Sosyal Paylaşım Sitesi Edebiyat Defterinde Mahir Bütünü anlatmıştım 14 Eylül 2013te. Anlatıyı Bulunduğu meclislerde kahkaha tufanları estiren güneş yüzlü Mahir Bütüne selam olsun. cümlesiyle noktalamıştım.
Mahir Bütün, Hakka yürüdü. Her ölüm biraz erkendir. Mahir Bütün gibi bir hayat adamının ölümü de erken oldu. Onu saygıyla anıyorum. İşte Edebiyat Defterindeki anlatı:
.
Adı Mahir. Soy adı Bütün. Bir garip adam. Adam gibi adam. İsmiyle müsemma bir insan. Usta,becerikli,eli işe yatkın, maharetli,marifetli Sözlükler böyle tarif ediyor Mahiri. Kelimenin kökeni Arapça.Sıfat türünde bir kelime.
Susanoğlunda tanıdım Mahir Bütünü. Susanoğlu, şimdiki adıyle Atakent. Mersin-Silifke arasında bir sahil beldesi. Denizi, kumu harika. Kumsalı mükemmel. Zaman zaman gideriz Susanoğluna. Kalırız birkaç gün. Kafamızı dağıtırız. Denizle, doğayla haşir neşir oluruz.
Böyle bir Susanoğlu kaçamağında sabah yürüyüşüne çıktım. Sahilde takılıyorum. Bir baktım, bir grup insan toplanmış bir alanda. Halka olmuş, sabah sporu yapıyor. Halkanin tam ortasında bir adam. Ak saçlı,uzun boylu. Sırım gibi, tiz sesli, enerjik Hem spor yaptırıyor, hem de:
- Gel kardeşim, sen de katıl bize diye sesleniyor yürüyüşçülere. Canıma minnet. Katıldım aralarına.
Ne iyi etmişim. Hayat dolu insanlar. Kendileriyle barışık. Sabah sporu yapıyorlar. Yapılan sadece sabah sporu mu? Hayır efendim. Şiirler, şarkılar, türküler, nükteler, fıkralar gırla Bunları harmanlayıp servis eden Mahir Hoca. Hakikaten çok maharetli bir insan. Sanat, spor, siyaset, aktüalite Hepsinden birer tutam alıp bir potada eritiyor. Spor alanı şenlik ve şölen havasına bürünüyor bu sayede.
Bu Mahir adamı merak etmez misiniz ? Ben merak edip tanımak istedim. Şöyle ayaküstü söyleştik. Bir bardak çay içimi Bir büfenin önünde. Notlar aldım. Notlarıma bakıyorum. Kendisini uzun bir şiirde anlatmış Mahir Hoca. Şiirin son dörtlüğüne bir göz atalım :
Mahir Bütünüm bütünden yana
1940ta geldim cihana
Bir çift tatlı söze kahve bahane
Üç beş candan gayrı dost bulamadım
Evet Yaş yetmiş üç . Yaş yetmişi aşmiş, ama iş bitmemiş Mahir Hocada. Yetmiş üç yaşında bir delikanlı. 1940 Keskin doğumlu. Keskinin Şidid Abdallı köyünden. Keskinli Hacı Taşandan feyiz almış. Muharrem Ertaşa emmi diyecek kadar yakın olmuş. Keman, bağlama, zurna, davul çalıyor.
Bazı sabahlar alıp geliyor kemanını. Spor alanında keman dinletisi Mahir Hocadan. Türküler söylüyor. Şiirler okuyor. Hem de ezberden Müthiş bir hafıza. Diline kil dolaşmıyor. Davulu omzuna asınca Mahsuniden Fırıldak Adam ı çalıp söylüyor davul eşliğinde... Sanırsınız ki çağlar öncesinden kamlar, baksilar, şamanlar çıkmış gelmiş
Şairliği de var Mahir Hocanın. Boşandığı eşi 700 şiirinin yer aldığı iki dosyasını vermemiş. Yakmış. Mahir Hoca en cok buna üzülüyor. Çok yalvardım. Dosyalarımı ver. Her şey senin olsun, dedim. Ama vermedi, yaktı dosyalarımı. O dosyalarla birlikte ben de yandım. diyor.
Bir aktör. Meddah. O konuşurken herkes kulak kesiliyor. Özel akşamlarda zenne rolü dahil kılıktan kılığa giriyor. Ortalığı kırıp geçiriyor. Popüler söyleyişle stand-upci. Dört dörtlük bir şovmen
Mahir Bütün iyi bir atlet. Maratoncu. Yüzücü.Komple bir sporcu.
Mahir Hoca tam 186 maratona katılmış. Berlin maratonunda altın madalya almış. İyi bir yüzücü. Yüzmede tam beş tane madalyası var.
2006nin 14 Mayısında Türk bayrağını İstanbuldan alıp Adapazarı il sınırına kadar dört atlet arkadaşıyla taşımış. Bu onurlu koşudan gururla söz ediyor Mahir Hoca.
1967den beri de sabah sporu onun için alışılmış bir ibadet olmuş. Hikayesini de şöyle anlattı: -Askeriz. Sabah ictimasında komutan, bedenciler üç adım ileri çıksın, dedi. Tam on beş kişi çıktı. Gönüllü sabah sporu yaptıracak var mı? diye sordu. Bedencilerden ses yok.
-Ben yaptırırım, dedim. O gündür bu gündür sabah sporu yaptırıyorum.
Yazları Susanoğlunda Mahir Hoca. Kışları İzmitte kalıyor. Sanat ve spor adamı.Mutfağa girersem mantı bile açarım.diyor. On parmağında on marifet! Kısaca söylersek bir hayat adamı Mahir Bütün Renkli bir kişilik.
Bulunduğu meclislerde kahkaha tufanları estiren güneş yüzlü Mahir Bütüne selam olsun.