Başlık Hunat Mahlesi olacaktı. Yok, böylesi daha iyi. Refik Başarana saygılarımla. Bin rahmet diliyorum Ürgüpe doyamadan giden ustaya.
Ürgüplü Refik Başaran bir söylemiş, pir söylemiş Tokat Mahlesini. Bir ağıt. Refik Başaran plağa okumuş. Plaktan yazılmış. Kazım Gürkan notalamış. TRT Repertuvarına girmiş. Kaynak kişi Refik Başaran. Kayıt numarası 1981. Yöresi Orta Anadolu.
Bu ağıdı Tokat yaylasında yaylayamadım biliriz. Zaten TRT Repertuvarındaki ismi de böyle. Ancak kaynak kişi Refik Başaran Tokat mahlesi diyor. Tokat yaylası da nerden çıkmış? Anlamak mümkün değil.
En iyisi Tokat Mahlesini yazayım. İçinde yayla sözcüğü geçmeyen bu ağıda nasıl Tokat yaylasında yaylayamadım. ismi verilmiş? Bir de siz düşünün bakalım:
Ay garanlık bir gicede vurdular beni
Ölmeden gabire goydular beni
Evimizin önünde bir büyük avlı
Avlının içinde gır atım bağlı (Avlının içinde anam gır atım bağlı)
Yağlı gurşun yidim ciğerim dağlı
Vurma zalim vurma vurma gama yaresi
Bura miydan yiri değil sokak aresi
.
Bu madalyonun bir yüzü. Öteki yüzüne de bir göz atalım. Yeğenim Çağların düğünü kuruldu. Düğün çayındayız. Hayırlamaya geliyor konu komşu. Varlıkları daim olsun dost ahbap...Şıggız halanın oğlu Mehmet de geldi. Konuşuyoruz şurdan burdan. Mehmet dedi ki:
-Çağların kınasında ben çalayım. Her cihazım var. Saz, ses düzeni. Oğlum Avrupaya gitmeden Gayseride çok düğun çaldık.
Ben bilmiyordum Mehmetin çalıp söylediğini:
-Çok sevindim haloğlu. İyi düşünmüşsün. Hangi türküler var repertuvarında, dedim.
Ben Hunat Mahlesini hiç duymamışım. Hunat Kayseride bir mahalle. Liseyi de Kayseride okudum. Kayseri Türkülerini kitaptan notalı, notasız incelemişim. Böyle bir türküyü bilmiyorum.
-Hele Mehmetim mırıldan şu türküden bir bölüm, dedim.
Mehmet başladı:
-Hunat mahlesinde yaylayamadım
Divane goğnümü eğleyemedim...
.
-Mehmet, dedim. Bu Tokat yaylasında yaylayamadım olmasın?
-Yok abi Hunat mahlesi. Biz öyle bilirik.
Neyse lafı daha fazla uzatmayayım. Kitaplığımda Kayseri Kültür Müdürlüğünün hazırladığı Kayseri Türküleri kitabını bulup dikkatlice baktım. Hunat Mahlesi yoktu kitapta. Googlea başvurdum. Evet Hunat Mahlesi vardı. Recep Alemdar ve Umut Yılmaz söylüyordu. Ezgi ve sözler ilk kıtada aynıydı. Sadece Tokat yaylası, Hunat Mahlesi olmuştu.
Tokat yaylasında yaylayamadımı Halkların Değil Coğrafyanın Müziği Sitesinde gördüm. Kendi gidip sesi bizlere yadigar kalan Refik Başaran söylüyordu. Allah! Allah!.. Tokat Mahlesinde yaylayamadım diyordu. Tokat yaylası değil Tokat Mahlesi!.. Yayla- mahle ikileminde kaldım. Yayla çayır çimen, otla, yüksek yer. Mahallede yaylamak nasıl olur?
Baktım Tokat türküleri içinde böyle bir türkü yok. Refik Başaran Ürgüplü. Belki Tokatı görmemiştir de...Şu sonuca vardım: Yaylamak, bir yazı orada geçirmek, gönlünce eğlenip dem sürmek anlamını da içerir. Hatta yaz-la-mak'la bağlantı kurulmalı. Bu bakışla yorumlarsak 'Tokat mahlesinde gönlümce yaşayıp sefa sürmedim' diyor bu feryadın sahibi. Bir ağıt zaten. Hal böyle olunca durum açıklık kazanıyor.
Ağıtla ilgili yorumları okudum. Bunlardan birini (Rahmetlinin torunu olabilir.) Refik Başaran göndermiş. Refik Başaran şu açıklamayı yapmış yorumunda:
Tokat mahallesi Ürgüptedir. Tokattan Ürgüpe bir gelin gelir. Gelin çok güzeldir. (Gelinin) Oturduğu mahalle(ye) Tokatlı'nın mahallesi denmeye başlanır ve öyle kalır. Bu gün (Ürgüpte) Yeşilağanın Bayırı dedikleri yolun sol tarafındaki mahalledir.
Bu yorumu okuyunca ağıdın Ürgüp yöresine ait olduğunu anladım. Hikayesi vardır mutlaka. Araştırdım. Hunat Mahlesiyle ilgili Necmettin Çalışkanın bir çalışması var. Ama Tokat Mahlesine ait bir anlatıya rastlamadım.
İşte böyle aziz dostlar. Tokat Mahlesinin başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiş, desem haksız mıyım?