Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

MİKROBA HELE

Kaynanam Nadiye (Şahin),yiğit kadındı.Osmanlı kadındı.Bizim kayınbabanın kahrını kimse çekemez.Nadiye ana çekti çevirdi Şavgı (Şevki) babayı.Sekiz evlat anası.Bir o kadar da düşük müşük.Yavrularının hiçbirinin mürüvvetini göremeden dünya değiştirdi.Yavruları kaldı geride sarma saçın.Kayınbaba uzun süre yattı.Romatizma ve tedavinin gerektiği gibi yapılmaması yatağa düşürdü Şahin babayı.Herkes umudu kesti.Aklı erenler:

“Bu dert Şavgı’yı götürür.” diyordu.Lakin kayınbaba yataktan kalktı.Topal kaldı.”Topal Şavgı”ya çıktı adı. Azrail’e teslim olmadı.

Hasta yatan ölmez.Vadesi yeten ölür. Nadiye ana aniden rahatsızlandı.Kayseri’ye doktora gitti.Gidiş o gidiş...Dönemedi.Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Ana gitti.Sekiz yavru ögsüz kaldı.Bu yavrulara bir ana lazım.Şahin baba,çok aradı.Bulamadı.Sekiz kardeşin yedisi erkek,biri kız. O da Fatma (Peruz). Daha 10 yaşında.Ne yapsın? Kardeşlerinin anası oldu. Zor öğreticidir. Evin umurunu üstüne aldı.Okulu aksattı. Kolay mı koca ev.Kalabalık horanta.Ataerkil aile.Kardeşlerinin hiçbiri ev işinde yardım etmiyor.Hacımin’in çeşmesinden bir güğüm su getirseler ya...Nerde o anlayış? Hamdi Öğretmen,Mustafa Pınar anlayış gösterdiler.Fatma’nın diplomasını verdiler.

Fatma’nın çocukluk adı Peruz.Hâlâ köyde “Peruz” diye çağrılır.Nüfustaki adı “Fatma”.Aslında bu isim kendisinden önce doğup ölen kardeşinin adı.Peşinden Peruz dünyaya gelmiş.Yeniden kayıt yaptırmamışlar.Bacısının adını almış.O yüzden nüfus yaşı da büyüktür Peruz’un.Ben de “Peruz”derim.Bazen kızar bana:

“Ya Fatma de, ya Peruz...” diye çıkışır.Geçen gün kat komşumuz Sabahat hanım sormuş Peruz’a:

“Fatmanım...Hoca sana bir şey diyor ya anlayamadım.” demiş.

Peruz akşamdan hazırlık yapmış.Un elemiş hamur leğenine.Tandırın külünü almış.Saçma,dökkü getirmiş tandırın başına.Bizim Ayşe’yle de kavilleşmişler.Erkenden işe başlayacaklar.Peruz ekmek idecek(yapacak),Ayşe de evirecek (pişirecek).

Peruz, akşamdan sabah göreceği bir işi tasarladıysa uyku uyumaz.Erkenden kalkar.Yola bele mi gidecek? Şafaktan ayaktadır.

Yine kurt kuş uyurken,kargalar kahvaltısını yapmadan kalktı Peruz.Geldi bizim eve .Evlerimiz dip dibe zaten.Ayşe’yi aldı.Tandırlı evde hareket başladı.Hamur yoğruldu.Bezilendi.Ortalık yeni yeni aydınlanıyorsa da daha siyah ipliği beyazından seçecek kadar değil.

Tandırı yaktı Ayşe.Sacı üstüne koydu.Peruz ilk beziyi aldı oklavanın altına.Tam o sırada tandırlı evin kapısı açıldı.Sırtında heybe,elinde uzun bir deynek bir dişirici (dilenci):

“Bacı bi sada(sadaka) virin...”

Peruz’la Ayşe ne yapacaklarını şaşırdılar.Elleri ayaklarına dolandı. İn midir cin midir bu gelen, sabahın köründe? Peruz çabuk toparlandı:

“Git şurdan mikrop!” dedi dişiriciye.

Dişirici de pişkin mi pişkin:

“Mikroba gurban ol...”

Peruz itti tahtayı bir kenara. Yekindi. Kalktı.Elinde oklava... Zülfikar misali.Yürüdü dişiricinin üstüne.Küffar üstüne yürüyen yeniçeri ne çalar?

Dişirici tabanları yağladı.Bir daha da bizim köye gelemedi.

23.03.2013
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ