Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

SUÇ MU SAYILIR?

Bir bahar günü. Muammer abi binmiş Massey Ferguson’a tarla gezecek. Göcek nasıl? Ekinlerde böcük (böcek) var mı? Gübre atılacaksa bir an önce toprakla buluşmalı. Bakacak. Gereken ne ise yapılacak.

Çok titizdi Muammer abi. Yaptığı işi kitabın kavlince yapardı. Reşberlik (rençberlik) mi? En iyi reşber olmalıydı. Nitekim at koşumundan motorlu tarıma geçti. Bir çift atı vardı. Atla çekip çevirirdi işleri. Tarla sürme,ekim,dikim ve harman hasat... Atları satıp motor (traktör) aldı. Bizim oralarda traktöre motor, hatta “motur” derler.

Moturun üstüne söylenmiş bir bozlak geldi hatırıma. Bahri Altaş’ın yorumuyla “Zalim Motor”. Firaklı bir hikayesi vardır. Hem firaklı hem de gayri ihtiyari insanı gülümseten... Efendim orta yaşlı,iki evli bir babayiğit biner moturuna köyleri gezer. Dost ahbap ziyareti... İşini gücünü de ihmal etmez tabii. Sevilendir yörede. İş bitirir. Düşkünün elinden tutup kaldırır. Hani demişler ya:

“Boşuna gam çekme divane gönül

Her zaman bu dünya başa dar olmaz

Dakılıp düşene gülmeyin sakın

Yiğit yere düşüp kalkmayınca bell’olmaz”

Öyledir. Düşmez kalkmaz bir Allah! Dünyanın binbir türlü hali var. Yiğidimizin gölgesi var ki o gölgede yiğit saklanır. Bir görünmez kaza. Motur devrilir. Babayiğit sizlere ömür... Zalim Motor bu olay üstüne söylenmiş işte. Bir dörtlüğünü yazayım:

“Binmeyin motura gavır yapısı

Alınır mı şu dünyanın tapısı

Cenazeme gelsin Kösefakılı

Gaderim böyleymiş kime ne deyim”

Bu dörtlükte beni gülümseten birinci dize. “Binmeyin motura gavır yapısı”. E be kardeşim. Moturun ne kabahati var? Sözüm ona moturu aşağılıyor gavır yapısı diyerek. Sanki Müslüman yapısı motur var da...Sen hatalı kullanırsan motur ne yapsın? Hele iki dize daha alıntılayayım:

“Alın çekici de vurun cantına

Zalim motur beni aldı altına”

Bak yine suçlu motur. Yiğidimizin üstüne toz kondurulmuyor. Biz yine ipin ucunu kaçırdık. Nerede kalmıştık? Muammer abi moturun üstünde yukardan aşağı doğru iniyor. Tam kayınbabanın evin önünde durduruyor moturu. Peruz(Fatma) da avluda. Yeni evliyiz o sıralar. Muammer abi sordu Peruz’a:

“Peruz gaynanan nirde?”

Peruz:

“İçerde Muhamber abi...”

“Çağır hele...”

Evlerimiz bitişik. Komşu kızı Peruz’um seslendi bizim eve:

“Anneee! Muhamber abi seni çağırıyo...”

Muammer abi içten içe kızdı Peruz’a. Bir gelin nasıl olur da yüksek sesle konuşur? Sesi namahrem değil mi? Anneme dedi ki:

“Peruz yuksek sesle gonuştu benimle. Moturdan iniyim. Şunu bi doğüyüm, didim. Ama Peruz’un suçu yok. Suç onun gocasında.”

Muammer abi gidince anam uyardı Peruz’u:

“Bak Muhamber sana çok gızmış. Yuğsek sesle gonuşmşsun. İnip moturdan seni düvecaamiş az gassın.”

Peruz da diklendi:

“Vov nasıl düvecamiş beni?.. Hemi de babamın havlısında. Ağzının işi miymiş?”

Yüksek sesle konuşmak suç sayılırdı o zamanlar. Gelinlik etmek lazımdı akrabaya, yakına. Gelinlik etmek de çok alçak bir ses tonuyla,duyulur duyulmaz konuşmaktı. Özellikle kayınbaba, dede gibi aile büyükleri,büyük kayınlar gelinin namahremiydi. Aynı sofraya oturmak, sesini yükseltmek suç sayılırdı. Şimdi bunlar geride kaldı çok şükür.

15.01.2014

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ