Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

“TÜRKÜ SÖYLER DİLLERİMİZ”

Neşet Usta’nın bir deyişiyle başlayalım söze:

“Bunca erler evliyalar

Türkü sever türkü söyler

Görür gözlü enbiyalar

Türkü sever türkü söyler Türk'üm deyi (diye)



Türkü söyler dillerimiz

Ne gözeldir ellerimiz

Bağlamada tellerimiz

Türkü sever türkü söyler Türk'üm deyi



Aydın gerçekler sözleri

Gerçeğin gitmez izleri

Çalar Garib’in sazları

Türkü sever türkü söyler Türk'üm deyi



Türkü söyler dillerimiz

Ne gözeldir ellerimiz

Bağlamada tellerimiz

Türkü sever türkü söyler Türk'üm deyi”



Türküler...Türkülerimiz. Bize, bizi, bizce anlatan...Hayatımızın her anında türküler var.Ona sebep derim ki dostlar:” Türkü söylemek lazım”. Çünkü türküler bizi söyler. Türkü söylemeyen ne bilsin bizi? Türkü dinlemeyen ne anlar halimizden?

Şimdi yeni bir paragraf açmanın sırasıdır.Bu yazıyı epeydir yazmak istiyordum.Kısmet bu güneymiş.Sebebine gelince gazetede arabaşının Yozgat Yemeği olarak tescil edildiği haberini okudum.Yozgat Belediyesi bir yemek vermiş bu vesileyle.Yemekte Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı bir türkü söylemiş.

Ne kadar mutlu oldum.Bir türkü sevdalısı olarak çok sevindim.Bir tarihte Sivas’a gittik.Liselerarası Türk Halk Müziği Türkiye finaline.Yurdun değişik yörelerinden korolar vardı.Kültür Merkezi Salonu’nda geç vakte kadar sürdü yarışma.Birbirinden değerli topluluklar bize türkü türkü gezdirdiler Türkiye’mizi.

İsmini anımsayamadım. Dönemin Sivas valisi salondaydı.Yoğun işlerinin arasında zaman ayırıp türkü dinlemeye gelmişti.Uzun süre kalmıştı salonda.Makam şoförü sayın valinin mükemmel bağlama çaldığını,türkü sevdalısı olduğunu söylemişti bana.

Sayın valimizin türkü söylemesi bu olayı hatırlattı bana. Keşke tüm yöneticilerimiz türküye teşne olsa.

Bir de Şevket Yücel’in “Kitabımı İsteyen Vali” hikayesi var.Şevket Yücel K.Maraşlı.Öğretmen.Bir gün okula bir telefon.Valilikten.Şevket Yücel’i vali istemiş.Şevket Yücel çıkmış huzura.Tedirgin.Vali bey ayağa kalkmış,karşılamış.Önünde Şevket Yücel’in kitabı.Kitabı imzalatmış Şevket Yücel’e.Uzun uzun sanat,edebiyat üstüne konuşmuşlar.

İdarecilerimizin halk kültürüne,sanata,edebiyata yakınlığı çok çok önemli.Halkı tanımak,halkın sorunlarına çare aramak,dertlerine derman olmak bu sayede mümkün olur.Halkı tanımayan,makam odasından çıkmayan bir idareci hangi yaraya merhem çalabilir? Yok mu böyle idareciler? Olmaz olur mu? Neler neler gördü bu gözlerim...

Şair boşuna dememiş:

“Asiyab-ı devleti bir har olsa da döndürür”

Döndürür döndürmesine de devletin,milletin de anası ağlar.İşte bu sebepten idarecilerimizin halkı iyi tanıması,halkın derdiyle hemdert olması lazım.İyi bir idareci,halkın sesine kulak verir.Kimsesizlerin kimsesi olur.Halkın ağladığıyla ağlayıp güldüğüyle güler.

Sayın valimizin türkü söylemesinden halka tepeden bakan bir idareci olmadığını anladım.Türkü söyleyen halka tepeden bakmaz. Halkını tanır. Halkın derdiyle hemdert olur.Derdiyle hemdert olanı bizim halkımız bağrına basar.

17.04.2013
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ