Yüce Yaradan'ın isteği ile O'na adanan ve O'nun uğruna verilen can, KURBANdır.
İlk Peygamber ve ilk insan Hz.Adem(a.s.) den son Peygamber Hz.Muhammed (s.a.s)'e kadar bütün peygamberlerin şeriatinde, Allah rızası için ve O'nun ismi anılarak kurban kesmek bir ibadettir.
Batıl inançlarda da kurban kesmek bir tapınma ritüelidir.

Semavi dinlerde sadece eti yenebilen ve kutsal kitaplarda ismi belirtilen hayvanlar kurban edilebilirken, batıl inançlarda her türlü hayvanın hatta insanın kurban edildiği bilinir.

Kurban kesmek, bir canın hayatına son vermektir, yaşayan bir canın bir uğurda son bulmasıdır.Sevdiğimiz bir canın ani ölümü ' KURBAN VERMEK' deyimi ile ifade edilir.Terör belasına,trafik canavarına kurban verdik gibi.
Vatan,bayrak,dost,aile bireyleri v.s. gibi sevdiklerimize canımızı verebileceğimizi ifade edebilmek için 'KURBAN OLURUM veya KURBAN OLDU⁄UM' deyimlerini kullanırız.
Meşhur hikayedir!

Komutan,askerine,elindeki kınanın ne manaya geldiğini sorar.Asker,mektupla anasından aldığı cevabı komutanına aktarır.Kurbanlık koç kınalanır, Allah'a KURBAN olsun diye.Gelinlik kız kınalanır, Er' ine KURBAN olsun diye.Askere giden genç kınalanır, Vatan'a KURBAN olsun diye.

Kozmetik ürünlerinin, makyaj malzemelerinin çeşitliliği, kolay kullanımı ve kolay temizliği kına yakma uygulamasını ortadan kaldırsa da 'KURBAN OLMA' hali devam ediyor. 'vatana kurban olma'hali gün aksatmıyor. Allah'a ve Er'e kurban olma hali,yerini çoktan partiye ve lidere kurban olmaya bıraktı.

Vatanın birliği,dirliği ve bütünlüğüne sevdalı, Polis-Asker, kurban olan koçyiğitlerin bayrağa sarılı tabutları Anadolunun her köşesine hemen her gün,ayrı bir acı yumağı ve bir ateş topu düşürürken; Diyarbakır Emniyet Müdürü, "dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz, canavarlaşmış bir teröristi enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz." buyurmuş.

Dağda ölene ağlamayana da, terörist öldüren devlete de bölücü teröristin diyemediğini demiş.Ne hikmettir bilinmez!Bu vatana KURBAN olan yiğit evlatlarını şehit eden ve vatanı bölmeye çalışan teröriste hiç bir şey dememiş.

Şehit cenazesi uğurlamaktan helak olan halk,bir Emniyet Müdürü, böyle bir sözü nasıl söyler diye düşüne dursun! Başbakan yardımcısı sayın Bülent Arınç,"ben bu konuşmayı doğru buldum,güzel buldum,örnek buldum." diyerek Emniyet Müdürüne destek veriyor. Ee! Devlet adamlığı birazda göreve atadığı memurun arkasında durmak değilmidir?

Gelin görün ki; sayın Başbakanın konu hakkındaki beyanı ile işin rengi değişiyor.Ne diyor sayın Başbakan?"Biz evlatlarımızı katleden terörist için ağlamayız."Gelde çık işin içinden.Bu çelişkiyi kim nasıl izah edecek?Tabii ki,Siyasi iktidarın ağabeyi ve duayeni konumunda olan sayın Arınç.Bir sürü laf kalabalığından sonra,"sayın Başbakanla benim sözlerim aynı yola çıkar"mealinde bir tesbitle konuyu kapatıyor muhterem.

Ve...böylece şehitlerine ağlayan milletin isyanı,siyasi iktidarın demagojisine bir defa daha KURBAN ediliyor.
Diyarbakır Emniyet Müdürünün yukarıdaki sözü gündemin ön sıralarını işgal edince,aynı konuşmada geçen başka bir cümlesi herkesin dikkatinden kaçıyor.Emniyet Müdürü,terörle mücadele adına köylerin boşaltıldığı,insanların meçhule gönderildiği dönemde de Diyarbakırda görevde olduğunu, o zaman ki mücadele yönteminin sağlıklı netice vermeyeceğini bildiğini ancak o zaman rütbesinin alt kademelerde olduğunu ifade ettikten sonra şöyle bir cümle kuruyor! "GEÇMİŞİ ELEŞTİRMEK GİBİ BİR ONURSUZLU⁄A GİRMEK İSTEMEM." Geçmişi eleştirmek eğer ONURSUZLUK ise;yandı gülüm keten helva!

Diyarbakır Emniyet Müdürü "Önce vatan değil,önce insan."Buyurmuşlar! Elbette insan önemli.İnsan olmadan vatanın ne önemi var? Ancak ! vatansız insanın; Devlete, Hükumete, Başbakana, Bakana, Emniyet müdürüne ihtiyaç duymayacağı da aşikar.Çünkü onun adı artık 'VATANDAŞ' değil,Vatansız, Mülteci, Muhacir veya Göçmendir. Türklüğü, Kürtlüğü, Araplığı bunlardan sonra gelir. Yani Milliyeti vatansızlığına KURBAN edilir.
“Vatan sevgisi imandandır." Buyuran,İslamın Yüce Peygamberi (s.a.s.) "insanı kurtarın da vatan batarsa batsın" mı dedi acaba bu müslümanlara kimsenin haberi olmadan?

AKP büyük kongresini izlemişsinizdir.Şiirlerle insani duygulara hitabeden konuşmaları dinleyen partililerin, gözyaşı seli içinde lidere KURBAN olmaya hazır kıt'alar olduğu zehabına kapılıyor insan. Konuşmanın içeriğinde bana hitabeden ne var? gelecek kuşaklara vaadedilen nedir,ülkenin huzuru,insanların mutluluğu için düşünülen tedbirler nelerdir?sorgulaması yerine, Allah'a (c.c) KURBAN olmaya gönüllü teslim olmuş Hz.İsmail (a.s)'in nesli, kula KURBAN olmaya mı hevesleniyor nedir?

Genel Başkanlıklarını yaptıkları partilerini KURBAN ederek AKP saflarına katılan, "Evimize geldik."ifadesiyle günün mana ve önemine! vurgu yapan politikacıların hallerine bakmadan siyaset ve devlet adamlığına öykünmesine ne denir bilmem ki! Devlet ve siyaset adamlığı,uzağı görebilme geleceği algılama yeteneği gerektirir.Partilerinin Genel Başkanı oldukları dönemden, beş yıl sonra AKP li olabileceğini göremeyen politikacıdan siyaset ve devlet adamı olur mu?Diyeceksiniz ki, Peki... ne olur? Vallahi bana sorarsanız! Milletvekili olur. Bakan olur. Hatta Başbakan bile olur. Partisini KURBAN ederek kendisi de iktidar partisine KURBAN olur.Daha ne olsun?

Güzel bir söz vardır hani! "Mezarlıklar kendini vazgeçilmez sananlarla dolu."
Uzun lafın kısası:Gününüz kutlu,yuvanız mutlu,etiniz lezzetli,ağzınız tatlı,Allah (c.c) indinde gerçek KURBAN sevabına vesile olacak kurban bayramınız mübarek olsun.Nice nice bayramlara sağlık ve huzur içinde erişmek dileğiyle..

25.10.2012
OKUR YORUMLARI
murat ertugrul
10.11.2012 16:03:00

harıkasınız hıslerın tercumanısın.ispanyadan gônul dolusu selamlar

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ