Dünyayı sarsan ekonomik kriz,enerji kaynaklarının kontrolü suretiyle dünyaya hükmetme ihtirası, bu ihtirasın körüklediği küresel şiddet ve terör,başımıza yeterle gaileler açmamış gibi, yaklaşan yerel seçimler bahane edilerek, seçmen kütükleri ve yüksek yargı organları arasındaki tartışmalar.
Hiçte gereği yok iken popülizm uğruna sergilenen türban açılımı altında anayasa değişikliği gayretleri, “surlarda gedik açılır.’’ korkusuyla yolsuzlukların üzerinin örtülmesi yandaş kabul edilen hırsızların her şeye rağmen korumaya alınması,bir tarafta mevcut kaleleri elde tutabilmek için kömür dumanı ile ümüğü sıkılan şehirler, diğer tarafta yeni kaleler zapt etme hevesinden kaynaklanan çarşaf açılımları, vatanın bölünmez bütünlüğüne kast eden iç ve dış düşman tartışmaları, ülkenin iç ve dış siyasetini baskı altında tutmaya yönelik AB gündemi ,daha çok demokrasi ve demokratik açılım adına yoksulluk-yolsuzluk-terör çemberine sıkıştırılan halk.
IMF beklentileri doğrultusunda küçültülen, bütçe, tartışmalarını bir yana bırakırsak, 2008 yılı beraberinde her şeyi alıp gidiyor.
Geçip giden koca bir yılın ardından, ülke insanın hafızasında; 1915 olayları sebebiyle Ermenilerden özür dileyen ve aydın olduklarını iddia eden bir gurup insanın Türk milletine karşı vicdansızlığı kalıyor.
Birde; Boğaziçi üniversitesi açık toplum enstitüsü tarafından ve değerli bir akademisyen başkanlığında yapılan bir araştırma ve bu araştırmaların doğurduğu sonuçlar.
İktidarın uygulamalarından kaynaklanan ÖTEKİ yaratarak toplumu dönüştürme gayretleri ve ÖTEKİ tartışmaları.
Meşruiyetini demokrasi düşüncesinden alan; inanç, fikir ve ifade hürriyeti kapsamında olduğu iddia edilerek, emperyalist tahakküme hizmet eden, ÖZÜR DİLEME ve kendi insanını ÖTEKİLEŞTİRME saçmalığının, bu ülke insanının önüne sürülen yeni emperyalist tuzaklar olduğunun farkına varılmayacak mı?
Tarihin sayfalarına inkar edilemeyecek belgelerle sabitlenen ve yaşandığı dönemin şartları içinde değerlendirilmesi gereken insanlık dramının ısıtılıp-ısıtılıp dünya kamu oyuna soykırım gibi sunulması ermeni diasporasının ve emperyal güçlerin süfli emellerine hizmet edebilir. onlar açısından önemli ve gerekli de olabilir.
Bu ülkenin nimetlerinden beslenip, demokrasi havasından istifade ederek ünlenen, mensubu olduğu milleti suçlayarak vicdanını rahatlatan ve kendilerine aydın sıfatı yakıştıran insanlar kendi evlatlarından özür dilemeyi hiç düşünmediler
Nedense?
Bir zamanların sağ-sol kavgası, bu ülkede 5.000 vatan evladının canına mal oldu. Kardeş kavgasında ölen insanların aileleri, yakınları, dostları ve arkadaşları hala o acılarla yaşamaya devam etmekte.
Ülkeye bu acıyı yaşatanlar acı çekenlerden özür dilemediler. Kendi milletini katil yaftasıyla damgalayanlar bu acılar yaşanırken de bu ülkenin vatandaşı ve beklide aydınları idiler. Bu güne kadar acı çekenlerden özür dilediklerine şahit oldunuz mu?
Gurbette yabancı olarak ötekileştirilen, zaman-zaman evleri yakılarak taciz edilen yurttaşlarımız bu dışlanmayı belki içlerine sindirebildiler. Gerçekte bulundukları ülkede birer yabancıydılar.
Yurt dışında çalışan ve yaşayan insanımız kendi vatanında Almancı-avrupacı diye yıllarca ötekileştirilmedi mi?
Bir zamanlar yurda döviz kazandıran canlı makine olarak görülen insanımızdan; Almancı diye ötekileştirildiğinden dolayı sıradan insanımızı bir yana bırakın bu ülkenin yüksek vicdanlı! Aydınlarından bir özür beyanı duydunuz mu?
Demokrasilerin temeli veya olmazsa-olmazı sayılan siyasi parti oluşumlarında bile geleceğe yönelik projeler yerine ötekileştirme siyaseti ile başladık ve devam ediyoruz.
Sağcılar ve ötekiler,
Solcular ve ötekiler,
Milliyetçiler ve ötekiler
İslamcılar ve ötekiler
Liberaller, faşistler, komünistler v.s.
Bi namaz veya Müslüman-mütedeyyin insanlar.
Her şeyde ve her yerde ÖTEKİ arayarak demokrasiyi yaşatacağımızı sandık!
Bu ülkenin herkesten akıllı olduğunu sanan akl-ı evvelleri ötekileştirmenin önüne geçecek fikirler üretip ortaya koyacağı yerde; ülke içinde daha çok ÖTEKİ yaratarak, dışarıdakilerden ÖZÜR dilemeyi ilim adamlığı , aydın olmak veya marifet zannettiler.
Bu tavır ve davranışları da insanımıza demokrasi, fikir ve fikri beyan hürriyeti olarak yutturdular.
Demokrasi; farklılıkta birliğin, çeşitlilikte beraberliğin adı olmalıdır.
Demokrasi ve özgürlük; ötekileştirerek düşman yaratmanın, sahtekarlığın, hırsızlığın, ihanetin, haysiyetsizliğin kılıfı olmamalıdır.
Bu ülkenin demokrat ve aydın insanı ermeni kardeşlerinden önce, çeşitli vesilelerle ve yıllarca ötekileştirerek zulmettiği kendi kardeşlerinden özür dilemelidir.
Ötekileştirmenin olmadığı, özürsüz, demokrasinin hazmedildiği yeni bir yıl dileğiyle…
Tarih : 01.01.2009
Hiçte gereği yok iken popülizm uğruna sergilenen türban açılımı altında anayasa değişikliği gayretleri, “surlarda gedik açılır.’’ korkusuyla yolsuzlukların üzerinin örtülmesi yandaş kabul edilen hırsızların her şeye rağmen korumaya alınması,bir tarafta mevcut kaleleri elde tutabilmek için kömür dumanı ile ümüğü sıkılan şehirler, diğer tarafta yeni kaleler zapt etme hevesinden kaynaklanan çarşaf açılımları, vatanın bölünmez bütünlüğüne kast eden iç ve dış düşman tartışmaları, ülkenin iç ve dış siyasetini baskı altında tutmaya yönelik AB gündemi ,daha çok demokrasi ve demokratik açılım adına yoksulluk-yolsuzluk-terör çemberine sıkıştırılan halk.
IMF beklentileri doğrultusunda küçültülen, bütçe, tartışmalarını bir yana bırakırsak, 2008 yılı beraberinde her şeyi alıp gidiyor.
Geçip giden koca bir yılın ardından, ülke insanın hafızasında; 1915 olayları sebebiyle Ermenilerden özür dileyen ve aydın olduklarını iddia eden bir gurup insanın Türk milletine karşı vicdansızlığı kalıyor.
Birde; Boğaziçi üniversitesi açık toplum enstitüsü tarafından ve değerli bir akademisyen başkanlığında yapılan bir araştırma ve bu araştırmaların doğurduğu sonuçlar.
İktidarın uygulamalarından kaynaklanan ÖTEKİ yaratarak toplumu dönüştürme gayretleri ve ÖTEKİ tartışmaları.
Meşruiyetini demokrasi düşüncesinden alan; inanç, fikir ve ifade hürriyeti kapsamında olduğu iddia edilerek, emperyalist tahakküme hizmet eden, ÖZÜR DİLEME ve kendi insanını ÖTEKİLEŞTİRME saçmalığının, bu ülke insanının önüne sürülen yeni emperyalist tuzaklar olduğunun farkına varılmayacak mı?
Tarihin sayfalarına inkar edilemeyecek belgelerle sabitlenen ve yaşandığı dönemin şartları içinde değerlendirilmesi gereken insanlık dramının ısıtılıp-ısıtılıp dünya kamu oyuna soykırım gibi sunulması ermeni diasporasının ve emperyal güçlerin süfli emellerine hizmet edebilir. onlar açısından önemli ve gerekli de olabilir.
Bu ülkenin nimetlerinden beslenip, demokrasi havasından istifade ederek ünlenen, mensubu olduğu milleti suçlayarak vicdanını rahatlatan ve kendilerine aydın sıfatı yakıştıran insanlar kendi evlatlarından özür dilemeyi hiç düşünmediler
Nedense?
Bir zamanların sağ-sol kavgası, bu ülkede 5.000 vatan evladının canına mal oldu. Kardeş kavgasında ölen insanların aileleri, yakınları, dostları ve arkadaşları hala o acılarla yaşamaya devam etmekte.
Ülkeye bu acıyı yaşatanlar acı çekenlerden özür dilemediler. Kendi milletini katil yaftasıyla damgalayanlar bu acılar yaşanırken de bu ülkenin vatandaşı ve beklide aydınları idiler. Bu güne kadar acı çekenlerden özür dilediklerine şahit oldunuz mu?
Gurbette yabancı olarak ötekileştirilen, zaman-zaman evleri yakılarak taciz edilen yurttaşlarımız bu dışlanmayı belki içlerine sindirebildiler. Gerçekte bulundukları ülkede birer yabancıydılar.
Yurt dışında çalışan ve yaşayan insanımız kendi vatanında Almancı-avrupacı diye yıllarca ötekileştirilmedi mi?
Bir zamanlar yurda döviz kazandıran canlı makine olarak görülen insanımızdan; Almancı diye ötekileştirildiğinden dolayı sıradan insanımızı bir yana bırakın bu ülkenin yüksek vicdanlı! Aydınlarından bir özür beyanı duydunuz mu?
Demokrasilerin temeli veya olmazsa-olmazı sayılan siyasi parti oluşumlarında bile geleceğe yönelik projeler yerine ötekileştirme siyaseti ile başladık ve devam ediyoruz.
Sağcılar ve ötekiler,
Solcular ve ötekiler,
Milliyetçiler ve ötekiler
İslamcılar ve ötekiler
Liberaller, faşistler, komünistler v.s.
Bi namaz veya Müslüman-mütedeyyin insanlar.
Her şeyde ve her yerde ÖTEKİ arayarak demokrasiyi yaşatacağımızı sandık!
Bu ülkenin herkesten akıllı olduğunu sanan akl-ı evvelleri ötekileştirmenin önüne geçecek fikirler üretip ortaya koyacağı yerde; ülke içinde daha çok ÖTEKİ yaratarak, dışarıdakilerden ÖZÜR dilemeyi ilim adamlığı , aydın olmak veya marifet zannettiler.
Bu tavır ve davranışları da insanımıza demokrasi, fikir ve fikri beyan hürriyeti olarak yutturdular.
Demokrasi; farklılıkta birliğin, çeşitlilikte beraberliğin adı olmalıdır.
Demokrasi ve özgürlük; ötekileştirerek düşman yaratmanın, sahtekarlığın, hırsızlığın, ihanetin, haysiyetsizliğin kılıfı olmamalıdır.
Bu ülkenin demokrat ve aydın insanı ermeni kardeşlerinden önce, çeşitli vesilelerle ve yıllarca ötekileştirerek zulmettiği kendi kardeşlerinden özür dilemelidir.
Ötekileştirmenin olmadığı, özürsüz, demokrasinin hazmedildiği yeni bir yıl dileğiyle…
Tarih : 01.01.2009
01.01.2009
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
ak.
14.01.2009 09:25:00başarılar dilerim
NESLİHAN SAHİN
04.01.2009 12:00:00YAZILARINIZ OKUYORUM ŞİMDİYE KADAR YORUMLARIMA YER VERMESEMDE BEĞENEREK VE İLGİYLE TAKİP EDİYORUM.elinize yüreğinize emeğinize kaleminize sağlık..tşk edrim dayıcığım yeni yazılarını bekliyoruz.
halit yagiz
02.01.2009 02:41:00yeni yiliniz kutlu olsun evet herkes birseyler bekler ve kazanir her zaman otekilerden ama kendindende asla kabuletmez sadece menfaati oldugu muddetce selam verir oda cebindeki para kadar selam alir duzeyine gelmis bulunuyoruz ne yazikki kapilazm toplumu olduk zaten herseyi menfaatten baska gormuyoruz allah encemini hayreylesin ne yapalim bizim sadece kaderciligimiz var onunlada bu gune kadar idare ettik bundan sonrada ne olur allah u aleherkese selam insallah yeni yilimz iyi gelir gerci gelen gideni aratirmis ama ne diyelim baska yapacak yok ...