Bireyselliğin bencilliğe dönüşmediği, kişisel hak ve özgürlüklerin toplumun çıkarlarının önüne geçmediği durumlarda: Büyük - küçük, saygı - sevgi, nizam - intizam anlayışı, toplumsal gelenek, örf, adetler dikkate alınarak şekillenir.
Hayatın akışı içinde: yaşlı - genç, kadın - erkek, herkes kendi yerini bilir, iş ve davranışlarını toplumsal düzeni bozmayacak şekilde ayarlar.
Bireysel davranışları, tapkınlığa dönüşenlerin önü, sözü kanun hükmünde sayılan yaşlılar tarafından kesilir ve ironik biçimde uyarılır!
“Köpeksiz köy buldun değneksiz mi geziyorsun?”
Aslında, sözün doğrusu: “Köpeksiz köyde değneksiz gezilir.” Olmalıdır. Bu haliyle de sadece nasihat içerir.
Deyim, yukarıdaki gibi soru şekline getirildiği zaman: İnani, istihza, uyarı ve tehdit içerir. “Aba altından sopa göstermek.” gibi.
Uyarıyı dikkate almayıp taşkınlığa devam eden kişinin önü daha sonra uyarıyı yapan büyüğün: İşaret - izin ve kontrolü dahilinde, toplumun köpekleri (söz dinleyen, saygıda kusur etmeyen, yapılması istenen işin sebebini - nedenini sorgulamayan, uysal gençleri) tarafından kesilir. Ona anladığı dilden ders! verilirken: Kontrolü elinde tutan uyarıcı araya girer, köpekleri azarlar, değneksiz gezgine nasihat eder,sonra onları kucaklaştırıp barıştırır, böylece ‘değneksiz gezgin’ sistemin içine çekilerek toplumsal huzura geri dönülür.
Sahibine sadık köpekler! köpekleştirilen yani arkadaşlarını aralarına alıp çıkabilecek huzursuzluklarda verilecek yeni görevi beklemeye başlar.
Ta ki; yeni bir ‘değneksiz gezgin’ toplumun huzuruna musallat olana kadar.
Deyimden sonuç çıkarmak: Yazılı hukuku olmayan toplumlarda örfi hukukun basit uygulamasıdır.
Belirlenmiş coğrafi sınırları ve teşkilatlanmış siyasi yapısıyla ‘DEVLET’ olma şuuruna erişmiş toplumlarda; “örf” ün yerini kanunlar, uyarıcıların yerini kurumlar alır.
Demokratik Devlet düzeyinde gücünü ve yetkisini kanunlardan alan kolluk ve güvenlik güçleri ile suçluya cezasını verecek bağımsız mahkemeler vardır.
“Köpeksiz köyde değneksiz gezenler” deyimi, Demokratik Devlet de yerini;
“Adalet mülkün temelidir.”
“Kanunun kestiği parmak acımaz.” Öz deyişlerine bırakır.
Halkın iradesiyle, Devlet yönetiminde önemli mevkilere gelenler, deyimlerle yakınmak yerine adeleti tesis etmek, her alanda yasaları hakim kılmak zorundadır.
Devlet adamı’nın ‘ironik uyarı’ lar yaparak adil yönetmek zorunda olduğu halk’ın bir kesimini peşinen suçlu sandelyesine oturtmak hakkı olmaz.
Darbe paranoyası ve mağduriyet psikozu içinde kutuplaştırılan ülke de; bilmem kaçıncı dalga göz altı olayları neticesinde, Devlet ve hükümet büyüğü bir muhterem’e soruyorlar;
“Bu göz altılar için ne düşünüyorsunuz?”
Cevap ilginç olduğu kadar, aylar sonra olacakları da işaret ediyor.
“Köpeksiz köyde değneksiz gezenler artık rahat edemeyecekler.”
İşin daha da garibi! basınımızın güzide mensuplurı, bu Devlet büyüğüne;
Köpeksiz köyden kastın neresi olduğunu,
Değneksiz gezenlerin kimler olduğunu,
Dahası...
Köpeksiz köyde değnekli mi gezmek gerektiğini,
değneksiz gezenlerin rahat etmemesi için köyün sokaklarına arsız köpeklerin mi bağlandığını,
SORMUYORLAR! Veya soramıyorlar.
Siyasi iktidarın bekası için ülke gündemi neredeyse saat başı değişiyor, değiştiriliyor.
“Kurt dumanlı havayı sever.” Misali, iktidar kurtlarının demagoji toz , dumanın da gerçekler görünmez kılınıyor.
Ülke de bütün kötülüklerin sebebi, siyasi muhalefet partileri gösterilerek iktidar NARSİZM’i körükleniyor.
Sadece siyasi muhalefet mi? Elbette hayır!
Milletin gözbebeği ordusu,
Adaletin tecelligahı yargısı,
Halkın haberalma hakkının bekçisi basını,
Akıl almaz taktik, düzen ve oyunlarla yıpratılıyor.
Darbe ve mağduriyet söylemleri, istenen ve beklenen neticeyi vermemiş olmalı ki; SUİKAST tezgaha sürülüyor. Ve... anlıyorsunuz ki; aylar önce söylenen,
“Köpeksiz köyde değneksiz gezenler artık rahat edemeyecekler.” sözü boşuna söylenmemiş.
Kendini ‘suikast’ tezgahının odağında gören muhterem bombayı derhal patlatıyor.
“Arı kovanına çomak soktuk!”
Kozmetik oda hafif meşrepliği ve suç bastırma telaşı ile yaşanan olayların, bu milletin birliğine, dirliğine ve zihnine sokulan “FİTNE ÇOMA⁄I” olduğunu görmüyorlar, görmek istemiyorlar.
“BELAGAT” sanatını kullanarak “BELADETİ” i körüklemenin, siyasette devamlılığı sağlamayacağını er veya geç anlayacaklardır. Umarız çok geç olmaz
NOT: BELAGAT: Söz ve sayıda düzgün ve tesirli ifade.
BELADET: Kalın kafalılık, ahmaklık..
19.03.2010
Hayatın akışı içinde: yaşlı - genç, kadın - erkek, herkes kendi yerini bilir, iş ve davranışlarını toplumsal düzeni bozmayacak şekilde ayarlar.
Bireysel davranışları, tapkınlığa dönüşenlerin önü, sözü kanun hükmünde sayılan yaşlılar tarafından kesilir ve ironik biçimde uyarılır!
“Köpeksiz köy buldun değneksiz mi geziyorsun?”
Aslında, sözün doğrusu: “Köpeksiz köyde değneksiz gezilir.” Olmalıdır. Bu haliyle de sadece nasihat içerir.
Deyim, yukarıdaki gibi soru şekline getirildiği zaman: İnani, istihza, uyarı ve tehdit içerir. “Aba altından sopa göstermek.” gibi.
Uyarıyı dikkate almayıp taşkınlığa devam eden kişinin önü daha sonra uyarıyı yapan büyüğün: İşaret - izin ve kontrolü dahilinde, toplumun köpekleri (söz dinleyen, saygıda kusur etmeyen, yapılması istenen işin sebebini - nedenini sorgulamayan, uysal gençleri) tarafından kesilir. Ona anladığı dilden ders! verilirken: Kontrolü elinde tutan uyarıcı araya girer, köpekleri azarlar, değneksiz gezgine nasihat eder,sonra onları kucaklaştırıp barıştırır, böylece ‘değneksiz gezgin’ sistemin içine çekilerek toplumsal huzura geri dönülür.
Sahibine sadık köpekler! köpekleştirilen yani arkadaşlarını aralarına alıp çıkabilecek huzursuzluklarda verilecek yeni görevi beklemeye başlar.
Ta ki; yeni bir ‘değneksiz gezgin’ toplumun huzuruna musallat olana kadar.
Deyimden sonuç çıkarmak: Yazılı hukuku olmayan toplumlarda örfi hukukun basit uygulamasıdır.
Belirlenmiş coğrafi sınırları ve teşkilatlanmış siyasi yapısıyla ‘DEVLET’ olma şuuruna erişmiş toplumlarda; “örf” ün yerini kanunlar, uyarıcıların yerini kurumlar alır.
Demokratik Devlet düzeyinde gücünü ve yetkisini kanunlardan alan kolluk ve güvenlik güçleri ile suçluya cezasını verecek bağımsız mahkemeler vardır.
“Köpeksiz köyde değneksiz gezenler” deyimi, Demokratik Devlet de yerini;
“Adalet mülkün temelidir.”
“Kanunun kestiği parmak acımaz.” Öz deyişlerine bırakır.
Halkın iradesiyle, Devlet yönetiminde önemli mevkilere gelenler, deyimlerle yakınmak yerine adeleti tesis etmek, her alanda yasaları hakim kılmak zorundadır.
Devlet adamı’nın ‘ironik uyarı’ lar yaparak adil yönetmek zorunda olduğu halk’ın bir kesimini peşinen suçlu sandelyesine oturtmak hakkı olmaz.
Darbe paranoyası ve mağduriyet psikozu içinde kutuplaştırılan ülke de; bilmem kaçıncı dalga göz altı olayları neticesinde, Devlet ve hükümet büyüğü bir muhterem’e soruyorlar;
“Bu göz altılar için ne düşünüyorsunuz?”
Cevap ilginç olduğu kadar, aylar sonra olacakları da işaret ediyor.
“Köpeksiz köyde değneksiz gezenler artık rahat edemeyecekler.”
İşin daha da garibi! basınımızın güzide mensuplurı, bu Devlet büyüğüne;
Köpeksiz köyden kastın neresi olduğunu,
Değneksiz gezenlerin kimler olduğunu,
Dahası...
Köpeksiz köyde değnekli mi gezmek gerektiğini,
değneksiz gezenlerin rahat etmemesi için köyün sokaklarına arsız köpeklerin mi bağlandığını,
SORMUYORLAR! Veya soramıyorlar.
Siyasi iktidarın bekası için ülke gündemi neredeyse saat başı değişiyor, değiştiriliyor.
“Kurt dumanlı havayı sever.” Misali, iktidar kurtlarının demagoji toz , dumanın da gerçekler görünmez kılınıyor.
Ülke de bütün kötülüklerin sebebi, siyasi muhalefet partileri gösterilerek iktidar NARSİZM’i körükleniyor.
Sadece siyasi muhalefet mi? Elbette hayır!
Milletin gözbebeği ordusu,
Adaletin tecelligahı yargısı,
Halkın haberalma hakkının bekçisi basını,
Akıl almaz taktik, düzen ve oyunlarla yıpratılıyor.
Darbe ve mağduriyet söylemleri, istenen ve beklenen neticeyi vermemiş olmalı ki; SUİKAST tezgaha sürülüyor. Ve... anlıyorsunuz ki; aylar önce söylenen,
“Köpeksiz köyde değneksiz gezenler artık rahat edemeyecekler.” sözü boşuna söylenmemiş.
Kendini ‘suikast’ tezgahının odağında gören muhterem bombayı derhal patlatıyor.
“Arı kovanına çomak soktuk!”
Kozmetik oda hafif meşrepliği ve suç bastırma telaşı ile yaşanan olayların, bu milletin birliğine, dirliğine ve zihnine sokulan “FİTNE ÇOMA⁄I” olduğunu görmüyorlar, görmek istemiyorlar.
“BELAGAT” sanatını kullanarak “BELADETİ” i körüklemenin, siyasette devamlılığı sağlamayacağını er veya geç anlayacaklardır. Umarız çok geç olmaz
NOT: BELAGAT: Söz ve sayıda düzgün ve tesirli ifade.
BELADET: Kalın kafalılık, ahmaklık..
19.03.2010
19.03.2010
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
rafet
28.03.2010 11:06:00bu sene bu iktidarın takkesinin düşeceği senedir,bu milletin jetonu da geç düştüğüne göre,türkiyede herşey çok geç anlaşılıyor..
ziya
21.03.2010 14:35:00bundan sonra bu hükümet bu memlekette ileebet eli deynekle iktidar kalacaktır.çobuna nefes tüketmeyin..adamlar romanları bile 66'ya bağladılar,gördünüz değil mi?selam..
mevlüd
20.03.2010 08:42:00dediğin gibi adamlar köpeksiz köyde eli deynekle geziyorlar.ve farkındaysanız devamlı gündem değiştirip bu milletle dalga geçilorlar.aziz milletimiz de hiçbişeyin farkıdna değil..konuştuğunuzda başka hangi partiye oy vereceğiz diyorlar.yazık..çok yazık...