KİRAZLAR ÇİÇEK AÇTI

Bu yıl köyümüze kış gelmedi.Son baharın son günlerini yaşıyoruz.Geçmiş yılların aksine yazdan kalan günlerle haşir neşiriz.Bahçedeki domates,biber,fasulye,marul,yeşil soğan tüm canlılığıyla yüzümüze gülüyor.Geçen yıl ekimin ortalarında bir soğuk yel esmişti de kasıp kavurmuştu.

Mihrican değmişti bahçemize. Kuruyup gazel olmuştu tüm nebatat.

Bu yıl bir tuhaf. İklim mi değişiyor ne? Şaşkınız dostlar. Mersin bizi çağırıyor. Gideceğiz Mersin’e.Ama ayaklarımız da geri geri gidiyor. Ha bu gün ha yarın... Ayak sürüyoruz vallahi. Sebep havaların hoş, günlerin mülayim olması.

Ey yârenler! Bir şey söyleyeceğim size. Bizim bahçedeki kiraz ağacı çiçek açtı.Bu mevsimde Oğulcuk’ta kiraz çiçek açacak... Gözüyle görmeyenin inanası gelmez.

Hurşut Can’a sordum. Can kardeşim iyi bir bahçıvandır (bağçevan). Bir bahçesi var.Köyde bir numara. Bahçesinde pepino, altın çilek, kavun, karpuz domates, biber, patlıcan... Her türlü yeşillik, sebze ve meyve bulunur. İşini kitabın kavlince yapar.

Hurşut, kirazın dalındaki çiçekleri görünce pek de şaşırmadı.”Bu kiraz yalancı baharı yaşıyor.Havaların güzel gitmesine aldanmış.” dedi.

Yalancı bahar...Biz ne yalanlar duyduk.Ne yalancılar gördük.İçi yalan,dışı yalan yılanlar tanıdık.Bahçedeki kiraz da bizim gibi aldanmış güneşin gülen yüzüne.Önümüzün kış olduğunu düşünememiş herhal. Yazık olacak.Birkaç gün sonra o çiçekler kuruyacak.

Oldu mu şimdi kirazcık? Senin bu yaptığını kimseler yapmaz.Yapraklarını döküp uykulara yatsan olmaz mıydı? Zaten derdimiz bir değil.Bir dert de sen kattın be canım...

17.11.2012