Naci Şahin. Yeşil takkeli adam. Alamancı. Almanyayı mesken tuttu. Bir Yugoslavla evlendi. Çocukları oldu bu hanımdan. Yürümedi bu evlilik. Ayrıldılar. İkinci evliliğini Gürdenli Fatma hanımla yaptı. Şimdi bir ayağı Almanyada. Gidip geliyor. Emekli. Kayseride oturuyor. Gürdene de bir ev yaptırdı. Hanım elli (köylü) oldu sizin anlayacağınız.
Yeşil takkeli adam Almanyada siyasal faaliyetlerde bulundu. Yeşil takkesini hiç çıkarmaz. Yeşil takke sanki onun bir parçası. Hiç çıkarmaz başından. Tarikat ehli. Şeyh Nazım Kıbrısînin bağlılarından. Yeşil takkeli adam ünvanını da Almanlar verdi Naci abiye. Yaşadığı şehirde (Köln olması lazım) belediye seçimlerinde aday oldu. Almancası iyi. Tarzancanın çok çok üstünde. Yerel yöneticiler onu çok iyi tanır. Kayseride de zaman zaman Büyükşehir Belediyesine gider. Gördüğü aksaklıklarla ilgili görüşlerini söyler. Çözüm önerilerinde bulunur. Laf aramızda belediye çalışanları da yılmış. Naci abiyi görünce:
Yeşil takkeli geliyor gene...diye söylenirler. Herbiri bir yana savuşur.
Bir tarihte bir Alman öğrenciyle geldi köye Naci abi. Yirmi yaşlarında bir genç. Adı Markos. Markos sorunlu biri. Naci abi Oğulcukta bu genci yola getirecek. Eğitecek... Masrafları Alman hükümeti fondan karşılamış. Para çok.
Mevsim kış. Markos Oğulcukta ne yapsın? Yemeğini kendisi yapıyor. Yumurta, sucuk, makarna...Et,ekmek...Çay yapmayı da öğrendi. Köyün gençleriyle kafası sardı. Okey oynuyorlar. Tavla partileri düzenliyorlar. Feratla Cengiz pat sat Almanca öğrendiler Markostan. Vas, das... gibi. Pek âlâ...Pek güzel de...Okey oynamalar. Tavla partisi düzenlemeler. Pişti,batak...Okey mokey,oyun moyun...Bunlar Naci abinin hoşuna gitmiyor. Zaman zaman azarlıyor Markosu. Ama ona hak vermiyor da değil hani...
Markos, bir gün Hacıminin Çeşmesine gelir. Çeşmenin ayağı çamur deryası. Mal maş havta yanaşıp su içiyor. Öyle bir oynamış ki çeşmenin ayağı. Hayvanlar karnına kadar çamura batıyor. Yıkılıp ayağı kırılan mı ararsın. Çamura çöken mi?
Kolları sıvar Markos. Sağdan soldan taş toplar. Çeşmenin ayağını ıslah edecek. Çok çalışır. Görenler güler Markosa. Markosun çalışıp didinmesini manasız bulurlar. Öyle ya...Bugün var,yarın yok. Adam köyün çeşmesini onaracak. Akıllı işi değil? Derler ki:
Ulan Nacinin gavırı gafayı sıyırmış. Çişmeynen uğraşıyo... Ne üstüne vazifeyse?
Köylünün ilgisizliği Markosu da bıktırır. O da işi yarım bırakır.
Geçen yıl bizim Memet işe el attı. Ademin motoruyla gittik, Garaya (Kara Kaya)dan yumruklama taş getirdik. Memet çeşmenin ayağını bir yaptı ki gayri kalsın...Çeşmeye su almak için gelenlerin ayağına çamur değmiyor. Mal maş huzur içinde sulanıyor.
Benim gardaşım çok çalıştı. Allah gücünü kuvvetini artırsın. Çalışırken bir Allahın kulu gelip de yardım etmedi. Kolay gelsin, demek çok mu zor? Onu bile esirgediler. Sebebi nedir? Sebebi çekememezlik. Memet çeşmenin suyundan bahçe suluyor ya...
Memet çeşmenin ayağında kan ter içinde çalışırken Tombaklı Ayşe abla geldi:
Nöruyon Memet? dedi.
Nörüyüm Ayşe abla? Çeşmenin ayağı bataklık. Burayı ıslah ediyorum. Yarın ineğiniz, dananız sulanacak. Rahat edersiniz.
Ayşe abla güldü:
Memet boşuna çalışıyon. Burayı Nacinin gavırı yapamadı da sen mi yapacan?
10.01.2014
Yeşil takkeli adam Almanyada siyasal faaliyetlerde bulundu. Yeşil takkesini hiç çıkarmaz. Yeşil takke sanki onun bir parçası. Hiç çıkarmaz başından. Tarikat ehli. Şeyh Nazım Kıbrısînin bağlılarından. Yeşil takkeli adam ünvanını da Almanlar verdi Naci abiye. Yaşadığı şehirde (Köln olması lazım) belediye seçimlerinde aday oldu. Almancası iyi. Tarzancanın çok çok üstünde. Yerel yöneticiler onu çok iyi tanır. Kayseride de zaman zaman Büyükşehir Belediyesine gider. Gördüğü aksaklıklarla ilgili görüşlerini söyler. Çözüm önerilerinde bulunur. Laf aramızda belediye çalışanları da yılmış. Naci abiyi görünce:
Yeşil takkeli geliyor gene...diye söylenirler. Herbiri bir yana savuşur.
Bir tarihte bir Alman öğrenciyle geldi köye Naci abi. Yirmi yaşlarında bir genç. Adı Markos. Markos sorunlu biri. Naci abi Oğulcukta bu genci yola getirecek. Eğitecek... Masrafları Alman hükümeti fondan karşılamış. Para çok.
Mevsim kış. Markos Oğulcukta ne yapsın? Yemeğini kendisi yapıyor. Yumurta, sucuk, makarna...Et,ekmek...Çay yapmayı da öğrendi. Köyün gençleriyle kafası sardı. Okey oynuyorlar. Tavla partileri düzenliyorlar. Feratla Cengiz pat sat Almanca öğrendiler Markostan. Vas, das... gibi. Pek âlâ...Pek güzel de...Okey oynamalar. Tavla partisi düzenlemeler. Pişti,batak...Okey mokey,oyun moyun...Bunlar Naci abinin hoşuna gitmiyor. Zaman zaman azarlıyor Markosu. Ama ona hak vermiyor da değil hani...
Markos, bir gün Hacıminin Çeşmesine gelir. Çeşmenin ayağı çamur deryası. Mal maş havta yanaşıp su içiyor. Öyle bir oynamış ki çeşmenin ayağı. Hayvanlar karnına kadar çamura batıyor. Yıkılıp ayağı kırılan mı ararsın. Çamura çöken mi?
Kolları sıvar Markos. Sağdan soldan taş toplar. Çeşmenin ayağını ıslah edecek. Çok çalışır. Görenler güler Markosa. Markosun çalışıp didinmesini manasız bulurlar. Öyle ya...Bugün var,yarın yok. Adam köyün çeşmesini onaracak. Akıllı işi değil? Derler ki:
Ulan Nacinin gavırı gafayı sıyırmış. Çişmeynen uğraşıyo... Ne üstüne vazifeyse?
Köylünün ilgisizliği Markosu da bıktırır. O da işi yarım bırakır.
Geçen yıl bizim Memet işe el attı. Ademin motoruyla gittik, Garaya (Kara Kaya)dan yumruklama taş getirdik. Memet çeşmenin ayağını bir yaptı ki gayri kalsın...Çeşmeye su almak için gelenlerin ayağına çamur değmiyor. Mal maş huzur içinde sulanıyor.
Benim gardaşım çok çalıştı. Allah gücünü kuvvetini artırsın. Çalışırken bir Allahın kulu gelip de yardım etmedi. Kolay gelsin, demek çok mu zor? Onu bile esirgediler. Sebebi nedir? Sebebi çekememezlik. Memet çeşmenin suyundan bahçe suluyor ya...
Memet çeşmenin ayağında kan ter içinde çalışırken Tombaklı Ayşe abla geldi:
Nöruyon Memet? dedi.
Nörüyüm Ayşe abla? Çeşmenin ayağı bataklık. Burayı ıslah ediyorum. Yarın ineğiniz, dananız sulanacak. Rahat edersiniz.
Ayşe abla güldü:
Memet boşuna çalışıyon. Burayı Nacinin gavırı yapamadı da sen mi yapacan?
10.01.2014
10.01.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ