Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

OKUMA GÖZLÜĞÜ

Bazıları uzağı iyi göremez. Kimileri de yakını. Yaş kemalini bulunca gözlerin ışığı da azalıyor. Haliyle yaşla birlik hem uzağı, hem de yakını görememe durumları ortaya çıkıyor.
Uzağı veya yakını görememek bir görme kusuru. Rahatsızlık. Göz hastalığı işin doğrusu. Uzağı göremeyene “miyop” derler. Yakını göremeyene ise “hipermetrop”.
Miyoplarda nesnelerin görüntüleri ağtabakanın ön tarafında kalır. Miyop göz uzağı iyi göremez.
Hipermetrop bunun tersidir. Cisimlerin görüntüsü ağtabakanın gerisinde kalır. Miyop göz yakını iyi göremez.
Göz aynadır. Ayna Arapça kökenli. Aynanın Türkçedeki tam karşılığı “gözgü” dür. Gözgü, göz kökünden türemiş bir kelime.
Dışarıya açılan bir penceredir göz. Vücut şehrimizin penceresi… O pencere aydınlığa açılır. Işıklıdır. Gözgümüzü kirden, kinden arıtırsak kemale ereriz. İnsan olmanın şerefiyle şerefleniriz. Hoşça bakabilmek hem zatına, hem de tüm yaratılmışa. Yaratılanı hor görmek değil, hoş görebilmek. Yaradan’ın hatırına…
Gözünden şikayeti olanın imdadına “gözlük” yetişir. Gözlük de “göz” kökünden türemiş bir sözcük. Miyop olanlar daimi gözlük kullanmak zorundadırlar. Böyle gözlük kullananlara “gözlük” lakabının takıldığını biliyoruz. Ha bir de “Dört göz” derler. Felahiye’de bir tanıdığımın lakabı yerel söyleyişle “Gozluklü”ydü.
Yusuf abim hipermetrop. Yakını göremiyor. Boğazlıyan Sanayisinin Yusuf Usta’sı. Oto tamir atölyesi vardı bir zamanlar. Tamirciliği bıraktı. Zirai aletler alım satımıyla iştigal etti. Pulluk, dızkara, mibzer, holder, karoser…aldı sattı.
Alım satımda veresiye olur. Çoğuncası harmana, pancaradır. Bunlar defteri kebire yazılacak. Yusuf abim yakını pek seçemiyor. O sıralar Boğazlıyan’da göz doktoru yok. Olsa da Yusuf Usta’nın gözcüye gidesi yok. Bir gün baktım, bu bir bağa gözlük takmış. Veresi defterine bir şeyler yazıyor:
-Ooo! Nihayet yakın gözlüğü almışsın. Hayırlı olsun. Ne zaman gittin doktora? dedim.
Gülümsedi:
-Sağ ol gardaşım. He aldım. Gozlüksüz olmuyo…
-Ne zaman gittin doktora, diye ısrar ettim. Soruya soruyla karşılık verdi biraderim:
-Ne dokduruymuş yav? Benim dokdurum gambır. Gambırdan aldım bu gozlüğü…
Abimin “Gambır” dediği saat tamircisi. Saat ve gözlük de satar. Ufacık topacık, belinde kambur bir zatı muhterem.
-Yahu, dedim. Göz kararıyla gözlük alınır mı? Doktor muayene etseydi reçete yazardı.
Yusuf abim “Sen geç oraları” der gibi baktı bana:
-Ne muvayinesiymiş? Vardım gambıra. “Bana bi yazı gozlüğü vir.” didim. O da bi gaç dene gozlük çıkardı. Denedim. Bunu bağandim. Ayna gibi gosderiyo vallaha…
İstanbul Esatpaşa’da bir Cuma günü. Bir caminin avlusunda bir işportacı tezgah kurmuş. Namazdan çıkanlara “Okuma gözlüğü” pazarlıyordu. Hem de:
-Her eve lazım. Okuma gözlüğü! Okuma gözlüğü!.. diye diye.
Uzaktan izledim. Allah sizi inandırsın ki peynir ekmek gibi yakın gözlüğü sattı. Yusuf abimi rahmetle andım.

18.12.2017
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ