Karacaoğlan, Âşık Edebiyatımızın doruklarında yer alan bir ozanımız. Şiirleri türkü olup dillere düşmüş. Günümüze kadar dilden dile söylenegelmiş. Âşıkların sazındaki tellere ses vermiş. Öylesine candan,coşkulu...Böyle olduğu için aradan beş yüzyıl geçmesine karşın bu gün söylenmiş gibi taze.
Bir sevdayı, hasreti, bir arzuyu, bir yakınıyı Karacaoğlan gibi yalın anlatan kaç ozanımız var?
Karacaoğlan günümüzden 500 yıl önce Çukurovada yaşamış bir gezginci âşık. Omzunda sazı at sırtında Çukurovada. Gün olmuş yaylalara çıkmış. Yaylalarda gezmiş, dolaşmış. Güzele âşık Karacaoğlan. Her gördüğü güzele türküler yakmış.
Bir de bizim Yozgatlı Karacaoğlan var. Hemşerimiz Karacaoğlan canımız,ciğerimiz. Onu bir başka anlatıya bırakalım.
Karacaoğlanla ilgili araştırmaların sayısı belirsiz. Onu anlatan onlarca kitap var. Karacaoğlanla ilgili kitaplardan biri de Çukurova Folklorunda Karacaoğlandır. Bu kitabı Ahmet Vefa Aray hazırlamış. Ulaşlı Toplulukları Kültür Araştırma Geliştirme ve Bilim Derneği Kültür Yayını. Yayın numarası 1.
Çukurova Folklorunda Karacaoğlanı Mersin Şair ve Yazarlar Derneği (MEŞYAD) Başkanı Abidin Güneyliden aldım. Kitap tam tamına 49 yıllık bir çalışmanın ürünü. Kitabın hazırlanış öyküsünü ön sözde anlatmış Ahmet Vefa Aray. 1939da Gazi Eğitim Enstitüsü bitirme tezi olarak hazırlamış bu çalışmayı. Sınav sonrası Ahmet Kutsi Tecer çağırmış Arayı: Sen folklorcuymuşsun da şimdiye kadar niye kendini bana tanıtmadın? demiş.Çalışmalarına devam etmesini istemiş ve şu tavsiyede bulunmuş:...Fakat baskı güçlüğü herkesçe malum.. Bu geciktirme seni ümitsizliğe düşürmesin. Elde eser oldukça bir gün elbet basılır. Sen de geçen zaman zarfında eserini zenginleştirmeyi İhmal etmezsin elbet.
Ahmet Vefa Aray, kitabın basılıp basılmayacağı hususunda umutsuzluğa kapılmadan çalışmalarını sürdürür. Hocası Ahmet Kutsi Tecerin yolundan giderek Karacaoğlanı zenginleştirip bugünkü durumuna getirir. Çalışmalarını 1988de tamamlar.
Aray, folklorun piri olarak nitelediği hocası Ahmet Kutsi Tecere Karacaoğlanın bitirilmiş durumunu sunamadığı için hayıflanır ve ön sözü şöyle bağ
lar: Karacaoğlanı her zaman rahmetle andığım sayın hocam Ahmet Kutsi Tecerin aziz ruhuna armağan ediyorum.
Çukurova Folklorunda Karacaoğlanda Ahmet Kutsi Tecerin yazara kendi el yazısıyla yazıp gönderdiği iki mektubun tıpkı basımları yer alıyor. 7 Ocak ve 19 Nisan 1952 tarihli bu mektupların konusu elbette folklor ve Karacaoğlan.
Kitabın girişinde Bulduru yer almış. Bulduru, Çukurova Folklorunda Karacaoğlanın anahtarı. İlk bölümde kaynakça var. Karacaoğlanın yaşamı, aşkları, gurbete çıkışı, yaşlılığı,ölümü uzun uzun anlatılıyor. Anlatılarda yazılı kaynakların yanı sıra sözlü söylentilerde canlı kaynaklardan yararlanılıyor. Bunlardan biri de Osmaniyeli Zor Ali.
İkinci bölümde Karacaoğlanın ozanlığı iç ve dış yönüyle incelenmiş. İç yönünde duygu,düşünce ve imge; dış yönünde dil, ölçü ve biçim, uyak örgüsü enine boyuna ele alınmış.
Sonraki bölümlerde Karacaoğlana mal edilen türkülere yer verilmiş. Karacaoğlanın etkilendiği ozanlar ve Karacaoğlandan etkilenen ozanlar anlatılmış. Karacaoğlan türkülerinden birkaçının melodisi sıralanmış: Cem koşması,acı hava,cefa havası,yanık hava,gaziler,gel yârim,Erzurum mor koyunu, karlı dağlar,dağlar, telli turna, yüksek hava, bir varsağı. Son bölümde Karacaoğlanın ağız,deyim,coğrafya sözlüğüne yer verilmiş.
Kitap Ulaşlı Toplulukları Araştırma,Geliştirme ve Bilim Derneği Onursal Başknı Tekiz Tekin Sonsözüyle bitiyor. Tekiz Tek Sonsözde kitabın yayınlanış öyküsünü anlatıp yazarla ilgili bir anısına yer vermiş. Diyor ki Tek: Kendisini ziyaret için evine gitmiştim. Gel bak yeğenim, bahçeye ne ektim? dedi. Bahçenin yola bakan köşesine diktiği dişbudak ağacını gösteriyordu.Amca bu ağaç bahçenin her yerini kaplar. dedim.Yeğenim insan sevdiğini yanında görmek ister. dedi. Bunun üzerine Tek şu karşılığı verir:O zaman insan sevdiğini yakınında bulamazsa Karacaoğlan gibi gurbete mi çıkar?
Ahmet Vefa Aray, dosyayı tamamladıktan iki yıl sonra ölür. Kitap, 2010 yılında yayınlanır. Büyük boy yapraklı kitap tam 416 sayfa. Kitabı edinmek isteyenler 0 328 814 75 96 numaralı telefonu aramalıdırlar.
Kitapta yer alan bir Karacaoğlan şiiriyle noktayı koyalım:
.
Hasta mısın ne inilen
Derdin nedir Karacoğlan
Deniz gimi ne gumülen
Derdin nedir Karacoğlan
.
Coşkun su gimi çağlarsın
Yas çeker kara bağlarsın
İçin için ne ağlarsın
Derdin nedir Karacoğlan
.
Anan baban bacın nerde
Engellerde öcün nerde
Heç dinmeyen acın nerde
Derdin nedir Karacoğlan
.
Gül içinde harın mı var
Bilbil gimi zarın mı var
Çatık kaşlı yârin mi var
Derdin nedir Karacoğlan
.
Telli sazın özler var mı
Yollarını gözler var mı
Seni seven kızlar var mı
Derdin nedir Karacoğlan