyaset yapmak ve siyaset yazmak istemiyorum. Ama böyle önemli bir seçim sonrasında siyaset yazmaktan başka çare yok.
22 Temmuz seçimleri Türk insanının tavrını net olarak ortaya koymuştur. Bu tavır çok iyi değerlendirilip analiz edilmelidir. 2 Kasım 2002 seçimleri iyi analiz edemeyen partilerin durumu bu gün ortadadır. Seçimden hepsi yenik ayrılmışlardır.
Seçim sonuçlarının en önemli göstergesi bütün sıkıntılara rağmen ( Köylü sıkıntılı, emekli sıkıntılı, çalışanlar sıkıntılı ) demokrasiden yana oy kullanılmıştır. Türk halkı bütün sıkıntıların demokrasi yoluyla çözüleceğine olan inancını ortaya koymuştur. Demokrasimiz adına önemli bir gelişmedir.
27 Nisan muhtırası Türk insanını demokrasi tarafında taraf yapmıştır. Demokrasiyi savunma ihtiyacını hissetmiştir. 22 Temmuz seçimlerinde de demokrasiden yana duruş sergileyen AKP’ye ຣ destek sağlamıştır.
AKP dışındaki partiler muhtıraya karşı tavır almamışlar hatta muhtıradan yarar sağlama çabası içine girmişlerdir. Seçmende demokrasi dışı bu davranışları sandıkta cezalandırmıştır.
Kaybeden partilere gelince Demokrat Parti genel başkanı sayın Mehmet Ağar almış olduğu seçim yenilgisinin gereğini sandıklar açılır açılmaz görevinden istifa ederek yerine getirmiştir. Doğru ve alkışlanacak bir tavırdır. Mehmet Ağar’a bundan sonraki yaşamında sağlık ve esenlikler diliyorum.
Gelelim aslan Sosyal Demokratların lideri sayın Deniz Baykal’a.. Bu gün seçimin ikinci günü hala evinden çıkmadı. Seçimi kazanan partiyi tebrik etmedi. Seçimle ilgili bir açıklamada bulunmadı. Ben bu durumu Sosyal Demokrat bir lidere yakışır bir durum olarak görmüyorum.
Genel başkan yardımcısı Onur Öymen’in yapmış olduğu “Bunca sıkıntıya rağmen Türk halkının AKP’ye vermiş olduğu destek mantık dışıdır.” açıklamasının manidar bulmuyorum. Mantıksız bir insanın yapabileceği bir açıklama olarak algılıyorum. Bu açıklamadan dolayı da kendilerini kınıyorum.
Sayın Deniz Baykal’ın bu güne kadar olan tavrı ve Onur Öymen’in yapmış olduğu açıklama CHP’li yöneticilerin seçim sonuçlarını analiz etmekte zorlandıklarının göstergesidir. Kendilerinin değil hala halkın suçlu olduğunu düşünmektedirler. Sayın Deniz Baykal ve kurmaylarına yakışır bir düşünce şeklidir.
CHP’sinin 1980 öncesi genel başkanı olan Bülent Ecevit, 12 Eylül ihtilaline karşı tek başına mücadele ederken, cezaevlerine girerken de sayın Baykal ve arkadaşları onun yanında yoktular. Ama Türk halkı o Ecevit’i zaman oldu 60 milletvekili ile tek başına azınlık hükümeti yaptı. Daha sonraki seçimlerde birinci parti olarak çıkardı.
CHP’si içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak için kendi geçmişini incelemeli, siyasi yelpazede kendine yer aramak yerine sol duruşunu pekiştirip evrensel anlamda Soysal Demokrat ilkelere dayanmalıdır. Parti içi demokrasiden başlayarak her alanda demokratik açılımlar sağlamalıdır.
Bu seçim yenilgisine neden olan sayın Baykal ve kurmayları sadece partideki görevlerinden değil milletvekilliğinden de istifa etmeli.. En fazla on eksik milletvekili CHP’si için önemli değil. Önemli olan bu köhnemiş zihniyetten kurtulup partisinin önünü açmaktır.
Seçmelerdeki başarısından dolayı AKP Yozgat il ve ilçe örgütlerini kutluyorum. Hak etmeden seçilen vekil adaylarına söyleyecek söz bulamıyorum.


Tarih : 27.07.2007