Bir Karadeniz türküsüdür. Efkarlı günlerime / Geldi çattı ramazan der bağrı yanık sevdalı . Türküden bir bölüm yazayım mı? Olur, neden olmasın? Aha da yazıyorum:
Oy Trabzan Trabzan
İçin kalay için kalaylı kazan için
Efkarlı günlerume efkarlı günlerume
Geldi çattı geldi çattı Remezan
Gittim dere yukarı
Buldum guşun buldum guşun folini
Pencereden aşağı pencereden aşağı
Ver boncuklı ver boncuklı golini
Oy Trabzan Trabzan
Senden ayrı senden ayrılacağım
Sen aklıma gelende sen aklıma gelende
Düşüp bayı düşüp bayılacağım
.
Türkünün tamamını aldım. Bir bölüm olacaktı,kıyamadım. Hüseyin Dilaverden dinlemek gerek bu güzel ezgiyi. Kaynak kişi Hüseyin Dilaver çünkü. Bir türküyü kaynak kişiden dinlemek,serçeşmenin gözünden kana kana içmektir suyu.
Ramazan geldi ya alış veriş merkezleri imsakiye dağıtıyor müşterilerine. Bizim Boğazlıyanda iki büyük alış veriş merkezi var. Bunlar da müşteriye böyle bir güzellik yapmışlar. Kasada hesap kitap yapılıp işlem bitince poşetin içine bir tane Ramazan imsakiyesi koyuyorlar. İmsakiye nedir? Ramazanda imsak vaktini ve namaz vakitlerini gösteren çizelgedir efendim. Bunu da açık seçik ifade edelim.
Ben her iki süper marketten de ufak tefek aldım. Alış veriş yaptım. Her iki süper marketten birer tane imsakiye koymuşlar poşetimize. Şimdi elimizde iki tane Ramazan imsakiyesi var.
Bu imsakiyeleri inceledim. Yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları gördüm. İsim vermeden bu hatalar üstünde duracağım. İftar duasından başlayalım. İmsakiyenin her ikisinde de İftar duası yer alıyor. Duaların son bölümü birbirini tutmuyor. Birinde son cümle şöyle:Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla... Geçmiş günah denebilir. Aslında geçmiş sözcüğünü hiç kullanmamak lazım. Günahlarımı bağışla demek yeterlidir. Gelecek günahlar tabirini yadırgadım doğrusu. Dua ederken gelecekte işleyeceği günahlardan bağışlanmayı dilemek? Biraz muğlak bir ifade.
Diğer imsakiyede İftar duasının bir cümlesi çok dikkat çekici. Aynen yazıyorum:yarınki orucada niyet ettim Ne anladınız? Ben bir şey anlamadım. Niyesine gelince iftardasın. Daha yeni oruçtan çıkmışsın. Yarınki oruca niyet de nesi? Sahur var ya... Sahura kalkacaksın. Sahur yemeğinden sonra niyetlen kardeşim. Ha,bu arada bağlaç olan de sözcüğü kesme ()işaretiyle ayrılmış. Doğrudan ayrı yazılmalıydı. O İftar duası şöyle sonlanıyor:Benim,annemin,babamın,müminlerin günahlarını bağışla.Doğru olan ifade budur. Ama cümledeki virgülleri ben koydum. Böyle olmalı çünkü. İmsakiyede gelişi güzel yazılmış. Eş görevli sözcüklerin arasına virgül koymak kuralına uyulmamış.
Aynı imsakiyede Sebe Suresinin 49.ayeti yer alıyor. Ayetin Türkçe anlamının yazılışında hataya düşülmüş. Yazım hatası. İmla ihlali. Ayet şöyle yazılmış: De ki: Hak geldi, artık batılın önüde kalmaz,sonuda.
Hatayı gördünüz değil mi? Bağlaç olan de sözcüğü birleşik yazılmış. Halbuki bağlaç olan de ek değil bir kelimedir. Ayrı yazılmaldır. Yani şöyle bitmeli tümce:...önü de kalmaz,sonu da.
Yine aynı imsakiyede Ramazan-ı Şerif tamlaması hem bu haliyle doğru olarak yer almış. Hem de Alış veriş merkezinin isminin üstünde Ramazanı serif biçimiyle kullanılmış.Şerif kelimesi olmuş serif. Bu bir sıfat tamlamasıdır. Ramazan-ı Şerif biçiminde yazılmalıdır. Doğru olanı vurgulayalım dedik.
Bu yanlış neden yapılıyor? İmlaya,yazıma önem vermemekten. Bu imsakiyeleri hazırayanların duyarsızlığından. Biraz dikkat etseler bu hatalar olmaz. Alış veriş merkezlerinin bu imsakiyeleri hazırlayanları uyarması gerekir. Onların bir kusuru yok. Tek hataları imla ve noktalama yönünden hatalı olan bu imsakiyeleri kabul etmeleridir. Keşke ince eleyip sık dokusalardı.
Neyse, olan olmuş. Yapacak bir şey yok. Bundan sonra duyarlı olurlar inşallah.
27.06.2014
Oy Trabzan Trabzan
İçin kalay için kalaylı kazan için
Efkarlı günlerume efkarlı günlerume
Geldi çattı geldi çattı Remezan
Gittim dere yukarı
Buldum guşun buldum guşun folini
Pencereden aşağı pencereden aşağı
Ver boncuklı ver boncuklı golini
Oy Trabzan Trabzan
Senden ayrı senden ayrılacağım
Sen aklıma gelende sen aklıma gelende
Düşüp bayı düşüp bayılacağım
.
Türkünün tamamını aldım. Bir bölüm olacaktı,kıyamadım. Hüseyin Dilaverden dinlemek gerek bu güzel ezgiyi. Kaynak kişi Hüseyin Dilaver çünkü. Bir türküyü kaynak kişiden dinlemek,serçeşmenin gözünden kana kana içmektir suyu.
Ramazan geldi ya alış veriş merkezleri imsakiye dağıtıyor müşterilerine. Bizim Boğazlıyanda iki büyük alış veriş merkezi var. Bunlar da müşteriye böyle bir güzellik yapmışlar. Kasada hesap kitap yapılıp işlem bitince poşetin içine bir tane Ramazan imsakiyesi koyuyorlar. İmsakiye nedir? Ramazanda imsak vaktini ve namaz vakitlerini gösteren çizelgedir efendim. Bunu da açık seçik ifade edelim.
Ben her iki süper marketten de ufak tefek aldım. Alış veriş yaptım. Her iki süper marketten birer tane imsakiye koymuşlar poşetimize. Şimdi elimizde iki tane Ramazan imsakiyesi var.
Bu imsakiyeleri inceledim. Yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları gördüm. İsim vermeden bu hatalar üstünde duracağım. İftar duasından başlayalım. İmsakiyenin her ikisinde de İftar duası yer alıyor. Duaların son bölümü birbirini tutmuyor. Birinde son cümle şöyle:Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla... Geçmiş günah denebilir. Aslında geçmiş sözcüğünü hiç kullanmamak lazım. Günahlarımı bağışla demek yeterlidir. Gelecek günahlar tabirini yadırgadım doğrusu. Dua ederken gelecekte işleyeceği günahlardan bağışlanmayı dilemek? Biraz muğlak bir ifade.
Diğer imsakiyede İftar duasının bir cümlesi çok dikkat çekici. Aynen yazıyorum:yarınki orucada niyet ettim Ne anladınız? Ben bir şey anlamadım. Niyesine gelince iftardasın. Daha yeni oruçtan çıkmışsın. Yarınki oruca niyet de nesi? Sahur var ya... Sahura kalkacaksın. Sahur yemeğinden sonra niyetlen kardeşim. Ha,bu arada bağlaç olan de sözcüğü kesme ()işaretiyle ayrılmış. Doğrudan ayrı yazılmalıydı. O İftar duası şöyle sonlanıyor:Benim,annemin,babamın,müminlerin günahlarını bağışla.Doğru olan ifade budur. Ama cümledeki virgülleri ben koydum. Böyle olmalı çünkü. İmsakiyede gelişi güzel yazılmış. Eş görevli sözcüklerin arasına virgül koymak kuralına uyulmamış.
Aynı imsakiyede Sebe Suresinin 49.ayeti yer alıyor. Ayetin Türkçe anlamının yazılışında hataya düşülmüş. Yazım hatası. İmla ihlali. Ayet şöyle yazılmış: De ki: Hak geldi, artık batılın önüde kalmaz,sonuda.
Hatayı gördünüz değil mi? Bağlaç olan de sözcüğü birleşik yazılmış. Halbuki bağlaç olan de ek değil bir kelimedir. Ayrı yazılmaldır. Yani şöyle bitmeli tümce:...önü de kalmaz,sonu da.
Yine aynı imsakiyede Ramazan-ı Şerif tamlaması hem bu haliyle doğru olarak yer almış. Hem de Alış veriş merkezinin isminin üstünde Ramazanı serif biçimiyle kullanılmış.Şerif kelimesi olmuş serif. Bu bir sıfat tamlamasıdır. Ramazan-ı Şerif biçiminde yazılmalıdır. Doğru olanı vurgulayalım dedik.
Bu yanlış neden yapılıyor? İmlaya,yazıma önem vermemekten. Bu imsakiyeleri hazırayanların duyarsızlığından. Biraz dikkat etseler bu hatalar olmaz. Alış veriş merkezlerinin bu imsakiyeleri hazırlayanları uyarması gerekir. Onların bir kusuru yok. Tek hataları imla ve noktalama yönünden hatalı olan bu imsakiyeleri kabul etmeleridir. Keşke ince eleyip sık dokusalardı.
Neyse, olan olmuş. Yapacak bir şey yok. Bundan sonra duyarlı olurlar inşallah.
27.06.2014
27.06.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ