Aydın’ın Germencik ilçesinde bir cadde.
Beton kaldırımda dizlerinin üzerine çökmüş, önündeki derme-çatma boya sandığına yerleştirilmiş ayakkabıyı boyamaya çalışan 5-6 veya 7 yaşlarında bir çocuk. Çocuk bedenine fazla gelen bir gayretle işe sarılmış.
Kimbilir! Çocuk yüreğinde ne acılar, ne heyecanlar gizli.
Bir an önce işini bitirip, kocaman bir “Aferin” ile birlikte, küçük dünyasına zenginlik katacak bir kağıt para hayali.
Boya sandığına uzanan ayak, belli ki önemli bir şahsa ait. Çevresinde saygıyla bekleşen koca-koca insanlar, çocuğun yaşından büyük gayretine odaklanmış.
Ayakkabısını boyatan MHP grup başkanvekili Oktay VURAL. Çevresindekilerde partilileri olsa gerek. Sokakta rastladığı boyacı çocuğun minicik dünyasına yüklü bir maddi katkı sağlamak gelmiştir içinden. İhtimal, okula gidip-gitmediğini sormuş, gönlünden geçen ilave ücret’de yüklemiştir.
Sosyal devlet’in vicdanına havele edilmiş yoksul çocuğun hayatına, “ayakkabı boyasını bahane ederek” maddi katkı sağlamaktan başka şey gelmemiştir, muhalif milletvekilinin elinden.
İşte bu fotoğraf: Sosyal devletin vicdanını temsil eden Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’yu çok üzdü.
Bakan ÇUBUKÇU: Okuyan ancak sokakta çalışan çocukları tamamen okula döndürmeyi amaçlayan “kalem tutan eller” projesini tanıtırken, gazetelerde gördüğü yukarıdaki fotoğrafa değinerek, “Bir siyasi partinin grup başkan vekili’ni küçük bir çocuğa ayakkabısını boyatırken gördüm. Gerçekten çok sarsıldım bir insan olarak” demiş!
MHP grup başkanvekili Oktay VURAL: sokakda rastladığı boyacı çocuğu görmezden gelip-geçip gitse veya bu fotoğraf basına yansımasa, sayın Milli Eğitim Bakanı hiç sarsılmayacak.
Sayın Oktay VURAL: Bu fotoğrafı Sayın Milli Eğitim Bakanı’nı SARSMAK için bilerek ve isteyerek mi verdi? Veya Sayın Oktay VURAL’dan habersiz, “Bakanı biraz sarsalım” diye gazeteciler mi bilerek yayımladı? Bilinmez!
Bilinen ve sayın Bakan’ın ifadesinden anlaşılan, bu fotoğraf sayın Bakan için muhalefete gönderme yapmaya vesile olmuş.
Yani! ucuz politika.
Bu ülke’nin her yerinde, hergün yüzlerce insan, onlarca küçük çocuğa ayakkabısını boyatıyor. Ve ne hikmetse; o çocuklardan sorumlu olan hiç kimse sarsılmıyordu!
Yozgat’ın Cumhuriyet meydanında hergün, heran boyacılık yapan çocuklarla karşılaşırsınız.
Keza, bir elinde boya sandığı, bir elinde plastik bir çift terlik “Boyayalım Abi” diye kahvehaneleri dolaşan onlarca çocuk görürsünüz.
Devletin vicdanı, illa bu çocukların önüne muhalif bir siyasetçi ayağı uzandığı zaman mı sarsılacak?
Yukarıdaki fotoğraf ve Sayın Bakan’ın ifadesinden ilham alarak bir öneride bulunmak istiyorum.
MHP Yozgat Milletvekili Sayın Mehmet EKİCİ, grup başkanvekiliniz Sayın Oktay VURAL’ı da yanınıza alarak Yozgat Cumhuriyet meydanındaki boyacı çocuklara ayakkabılarınızı boyatınız. Olayı fotoğraflayıp basına veriniz.
Sayenizde Sayın Milli Eğitim Bakan’ı ile birlikte çocuk ve aileden sorumlu Bakan da sarsılmış olur.
Hatta mümkün ise Sayın Devlet BAHÇELİ beyi de götürünüz. Onun fotoğrafını görünce, belki! Sayın Başbakan da sarsılır.
Bu sarsıntılar sayesinde; kömür, gıda, sağlık ve hatta beyaz eşya yardımlarının “SOSYAL DEVLET” amacına ulaşmada yetersiz kaldığı görülür.
Muhalefete mensup siyasi şahsiyetlerin, bir çocuğa ayakkabı boyatmak gibi samimi ve iyi niyetli duygularını bile kendi demogojik propagandalarına vesile sayan zihniyete, aşağıda sıraladığım varsayımlar sonrasında neler söylemezdi?
Muğla Fethiye de dershane borcunu ödeyemeyen bir gencin annesi cezaevine gönderildi.
Üniversite sınavına hazırlanan ve cezaevine gönderilen annesine üzülen genç, intihar etti.
Düşünün! Bu olaya sebep olan dershane, bir MHP’li ya da CHP’liye ait olsaydı!
Veya, bu olayın vukuunda; CHP, MHP veya ikisi bir koalisyonla iktidarda olsaydı!
Uşak, Eşme de yatılı bölge okulunda okuyan 10 yaşında bir çocuk önce kayboldu sonra okulun fosseptik çukurunda ölü olarak çıkarıldı.
Şimdi düşünün! Bu okul CHP’li veya MHP’li birine ait özel okul olsaydı!
Veya, bu olay bu partilerin iktidarında yaşanmış olsaydı!
Kayseri’de bir bayram günü kaybolan çocuklar…
Ve benzeri onlarca olay!
Düşünün! CHP veya MHP iktidarında yaşansaydı!
“Bir siyasi partinin grup başkanvekilii küçük bir çocuğa ayakkabısını boyatırken gördüm. Gerçekten çok sarsıldım bir insan olarak.” Diyen zihniyet, ucundan-kenarından muhalif siyasetçilerle irtibatlandıramadıkları; yukarıdaki ve benzeri olaylardan “SARSILMA” ihtiyacı duymuyorlar anlaşılan.
Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi, bilgi kirliliğine ve demogojik hipnotizmaya mahkum edilen halk, birgün gerçek demokratik tepkisini ortaya koyarsa, siz o zaman seyredin SARSINTIYI.
Beton kaldırımda dizlerinin üzerine çökmüş, önündeki derme-çatma boya sandığına yerleştirilmiş ayakkabıyı boyamaya çalışan 5-6 veya 7 yaşlarında bir çocuk. Çocuk bedenine fazla gelen bir gayretle işe sarılmış.
Kimbilir! Çocuk yüreğinde ne acılar, ne heyecanlar gizli.
Bir an önce işini bitirip, kocaman bir “Aferin” ile birlikte, küçük dünyasına zenginlik katacak bir kağıt para hayali.
Boya sandığına uzanan ayak, belli ki önemli bir şahsa ait. Çevresinde saygıyla bekleşen koca-koca insanlar, çocuğun yaşından büyük gayretine odaklanmış.
Ayakkabısını boyatan MHP grup başkanvekili Oktay VURAL. Çevresindekilerde partilileri olsa gerek. Sokakta rastladığı boyacı çocuğun minicik dünyasına yüklü bir maddi katkı sağlamak gelmiştir içinden. İhtimal, okula gidip-gitmediğini sormuş, gönlünden geçen ilave ücret’de yüklemiştir.
Sosyal devlet’in vicdanına havele edilmiş yoksul çocuğun hayatına, “ayakkabı boyasını bahane ederek” maddi katkı sağlamaktan başka şey gelmemiştir, muhalif milletvekilinin elinden.
İşte bu fotoğraf: Sosyal devletin vicdanını temsil eden Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’yu çok üzdü.
Bakan ÇUBUKÇU: Okuyan ancak sokakta çalışan çocukları tamamen okula döndürmeyi amaçlayan “kalem tutan eller” projesini tanıtırken, gazetelerde gördüğü yukarıdaki fotoğrafa değinerek, “Bir siyasi partinin grup başkan vekili’ni küçük bir çocuğa ayakkabısını boyatırken gördüm. Gerçekten çok sarsıldım bir insan olarak” demiş!
MHP grup başkanvekili Oktay VURAL: sokakda rastladığı boyacı çocuğu görmezden gelip-geçip gitse veya bu fotoğraf basına yansımasa, sayın Milli Eğitim Bakanı hiç sarsılmayacak.
Sayın Oktay VURAL: Bu fotoğrafı Sayın Milli Eğitim Bakanı’nı SARSMAK için bilerek ve isteyerek mi verdi? Veya Sayın Oktay VURAL’dan habersiz, “Bakanı biraz sarsalım” diye gazeteciler mi bilerek yayımladı? Bilinmez!
Bilinen ve sayın Bakan’ın ifadesinden anlaşılan, bu fotoğraf sayın Bakan için muhalefete gönderme yapmaya vesile olmuş.
Yani! ucuz politika.
Bu ülke’nin her yerinde, hergün yüzlerce insan, onlarca küçük çocuğa ayakkabısını boyatıyor. Ve ne hikmetse; o çocuklardan sorumlu olan hiç kimse sarsılmıyordu!
Yozgat’ın Cumhuriyet meydanında hergün, heran boyacılık yapan çocuklarla karşılaşırsınız.
Keza, bir elinde boya sandığı, bir elinde plastik bir çift terlik “Boyayalım Abi” diye kahvehaneleri dolaşan onlarca çocuk görürsünüz.
Devletin vicdanı, illa bu çocukların önüne muhalif bir siyasetçi ayağı uzandığı zaman mı sarsılacak?
Yukarıdaki fotoğraf ve Sayın Bakan’ın ifadesinden ilham alarak bir öneride bulunmak istiyorum.
MHP Yozgat Milletvekili Sayın Mehmet EKİCİ, grup başkanvekiliniz Sayın Oktay VURAL’ı da yanınıza alarak Yozgat Cumhuriyet meydanındaki boyacı çocuklara ayakkabılarınızı boyatınız. Olayı fotoğraflayıp basına veriniz.
Sayenizde Sayın Milli Eğitim Bakan’ı ile birlikte çocuk ve aileden sorumlu Bakan da sarsılmış olur.
Hatta mümkün ise Sayın Devlet BAHÇELİ beyi de götürünüz. Onun fotoğrafını görünce, belki! Sayın Başbakan da sarsılır.
Bu sarsıntılar sayesinde; kömür, gıda, sağlık ve hatta beyaz eşya yardımlarının “SOSYAL DEVLET” amacına ulaşmada yetersiz kaldığı görülür.
Muhalefete mensup siyasi şahsiyetlerin, bir çocuğa ayakkabı boyatmak gibi samimi ve iyi niyetli duygularını bile kendi demogojik propagandalarına vesile sayan zihniyete, aşağıda sıraladığım varsayımlar sonrasında neler söylemezdi?
Muğla Fethiye de dershane borcunu ödeyemeyen bir gencin annesi cezaevine gönderildi.
Üniversite sınavına hazırlanan ve cezaevine gönderilen annesine üzülen genç, intihar etti.
Düşünün! Bu olaya sebep olan dershane, bir MHP’li ya da CHP’liye ait olsaydı!
Veya, bu olayın vukuunda; CHP, MHP veya ikisi bir koalisyonla iktidarda olsaydı!
Uşak, Eşme de yatılı bölge okulunda okuyan 10 yaşında bir çocuk önce kayboldu sonra okulun fosseptik çukurunda ölü olarak çıkarıldı.
Şimdi düşünün! Bu okul CHP’li veya MHP’li birine ait özel okul olsaydı!
Veya, bu olay bu partilerin iktidarında yaşanmış olsaydı!
Kayseri’de bir bayram günü kaybolan çocuklar…
Ve benzeri onlarca olay!
Düşünün! CHP veya MHP iktidarında yaşansaydı!
“Bir siyasi partinin grup başkanvekilii küçük bir çocuğa ayakkabısını boyatırken gördüm. Gerçekten çok sarsıldım bir insan olarak.” Diyen zihniyet, ucundan-kenarından muhalif siyasetçilerle irtibatlandıramadıkları; yukarıdaki ve benzeri olaylardan “SARSILMA” ihtiyacı duymuyorlar anlaşılan.
Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi, bilgi kirliliğine ve demogojik hipnotizmaya mahkum edilen halk, birgün gerçek demokratik tepkisini ortaya koyarsa, siz o zaman seyredin SARSINTIYI.
12.06.2010
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Nurettin İNÖNÜ
03.08.2010 11:02:00Siyasilerin, görevlilerin ve breylerin okuyunca anlatılanları çok iyi anlayacaklarından eminim. Tamamiyle gerçeğin ta kendisi; herkes bulunduğu konumuna göre bu yazıdaki gerekli vurgudan dersini almalı...
Yüreğinize, kaleminize ferasetinize sağlık... teşekkürler ediyorum.
latif
13.06.2010 08:43:00sayın yazar ,bur gün bu üzerine ölü toprağı saçılmış ahali uyanırsa sarsıntı başlar ama bu halk ne zaman uyanacak ki.saygılar.