Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

GÜNLERDEN CUMA

Bir Bayburt türküsüdür. Birinci kişinin ağzından yürek dağlayıcı bir ağıt.Zaralı Halil bir söyler ki… Lafı uzatmayayım dinleyin türküyü Zaralı Halil’den. Bana hak vereceksiniz. Hadi bir güzellik yapayım. Bu türkünün ilk dörtlüğünü yazıvereyim:
.
“Bugün de günlerden cumadır cuma
Yar hamama gitme kınanı yuma
Ben seni sevmişem ellere deme
Zalim celek vurmuş yaram var benim”
.
“Celek” büyükbaş hayvanların genel adı Bayburt yöresinde. Muhtemeldir ki “manda”dır. Bazı yorumcular bunu “felek” diye okuyorlar. Pek de hatalı sayılmaz. Zalim celek, zalim felek…Uyar be canım.
.
Cuma, kutlu gün. Öyle ki bu güne özel Cuma suresi Medine’de nazil olmuştur. Cuma suresi on bir ayettir. Cuma suresinin iniş sebebi dikkat çekicidir: Bir Cuma günü namaz esnasında peygamber hutbede iken Medine’ye bir kervan gelir. Kervanın gelişi de davulla, çalgıyla duyurulur. Davul sesini duyan cemaat camiyi boşaltır. Camide on iki erkek, bir kadın kalır. Buna peygamber çok üzülür. On birinci ayette bu olaya atıfta bulunuluyor. Bakınız on birinci ayete:
" Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. "
Bu nedenledir ki Cuma vakti ticaret, alışveriş ve eğlence bırakılır. Camilere koşulur. Cuma namazı Müslümanlar için çok önemli. İnananlar Cuma vakti bir araya gelirler. Hem ibadet edilir hem de görüşüp konuşulur, halleşilir.
.
Oğulcuk’ta bir Cuma günü. Harman zamanı. Etem dayım düven sürüyor. Öyle ağır harmanı yok. İşi de pek çabuk yapmaz. İvmez yorulmaz can dayım. Kuruhüyük’ten kayın babası gelmiş. Misafiri var. Ortalık da çelpeşenli. Hava bir açılıp kapanıyor. Kurşunlu’nun üstünden bir kara bulut yekinmiş Oğulcuk’a doğru geliyor. Dayım telaşlandı:
-Aman malağmayı toplayayım. Yağmur yağarsa emeğimizi elimize virir.
O sırada kayın babası geldi:
-Etem! Hadi bırak oyalanmayı da vakit geliyo. Cumaya gidek.
Dayım elindeki yabayla malağmayı toplamaya çalışıyor:
-Ben malağmayı toplayım. Sen git. Yağmır yağacak. Emeğimiz ziyan olmasın.
Kayınbaba celallendi:
-Sen ne diyon oğlum? Bizim orda gomşunun biri Cuma gunü talla suluyomuş. Daha iş yarım olmadan vakıt gelmiş. Öylece bırakmış sulamayı. Gelmiş camiye. Cumayı gılıp dönmüş tallıya. Bi de bakmış ki talla sulanmış. İş bitmiş. Ya!..Hadi gidek. Cuma faziletlidir. İşin ıras gider.
.
Dayım kayın babasını kıramadı. Harmanı hasıl edip toplamadan elindeki yabayı bir kenara bıraktı. Geldiler camiye. Bunlar namazdayken bir yağmur başladı ki eh gayri!.. Dayım namazı zor bitirdi. Koştu harmana. Bir de ne bakan? Harman, sele gidiyor. Aman yaman!.. Dayım koşturdu sağa sola. Terin suyun içinde kaldı. Toplayabildiğini topladı. Toplayamadığını sel götürdü. O sırada kayın babası da geldi. Dayım şöyle bir baktı kayın babasına:
-Bak gayın baba cumanın faziletine. İşimiz ıras gelecağidi, ters geldi. Harmanı yile, sile virdik. İşi bırakıp da namaza gittik. Emeklerimiz da havaya gitti, dedi.
Kayın babası Şükrü hiç ses çıkarmadı. Sus pus oradan ayrıldı.

06.11.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ