Dilfez Farsça kökenli bir sözcük. Gönül alan, gönül aydınlatan anlamına gelen dilfüruzdan bozma. Özel ad olarak da kullanılıyor. Kız ismi. Ben de bilmiyordum. Bir Artvin Şavşat türküsünde görüp tanıdım Dilfezi.
Şavşatlıdır Dilfez kız. Hakikaten güzel mi güzel, edalı mı edalı. Boylu boslu.Gül endamlı. Kara kaş, kara göz. Bir gülüşü var ki güldüğünde yüzünde güller açıyor. Yoksul bir aileye mensup. Evlenme çağı gelip geçiyor. Bahtı bağlanmış sanki Dilfezin. İsteyenleri beğenmiyor. Gönlündeki beyaz atlı prens de bir türlü kapılarını çalmıyor.
.
En sonunda Çula Nuriye vardı Dilfez. Çula Nuri de çulsuzun biri. Gün bulup gün yiyen bir muhterem. Şavşatta iş imkanı pek yok. Mevsimlik işler de tatmin edici değil. Şavşatlı gençler İstanbula gidip iş buluyorlar. Taşı toprağı altın ya İstanbulun!..
Nuri tevekkül ehli. Pek aldırmıyor. Ama Dilfez öyle değil. Şavşatta kalırlarsa ne uzar ne kısalırlar. Yarı aç, yarı tok geçer günleri. Bunun bilincinde Dilfez. Kafasına koydu İstanbulu. Ne yapıp edecek, İstanbula gidecek.
Nuriyi bir işledi. Nuri:
-Orda ne yaparız? Şavşatta gül gibi geçiniyoruz, dediyse de sonunda razı oldu.
Geldiler İstanbula. Uzun uğraşlardan sonra bir yalıda iş buldular. Nuri bahçe işlerine bakacak. Dilfez de ev işlerini görecek. Gel zaman git zaman Dilfezle köşkün sahibi mercimeği fırına verdiler. Dilfez Nuriden boşandı. Köşkün sahibiyle evlendi. Nuriye yol verdiler. Nuri perli perişan ayrıldı köşkten.
Aradan zaman zuhur geçti. Dilfez, eşiyle birlikte Şavşata geldi. Ama ne geliş!.. Hani derler ya muhteşem. Şavşattan ayrılan Dilfez gitmiş, yerine sosyetik Dilfez gelmiş.Fors bin beş yüz. Tek tek basıyor. Takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş.İki dirhem bir çekirdek...
.
İşte Dilfezin türküsü. Şavşat ağzıyla söylenmiş. Şavşatlı Sefil Seyidin dilinden olmalı. Elimizda büyüdü dediğine göre:
.
Na fena degişmiş koydan gedali
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
Karşıma geçti bir supurga dali
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Allahın sevarsan na hala kalmiş
Koskoca kız idi bir parça kalmiş
Kırmızi yanağlar bambayaz olmiş
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Bir gezışi var ki zanarsın taydur
Etrafi yolunmuş kaşlari yaydur
Dedi Hal keyf nasil? dedim ki eydur
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Lens mi na diyerlar oni tahturmiş
Kara gozlarıni çakır yapturmiş
Kendini bir havalara kapturmiş
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Küçük ikan güzel türki soylardi
Dugunlarda bar başinda oynardi
Ne zaman raslasam sakız çeynardi
Az kala ki taniyamadum Dilfez'i
.
Saçı bir renk idi şimdi karişuh
Yuzi güleç idi olmiş çoruşuh (*)
Totaği boyanmış ağzı buruşuh
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
İnce dil bir yanda sükse bir yanda
Demah ki çıharmiş bizim koydan da
Kısa bişe geymiş her şey meydanda
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Elina geçirmiş fotraf makine
Bir yanbegi tutar bir da tikina(**)
Komşular toplanmış resim çekine
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Kafirin çocuğa nasıl azıtmış
Sade yemiş içmiş gezmiş tozutmiş
Bir da umuzuna mühür(***) kazıtmış
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Bacak bacak ustuna ki atiyer
Namehram yerleri goze batiyer
Bir eliynan dizlarıni tutiyer
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Boşanmışlar Çula Çirkin Nuri'ynan
Yeniden evlanmış zengin biriynan
Tatile çıhmişlar brodveyinan(****)
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Burnu uzanmış mi bilmem nayidi
Gormazluhtan geldi Sefil Seyid'i
Halbusa ki elimızda böyidi
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
----------------
(*)Asık suratlı, kibirli,kırışık
(**) Makinayı bir yan tutup çekmek ,bir dik tutup çekmek
(***) Dövme
(****) Brodvey otomobil
27.04.2019
Şavşatlıdır Dilfez kız. Hakikaten güzel mi güzel, edalı mı edalı. Boylu boslu.Gül endamlı. Kara kaş, kara göz. Bir gülüşü var ki güldüğünde yüzünde güller açıyor. Yoksul bir aileye mensup. Evlenme çağı gelip geçiyor. Bahtı bağlanmış sanki Dilfezin. İsteyenleri beğenmiyor. Gönlündeki beyaz atlı prens de bir türlü kapılarını çalmıyor.
.
En sonunda Çula Nuriye vardı Dilfez. Çula Nuri de çulsuzun biri. Gün bulup gün yiyen bir muhterem. Şavşatta iş imkanı pek yok. Mevsimlik işler de tatmin edici değil. Şavşatlı gençler İstanbula gidip iş buluyorlar. Taşı toprağı altın ya İstanbulun!..
Nuri tevekkül ehli. Pek aldırmıyor. Ama Dilfez öyle değil. Şavşatta kalırlarsa ne uzar ne kısalırlar. Yarı aç, yarı tok geçer günleri. Bunun bilincinde Dilfez. Kafasına koydu İstanbulu. Ne yapıp edecek, İstanbula gidecek.
Nuriyi bir işledi. Nuri:
-Orda ne yaparız? Şavşatta gül gibi geçiniyoruz, dediyse de sonunda razı oldu.
Geldiler İstanbula. Uzun uğraşlardan sonra bir yalıda iş buldular. Nuri bahçe işlerine bakacak. Dilfez de ev işlerini görecek. Gel zaman git zaman Dilfezle köşkün sahibi mercimeği fırına verdiler. Dilfez Nuriden boşandı. Köşkün sahibiyle evlendi. Nuriye yol verdiler. Nuri perli perişan ayrıldı köşkten.
Aradan zaman zuhur geçti. Dilfez, eşiyle birlikte Şavşata geldi. Ama ne geliş!.. Hani derler ya muhteşem. Şavşattan ayrılan Dilfez gitmiş, yerine sosyetik Dilfez gelmiş.Fors bin beş yüz. Tek tek basıyor. Takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş.İki dirhem bir çekirdek...
.
İşte Dilfezin türküsü. Şavşat ağzıyla söylenmiş. Şavşatlı Sefil Seyidin dilinden olmalı. Elimizda büyüdü dediğine göre:
.
Na fena degişmiş koydan gedali
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
Karşıma geçti bir supurga dali
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Allahın sevarsan na hala kalmiş
Koskoca kız idi bir parça kalmiş
Kırmızi yanağlar bambayaz olmiş
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Bir gezışi var ki zanarsın taydur
Etrafi yolunmuş kaşlari yaydur
Dedi Hal keyf nasil? dedim ki eydur
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Lens mi na diyerlar oni tahturmiş
Kara gozlarıni çakır yapturmiş
Kendini bir havalara kapturmiş
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Küçük ikan güzel türki soylardi
Dugunlarda bar başinda oynardi
Ne zaman raslasam sakız çeynardi
Az kala ki taniyamadum Dilfez'i
.
Saçı bir renk idi şimdi karişuh
Yuzi güleç idi olmiş çoruşuh (*)
Totaği boyanmış ağzı buruşuh
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
İnce dil bir yanda sükse bir yanda
Demah ki çıharmiş bizim koydan da
Kısa bişe geymiş her şey meydanda
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Elina geçirmiş fotraf makine
Bir yanbegi tutar bir da tikina(**)
Komşular toplanmış resim çekine
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Kafirin çocuğa nasıl azıtmış
Sade yemiş içmiş gezmiş tozutmiş
Bir da umuzuna mühür(***) kazıtmış
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Bacak bacak ustuna ki atiyer
Namehram yerleri goze batiyer
Bir eliynan dizlarıni tutiyer
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Boşanmışlar Çula Çirkin Nuri'ynan
Yeniden evlanmış zengin biriynan
Tatile çıhmişlar brodveyinan(****)
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
.
Burnu uzanmış mi bilmem nayidi
Gormazluhtan geldi Sefil Seyid'i
Halbusa ki elimızda böyidi
Az kala ki taniyamadım Dilfez'i
----------------
(*)Asık suratlı, kibirli,kırışık
(**) Makinayı bir yan tutup çekmek ,bir dik tutup çekmek
(***) Dövme
(****) Brodvey otomobil
27.04.2019
27.04.2019
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Mustafa Topaloğlu
30.04.2019 20:58:00Aziz dostum,
Öyledir. Zengin isen hatırını sayarlar. Fakir isen dış kapıdan kovarlar. Hoca Nasrettin'in"Ye kürküm ye!"öykücüğü bir gerçeğin ifadesidir.
Neşet Ertaş merhum da öyle diyor:"Zenginisen ya bey diller ya paşa / Fıkaraysan ya cingan diller ya abdal hâşâ".
Dostun dosta minneti para hatırına. Aba altında er yatar, ama aç mı yatar tok mu? Bilemezsiniz.
Bir kalenderi divandan bir dörtlük alıntılayacağım:
"Asalet bir altın idi şimdi pul oldu
Türlü türlü bedenlere çul oldu
İmanın yolu keseden geçeli
Kimi kula kimi pula kul oldu"
Laf lafı açınca söz uzuyor.Yorumunuz beni aldı nerelere götürdü.
Teşekkür ediyorum.Selam ve saygıyla ey dost...
ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
28.04.2019 18:19:00Zengin atını dağdan aşırmış, fakir düz yolda şaşırmış. Zenginler para; fakirler çocuk yapar. Zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Zengin giyerse sağlıcakla, fakir giyerse nereden buldun Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz. Zenginin gönlü olana kadar, fakirin canı çıkar. Zenginin horozu bile yumurtlar. Zenginin osuruğu bile ahenkli öter. Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar. Rağbet güzel ile zenginedir. Fukaranın tavuğu, zenginin atı kıymetli olur. Yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür. Zengin kızın sevgili boy friendi, fakir kızın sevgilisi dostu. Zenginlerin nikâhsız birlikteliği seviyeli birliktelik, fakirlerin ki ahlaksızlık. Sen kiiiiim Çula Nuri, Dilfez kim. Varsa pulun dünya âlem kulun, yoksa pulun cehennemdir yolun.