Alamut Kalesi, yüce bir dağın üzerine kurulmuş doğal bir yalçın kale. Deyim yerindeyse, bulunduğu yerden dünyayı gözetleyen bir kartal yuvası. O kalenin hükümranı; kaleyi, servete düşkün bir Selçuklu valisinden parayla satın alan ve Büyük Selçuklu topraklarında İsmailiye Mezhebini kurarak şeyhliğini üstlenen, afyonkeş fedaileri vasıtasıyla bütün kıtaya korku salan Hasan SABBAH.
Hasan SABBAH, dünyanın ilk en büyük, en acımasız, en gizli, en cesur terör örgütünün başı ve Büyük Selçuklu döneminin Nizamülmülk ve Ömer Hayyam gibi iki önemli figüründen sonra üçüncüsü.
Büyük Selçuklu Devleti yöneticilerinin hırs ve zaaflarının da kullanarak, Sultan Sencerin yatak odasına kadar hançer saplayan bu örgüt, devletin sonunu getiren, parçalanıp, tarihten silinmesine vesile olan suikastların tertip, tezgâh ve düzenlerin kurucusu ve uygulayıcısıdır.
Dünyada dini bir devlet düzeni kurmayı ve din kurallarına göre devleti yönetmeyi temel alan İsmailiye Mezhebini ve onun örgütsel uygulamalarını örnek alan cemaatler ve örgüt yapıları bu güne kadar devam etmiş midir? Bu gün hala böyle örgütler var mı? Bilmiyorum.
Kendi din anlayışını idealize ederek bir topluma veya bir devlete dayatanlar, devleti yönetenlerden müsamaha görmezlerse; bu işlere cesaret edip, devlet içinde kendilerince yapmak istediklerini başarabilirler mi?
Elbette hayır !
Devlete rağmen, devlet içinde yuvalanıp, bir kişi veya grubun ideal veya hayallerini uygulamaya koyması mümkün değildir.
Devleti yönetenlerle kol kola girerek bu işleri yapanların da, devleti yönetenlerin de, ortaya çıkan işlerin neticelerinden hissedar olmaları kaçınılmazdır.
Dinin muhtelif yorumlarını esas alan mezhep ve cemaatler, dört büyük halifeden sonra kurulan bütün İslam devletlerinde vardır.
Osmanlıdan cumhuriyete aktarılan kültürel mirasın içinde cemaatlerin olmaması mümkün değil. Ancak cumhuriyetin getirdiği devlet düzeninde ; cemaatlerin devlet yönetimine etkisi hemen hemen yoktur. Ta ki, AKP iktidarına kadar. AKP iktidarı ile birlikte, devlet yönetimine çeşitli kurumlardaki mensupları aracılığı ile ortak olduğu yeni yeni anlaşılan cemaatin ülke gündemine taşıdığı Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ay ışığı, Devrimci Karargah, Darbe Planları v.s. gibi davalar ortaya çıktığında; iktidar, vesayetten kurtulma adına bu işlerin hayırlı işler olduğunu ve mahkeme neticelerinin beklenmesi gerektiğini tekrar edip durmuştur.
Muhtelif kesimlerin; emniyette, yargıda, medyada devlet geleneğine aykırı yapılar oluşuyor feryadına, iktidar mensupları; güzel şeyler oluyor diye cevap vermiştir.
Tutuklanan ve yıllarca cezaevlerinde kalan; asker, polis, akademisyen, gazeteci, yazar, bürokrat vs. insanların, ailelerinin, sevenlerinin hatta yeni doğmuş çocuklarının feryatlarına dahi kulaklarını tıkamıştır.
Tarihin her döneminde, her toplum kesiminde; Firavunlar, Nemrutlar, dünyaya çıplak gelip servet sahibi olan Karunlar, adalet dağıtma iddiasında olan Haccac-ı Zalimler hep olagelmiştir.
Hiçbir zalim, zulm ile abad olamamıştır.
Dört bakanı ve o bakanların çocuklarını, başbakanların ilişki kurdukları iş adamlarını içine alan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu , ülkenin gündemini allak-bullak etmiştir.
Sayın Başbakan, devlet içinde çetelerden bahsetmeye başlamıştır. Ben ülkemin başbakanına inanırım! Fakat, bu çeteler kimler merak ederim! Ve sorarım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalardaki paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
Sayın Başbakan dışarıdan ve içerden hükümetimize komplo kuruldu diyor. Ben başbakanıma inanırım! Ama bu komployu dışarıdan ve içeriden kuranların kimler olduğunu da merak ederim ! ve sorarım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalarda paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
İnlerine gireriz diyor sayın Başbakan. Ben başbakanıma inanırım ve güvenirim! Amma! Onbir yıldır idare ettiği ülkede var ise bu İnlere kimleri kimin yerleştirdiğini de merak ederim. Tabii peşinden de sorarım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalarda paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
Sayın Başbakan, Evinde para bulunan herkesi suçlu mu ilan edeceğiz..? diyor. Merakımı mazur görün ! Sayın Başbakanı meydanlarda çılgıca alkışlayanlar veya Kefen giyerek, Sayın Başbakan için ölümü göze aldıklarını ifade edenler, bu deste deste paraların dört buçuk milyon dolarını değil, bir destesini bir arada gördüler mi acaba?
Yani biz merak edip sormayalım mı?
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalarda paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
İleri Demokrasi(!) adına kendi oluşturduğu HSYKyı Millete şikayet ediyor, HSYKnın hesabını millet görür buyuruyor.
30 Mart 2014 yerel seçiminde, Millet AKPye oy verirse HSYKnın hesabını görmüş mü olacak?
Millet AKPye o verirse, hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk yok mu sayılacak?
Sayın Başbakanın ifadesiyle MİLLİ İRADEyi arkasına alanın hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti mübah mı sayılacak?
TC. Mahkemeleri hangi işlere bakacak?
Madem, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet işleri seçimden seçime MİLLİ İRADE tarafından halledilecekti de, koca, koca adliye saraylarını sadece size muhalefet edenleri yargılamak için mi yaptınız ?
Sayın Başbakan gittiği yerde bedduaya lanet, duaya davet buyuruyor. Kendi kurnaz uslubunca Hoca efendi hazretlerinin MÜLAANEsini BEDDUA diye Millete yutturuyor.
MÜLAANE : Kuranın inanana tavsiye ettiği bir davranış tarzlı Kuran, mealen şöyle buyuruyor : Eğer bir konuda anlaşamıyor, doğruda karar kılamıyor, her biriniz kendinizin doğru olduğunu iddia ediyorsanız; çoluk çocuğunuzu ve yakınlarınızı toplayıp birbirinizle MÜLAANE yapın yani birbirlerinize karşı, ben yanlış isem Allah(c.c.) bana lanet etsin, deyin ve gerisini Allah (c.c.)a bırakın
Eğer! Sayın Başbakanın kafasındaki komplocular, çeteler, yargıyı ve emniyeti ele geçirerek, Başbakanı ve AKPyi yemeye çalışan canavar cemaat ise bunu besleyip büyüten, bu günlere getiren, istediği zaman muhaliflerinin üzerine acımasızca salan bizzat sayın Başbakan ve AKP iktidarı değil mi?
Allah(c.c.) Kuranın da mealen şöyle buyuruyor :
Onlar tuzakların kura dursunlar, bilmiyorlar ki en büyük tuzak kurucu Allah(c.c.)dır.
Allah (c.c.) dilemeseydi ne bu çalışma olurdu, ne de bu yolsuzluklar ortaya çıkardı. Bu erişilmez KİBRin hesabı elbet birgün görülecekti. İnşallah o gün bugündür.
İktidar hırsı uğruna; savcıların, hakimlerin, emniyet mensuplarının, muhalefetin, demokrasinin, yüksek yargının önünü ne kadar keserseniz kesin! İman etmiş insan için teselli bulacağı Kurani bir hüküm vardır.
HESAP GÖRÜCÜ OLARAK ALLAH YETER
İktidar duymasa da, duymak istemese de Allah(c.c.)ın duyacağına iman ederek biz yine de soralım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, Kuluarda ve kasalarda deste deste paralar, Tomar tomar dolarlar, Eurolar!
Görelim Mevla neyler, neylerse Güzel eyler.
Deste- deste paraların gözünü doyurmadığı tamahkâr insanların gözünü toprak doyursun.
Rabbü-lalemîn yeni yılda yolsuzluklardan, hırsızlıklardan, rüşvetten arınmış bir ülke, KİBİRden arınmış, Allah(c.c.)dan korkan, adil bir iktidar nasibetsin. Deste- deste olmasa da cebiniz dolu, yuvanız huzurlu, aileniz ve sevdikleriniz mutlu olsun.
02.01.2014
Hasan SABBAH, dünyanın ilk en büyük, en acımasız, en gizli, en cesur terör örgütünün başı ve Büyük Selçuklu döneminin Nizamülmülk ve Ömer Hayyam gibi iki önemli figüründen sonra üçüncüsü.
Büyük Selçuklu Devleti yöneticilerinin hırs ve zaaflarının da kullanarak, Sultan Sencerin yatak odasına kadar hançer saplayan bu örgüt, devletin sonunu getiren, parçalanıp, tarihten silinmesine vesile olan suikastların tertip, tezgâh ve düzenlerin kurucusu ve uygulayıcısıdır.
Dünyada dini bir devlet düzeni kurmayı ve din kurallarına göre devleti yönetmeyi temel alan İsmailiye Mezhebini ve onun örgütsel uygulamalarını örnek alan cemaatler ve örgüt yapıları bu güne kadar devam etmiş midir? Bu gün hala böyle örgütler var mı? Bilmiyorum.
Kendi din anlayışını idealize ederek bir topluma veya bir devlete dayatanlar, devleti yönetenlerden müsamaha görmezlerse; bu işlere cesaret edip, devlet içinde kendilerince yapmak istediklerini başarabilirler mi?
Elbette hayır !
Devlete rağmen, devlet içinde yuvalanıp, bir kişi veya grubun ideal veya hayallerini uygulamaya koyması mümkün değildir.
Devleti yönetenlerle kol kola girerek bu işleri yapanların da, devleti yönetenlerin de, ortaya çıkan işlerin neticelerinden hissedar olmaları kaçınılmazdır.
Dinin muhtelif yorumlarını esas alan mezhep ve cemaatler, dört büyük halifeden sonra kurulan bütün İslam devletlerinde vardır.
Osmanlıdan cumhuriyete aktarılan kültürel mirasın içinde cemaatlerin olmaması mümkün değil. Ancak cumhuriyetin getirdiği devlet düzeninde ; cemaatlerin devlet yönetimine etkisi hemen hemen yoktur. Ta ki, AKP iktidarına kadar. AKP iktidarı ile birlikte, devlet yönetimine çeşitli kurumlardaki mensupları aracılığı ile ortak olduğu yeni yeni anlaşılan cemaatin ülke gündemine taşıdığı Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ay ışığı, Devrimci Karargah, Darbe Planları v.s. gibi davalar ortaya çıktığında; iktidar, vesayetten kurtulma adına bu işlerin hayırlı işler olduğunu ve mahkeme neticelerinin beklenmesi gerektiğini tekrar edip durmuştur.
Muhtelif kesimlerin; emniyette, yargıda, medyada devlet geleneğine aykırı yapılar oluşuyor feryadına, iktidar mensupları; güzel şeyler oluyor diye cevap vermiştir.
Tutuklanan ve yıllarca cezaevlerinde kalan; asker, polis, akademisyen, gazeteci, yazar, bürokrat vs. insanların, ailelerinin, sevenlerinin hatta yeni doğmuş çocuklarının feryatlarına dahi kulaklarını tıkamıştır.
Tarihin her döneminde, her toplum kesiminde; Firavunlar, Nemrutlar, dünyaya çıplak gelip servet sahibi olan Karunlar, adalet dağıtma iddiasında olan Haccac-ı Zalimler hep olagelmiştir.
Hiçbir zalim, zulm ile abad olamamıştır.
Dört bakanı ve o bakanların çocuklarını, başbakanların ilişki kurdukları iş adamlarını içine alan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu , ülkenin gündemini allak-bullak etmiştir.
Sayın Başbakan, devlet içinde çetelerden bahsetmeye başlamıştır. Ben ülkemin başbakanına inanırım! Fakat, bu çeteler kimler merak ederim! Ve sorarım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalardaki paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
Sayın Başbakan dışarıdan ve içerden hükümetimize komplo kuruldu diyor. Ben başbakanıma inanırım! Ama bu komployu dışarıdan ve içeriden kuranların kimler olduğunu da merak ederim ! ve sorarım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalarda paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
İnlerine gireriz diyor sayın Başbakan. Ben başbakanıma inanırım ve güvenirim! Amma! Onbir yıldır idare ettiği ülkede var ise bu İnlere kimleri kimin yerleştirdiğini de merak ederim. Tabii peşinden de sorarım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalarda paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
Sayın Başbakan, Evinde para bulunan herkesi suçlu mu ilan edeceğiz..? diyor. Merakımı mazur görün ! Sayın Başbakanı meydanlarda çılgıca alkışlayanlar veya Kefen giyerek, Sayın Başbakan için ölümü göze aldıklarını ifade edenler, bu deste deste paraların dört buçuk milyon dolarını değil, bir destesini bir arada gördüler mi acaba?
Yani biz merak edip sormayalım mı?
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, kutularda ve kasalarda paralar, azar-azar deste deste dolarlar, eurolar!
İleri Demokrasi(!) adına kendi oluşturduğu HSYKyı Millete şikayet ediyor, HSYKnın hesabını millet görür buyuruyor.
30 Mart 2014 yerel seçiminde, Millet AKPye oy verirse HSYKnın hesabını görmüş mü olacak?
Millet AKPye o verirse, hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk yok mu sayılacak?
Sayın Başbakanın ifadesiyle MİLLİ İRADEyi arkasına alanın hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti mübah mı sayılacak?
TC. Mahkemeleri hangi işlere bakacak?
Madem, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet işleri seçimden seçime MİLLİ İRADE tarafından halledilecekti de, koca, koca adliye saraylarını sadece size muhalefet edenleri yargılamak için mi yaptınız ?
Sayın Başbakan gittiği yerde bedduaya lanet, duaya davet buyuruyor. Kendi kurnaz uslubunca Hoca efendi hazretlerinin MÜLAANEsini BEDDUA diye Millete yutturuyor.
MÜLAANE : Kuranın inanana tavsiye ettiği bir davranış tarzlı Kuran, mealen şöyle buyuruyor : Eğer bir konuda anlaşamıyor, doğruda karar kılamıyor, her biriniz kendinizin doğru olduğunu iddia ediyorsanız; çoluk çocuğunuzu ve yakınlarınızı toplayıp birbirinizle MÜLAANE yapın yani birbirlerinize karşı, ben yanlış isem Allah(c.c.) bana lanet etsin, deyin ve gerisini Allah (c.c.)a bırakın
Eğer! Sayın Başbakanın kafasındaki komplocular, çeteler, yargıyı ve emniyeti ele geçirerek, Başbakanı ve AKPyi yemeye çalışan canavar cemaat ise bunu besleyip büyüten, bu günlere getiren, istediği zaman muhaliflerinin üzerine acımasızca salan bizzat sayın Başbakan ve AKP iktidarı değil mi?
Allah(c.c.) Kuranın da mealen şöyle buyuruyor :
Onlar tuzakların kura dursunlar, bilmiyorlar ki en büyük tuzak kurucu Allah(c.c.)dır.
Allah (c.c.) dilemeseydi ne bu çalışma olurdu, ne de bu yolsuzluklar ortaya çıkardı. Bu erişilmez KİBRin hesabı elbet birgün görülecekti. İnşallah o gün bugündür.
İktidar hırsı uğruna; savcıların, hakimlerin, emniyet mensuplarının, muhalefetin, demokrasinin, yüksek yargının önünü ne kadar keserseniz kesin! İman etmiş insan için teselli bulacağı Kurani bir hüküm vardır.
HESAP GÖRÜCÜ OLARAK ALLAH YETER
İktidar duymasa da, duymak istemese de Allah(c.c.)ın duyacağına iman ederek biz yine de soralım!
Ya! Ayakkabı kutuları, çelik kasalar, Kuluarda ve kasalarda deste deste paralar, Tomar tomar dolarlar, Eurolar!
Görelim Mevla neyler, neylerse Güzel eyler.
Deste- deste paraların gözünü doyurmadığı tamahkâr insanların gözünü toprak doyursun.
Rabbü-lalemîn yeni yılda yolsuzluklardan, hırsızlıklardan, rüşvetten arınmış bir ülke, KİBİRden arınmış, Allah(c.c.)dan korkan, adil bir iktidar nasibetsin. Deste- deste olmasa da cebiniz dolu, yuvanız huzurlu, aileniz ve sevdikleriniz mutlu olsun.
02.01.2014
02.01.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Süleyman
10.03.2014 17:24:00Ağzına sağlık, kalemine sağlık sevgili dostum.Yazının hülasasına demek istiyorsunki,hak hukuk ve dürüstlük insanın temel çizgisi olmalı.Bence çok doğru katılıyorum.Diliyorum ki yaradanının sabrı çabuk tükensin ne yapacaksa yapıp bu sahte karları,din bezirganlarını,allah diye diye insanlardan oy devşirenleri başımızdan atsın.
METEHAN DOĞAN
08.01.2014 18:04:00Köşe yazınızı değerlendirmek haddimize düşmese de Ülke gündemindeki bu vahim hadiseyi en güzel anlatan yorumlardan biri olması sebebiyle teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Kaleminize, yüreğinize sağlık yalnız lütfen engin tecrübe ve bilginizi size has üslubunuzla birleştirdiğiniz o güzel yazıları daha sık yazarak, bizleri mahrum etmeyin. Saygı, selam ve Dua ile Allah'a emanet olun.
Necati Keleşer
13.01.2014 20:57:00Mehmet Kardeşim selamlar,Nasılsınız ben Hasbekten Necati keleşer.Yazınızı görünce bir hatırınızı sorayım dedim.
Selam ve saygılarımla