Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

Geldi ve gitti

Dünyayı yeniden dizayn etmeye soyunan ABD’nin yumuşak yüzü.


ABD’nin menfaatleri istikametinde ülkesinin kendisine yüklediği sorumluluğu yerine getirmeye gayret ediyor.


Afrika’dan gelen köklerinden aldığı ilham, derin sükûnet, Başarılı eğitim kariyeri, uyumlu aile ortamından doğan sakin gücün yarattığı karizma, dünya insanını etkiliyor.


Sürekli vurguladığı değişim, uzlaşma, basın özgürlüğü bizim liderleri nasıl etkiler? Bekleyip göreceğiz.


Onun lider duruşu, yeni dünya anlayışı, ülkesi ve dünyaya bakışı bizdeki kimi yazar-çizer takımını pek ilgilendirmiyor. Önem atfettikleri tek şey diğer isminin HÜSEYİN olması.


Yandaş tabir edilen medya ve basının köşelerine başlanmış yazarlar, Hüseyin ismini öne çıkararak onu olduğundan farklı gösterme gayretindeler.


ABD uşaklığına soyunmuş, Amerikalılardan çok Amerikalı zevatın canhıraş gayretleri kendilerini ele veriyor.


Obama’nın ziyaretini bazı TV kanalları naklen verdi.


Bush’tan görevi devraldığı gün de düzenlenene törenler ve Obama hakkında söyleşiler yapıldı.


Bu söyleşilerden birinde, yandaş basının bir yazarına soruyorlar!


Barack Obama hakkında ne düşünüyorsunuz?


İslami aidiyetini en önemli meziyeti sanan yazar, derhal Obama havariliğine soyunuyor.


Koltuğunda geriye kaykılıyor.


Yüzünde riyakâr bir tebessüm.


Riyakarlığının anlaşılacağı endişesiyle çarpılmış, arsız bir surat


Müslüman’a hiç yakışmayan kibrin azametiyle cevap veriyor.


“Barak Obama değil kardeşim!”


“BURAK HÜSEYİN OBAMA…ADAŞIM…!”


İsim benzerliği büyük bir keyif ve üstünlük duygusuyla vurguluyor. Hüseyin…!


Hadi Hüseyin’i anladık ta Burak nerden çıktı.


Adamın adı BARACK yahu!


Riyakarlık bu noktada devreye giriyor.


“BURAK” İslami literatürde bir sembol.


Yüce Peygamberimiz (sav) in Miraç’ta kullandığı binit.


BARACK’ı BURAK yapacak ki; saf Müslümanları, kendisi gibi uşaklığa kolay motive edebilsin.


Obama, ABD de Hüseyin ismini pek öne çıkarmıyor.


Hüseyin daha çok İslam dünyasında basının öne çıkardığı bir isim.


Yazdığı kitaplarda da adı BARACK OBAMA. Hüseyin ismi yok.


Anıtkabir ziyaretinde Atatürk’e ithaf en yazdığı metnin altındaki imzada BURAK ve HÜSEYİN yok. Ama imzasının ortasındaki haç işareti çok net.


Barack Obama, Müslüman olduğunu söylemiyor.


Müslüman bir aileden geldiğini söylüyor.


Bizdeki malum zevat, orgazm zevki içinde; Dünyayı bir Müslüman liderin yönettiğini ilan etmeye hazırlanıyor.


Oysa Barack Obama eliyle kaleme aldığı, “UMUDUN CESARETİ” adlı kitabında; kendisini, ailesini, inancını, dünyaya bakışını net ifadelerle ortaya koyuyor.


Gelin birlikte okuyalım.


UMUDUN CESARETİ 222. sahife.


“Babam Müslüman olarak büyümüş olsa da annemle tanıştığı sıralarda dinin batıl inançlarla dolu olduğuna inanan artık ıslah olmaz bir ATEİSTTİ.”


Aynı kitabın 225. sahifesinde devam ediyor Obama.


“Zamanla anladım ki inandıklarıma yürekten bağlanmadıkça, bir inanca kayıtsız şartsız kendimi vermedikçe, aynı ANNEMİN olduğu gibi ÖZGÜR olacaktır. Ama aynı zamanda onun olduğu gibi mütemadiyen yalnız kalacaktım.”


Ve… Obama 226. sahife de devamla:


“Sonunda Trinity United Hıristiyan kilisesinde karar verip VAFTİZ OLDUM. Chicago’nun batı tarafında O HAÇ’ın  atlında diz çökmüş beklerken Tanrı’nın beni çağırdını hissettim.”


T.C. vatandaşı olmaktan çok dünya vatandaşı olmakla övünen, demokratlığı hiç kimseye bırakmayan riyakar Müslümanların; iğdiş keyfiyle cilaladıkları Obama, kendini böyle anlatıyor.


Kendisi gibi yalakalık yapmadığı, dünyaya kendi penceresinden bakmadığı, demokrasiyi kendisi gibi algılamadığı ve Atatürk’e saygı gösterdiği için, yanı başındaki din kardeşini kafirlik ve günahkarlıkla itham eden bu zevat; bir ecnebinin Müslüman olduğunu duyurmaya pek heveslidir.


Bir zamanlar; İngiltere veliaht prensi’nin gizli Müslüman olduğunu, Kuran’ı hatmettiğini yaydılar.


Sadece Müslümanların değil; merakından dolayı Hıristiyan’ın, Musevi’nin,  Putperest’in hatta bir ateistin bile Kuran’ı okuyabileceğini ancak Kuran’a iman etmedikçe Müslüman olamayacaklarını samimi Müslümanların düşünemeyeceğini sandılar.


Sadece Kuran’ı okumanın yetmeyeceğini, iman etmiş olmak için kalben tasdik dil ile ikrar’ın gerekli olduğunu görmezden-bilmezden geldiler.


Dünyayı idare eden iki büyük müttefik gücün yöneticilerinin Müslüman olduklarını açıklamak için kimden ve neden korktukları saf ve samimi Müslümanların sorgulayamayacağını zannettiler.


Aslında ne Obama ne de İngiltere Veliaht’ı kimseden bir şey gizlemiyorlar.


Onlar inandıkları gibi yaşıyorlar ve kendi inançlarına bizim yalaka taifesinden çok çok daha samimiler.


Dünyevi ihtiraslarına İslamı örtü edinen bizdeki samimiyetsizler, onların Müslüman aileden gelmesini veya Kuran’ı okumalarını manşetlere taşıyarak kurdukları kirli düzeni devam ettirmeye çalışıyorlar.


Bu tipleri! İtalyan ,Giardano Bruno nasıl tarif ediyor bakın!


“Tanrı iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise KENDİ İRADELERİNİ HAKİM KILMAK İÇİN ALLAH’I kullanırlar.”


Obama, bir Müslüman aileden gelmenin ötesinde; velev ki, samimi Müslüman. Onun görevi, samimi bir Müslüman gibi başında bulunduğu devletin çıkar ve menfaatlerini korumak. O da onu yapıyor.


Demokrasi havariliğine soyunan bizdeki samimiyetsizler kimin, hangi çıkarın peşinde?


ABD’ni bağımsızlığa kavuşturan ilk başkanı Washington’dan oğul Bush’a kadar bütün başkanlarını inceleyerek kendince bir senteze ulaşıyor Barack Obama.


Her birinden aldığı ilham ve esintilerle bugüne geliyor.


Başarının arkasındaki hikmet; kendi geçmişi ile başkan olduğu devletin geçmişini bir potada yoğurmayı becerebilmiş olmasındandır.


Kendisinin yeryüzüne düzen vermek için Tanrı tarafından görevlendirilmiş olduğunu sanan liderlerin insanlığa çektiği acıları iliklerinde hisseden Obama;


“İnancın, kendini üstün görme, bencillik ve başkalarına karşı zalimce davranmaya dönüştüğünü gördüm.” Diyor ve ilave ediyor.


“Bir insanın ibadet etme hakkı, ona insan kurban etme hakkı vermez..“


İslam adına ülkemizde her gün insafsızca işlenen cinayetleri bir düşünün!


Yargısız infazlara karşı hukukun üstünlüğünü savunan Obama, düşüncesini kendisi gibi siyahî bir lider olan Dr.King’den yaptığı şu alıntıyla ifade ediyor.


“Yasalar bir insanı beni sevmeye zorlayamaz elbette, ama onun beni linç etmesini engelleyebilir ve sanırım bu da çok önemli bir konu.“


Başkanı olduğu ülkenin liderlerini inceleyen Barack Obama’nın, yaşadığı dönemde imparatorluk küllerinden yeni bir ulus inşa eden ve onu batıya yönlendiren  büyük önder Atatürk’ü incelememiş olması düşünülemez.


Anıtkabir ziyaretinde şeref defterine yazdıkları; bizdeki, Atatürk ve onun kurumlarına düşmanlığı dindarlık ve demokratlık meziyeti sananlara inat ibret verici değil mi?


Şöyle yazmış Obama.


“Vizyonu, kararlılığı ve cesaretiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni demokrasiye yönelten ve mirası tüm dünyaya kuşaklar boyunca ilham vermeye devam eden Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarımı sunmak benim için bir onurdur.“


Ülkenin içinde ve dışında Atatürk’e, onun kurduğu Cumhuriyete ve cumhuriyetin kurumlarına haince ve insafsızca saldıranlar,


Müslümanlığa atıfta bulunarak Obama hayranlığına salya akıtanlar,


Yaşadığımız çetin coğrafyanın şartlarını düşünmeden yeni Osmanlıcılığa öykünenler,


Obama’nın yazdıklarını okudular mı acaba?


Yakaladıkları en küçük fırsatta, Atatürk’e saygısızlığı marifet sayan onursuzlar,


Obama’nın yazdıklarından ders alma onurluluğunu gösterdiler mi?


Yüreğini ve bileğini emperyalizmin hizmetine fütursuzca sunan satılmış hainler,


Ar ve haya duyguları kaldı ise Atatürk’e azıcık minnet duyabildiler mi?


Ve Obama’nın yazdıklarına bakıp yüzleri kızarmadı mı?


Bu onursuzlar; Obama’nın ülkemizin önüne koyduğu somut taleplerin gerçeğine ve idrakine varabilseler neyin ne olduğunu anlayabilecekler ve ama o feraset ve iyi niyet nerde?


Onların istediği; hedeflerine ulaşabilmek için Obama’yı da ve demokrasiyi de araç saymaktan ibaret.


Obama’nın ülkemizi ziyaret sebebi, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkemizden dünyaya barış mesajı vermekse; aldık kabul ettik. Başımızın üzerinde yeri var.


Bu ziyaretin öne çıkardığı; Obama’nın bizden talep ettiklerinin dünya barışına ve ülkemizde iç barışa hizmet edip etmeyeceği.


Ne istiyor Obama bizden ne istiyor?


1 - El-kaide ve Taliban terörü ile Afganistan’da mücadele ediyorum. Sizde daha çok asker göndererek yardımcı olun.


2 - Irak’ın kuzeyinde kurduğum kürt yönetimine ihtiyacım var, Kürt yönetimi ile uzlaşın, ABD’nin menfaatlerini haleldar etmeyin.


3 - Ben ABD deki ermeni diasporasına “ sözde soykırım yalanını” tanıyacağıma söz verdim. Ermenistan’la anlaşıp beni sıkıntıdan kurtarın.


4 - Amerika da Rum lobisine ihtiyacım var. Heybeliada ruhban okulunu açın.


Bizdeki saftiriklerin ziller takarak, Müslüman aileden geldiğini ilan etikleri, BURAK! HÜSEYİN OBAMA bizden ruhban okulu istiyor.


ABD başkanı, ülkesinin çıkarları doğrultusunda samimi ve dürüst.


Kişiliği açısından olağanüstü tevazu sahibi.


Kısacası O, ne BURAK ne de HÜSEYİN.


Sadece BARACK OBAMA ve ABD başkanı.


Samimi ve dürüst olmayan ve kibrinden yanına varılmayan zevat içimizdeki; vatansız liberal,  demokrat, aydın geçinenler,


Yüce Peygamberimiz’ (sav)in “Vatan sevgisi imandandır” sözünü görmezden gelen ve kendisini Müslüman dünya vatandaşı sayan din tacirleridir.


Yalakalığa ve yaltaklanmaya gerek yok.


Kültürümüzde ve dinimizde misafir değerlidir.


O, bizim değerli misafirimizdir.


Geldi ve Gitti.


 


 

OKUR YORUMLARI
faruk
28.06.2009 10:07:00

geldi ve gitti ama bizim milletimiz bunun sebebini henüz anlamış değil.sizin gibi aydınlar anlatsa bile.hürmetler

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ