Mustafa TOPALOĞLU

HASBİHAL

mustafatmatpl@hotmail.com

YAZANLAR YAZMIŞ!

 “Ezel katipleri tahrir edince 

 Benim ikbalimi kara yazmışlar 

 Aşığı ma'şuğa taksim edince 

 Beni bir vefasız yare yazmışlar 

 Âşık olup rah-ı aşkı gezenler 

 Defter-i uşşaka derdim yazanlar 

 Kıssayı aşk üzre namım kazanlar 

 Hub namımız cevher-pare yazmışlar 

 İçine düşenler aşkın dolabın 

 Çekmişler dilberin cevrin itabın 

 Yazanlar Leyla vü Mecnun kitabın 

 Emrah’ı da bir kenara yazmışlar” 

 . 

Bu, Erzurumlu Emrah’ın bir deyişi. Aynı deyişin bir başka benzeri (varyant) Sümmani imzasını taşıyor. Sümmani’nin deyişinde “Yazmışlar”ın yerini “Yazdılar” almış. Bu deyişi de yazayım: 

“Ervah-ı ezelde levh-i kalemde 

Bu benim bahtımı kara yazdılar 

Gönül perişandır devri âlemde 

Bir günümü yüz bin zara yazdılar 

Bulmadım şadlığın iradesini 

Çekerim bu gamın ziyadesini 

Herkes dosta verdi ifadesini 

Bizimkini ülüzgara yazdılar 

Aşk benimle eyler daim kâlmakal 

Daha sabretmeye kalmadı mecal 

Derdim taksimdara kıldım arzuhal 

Dedi neylim bahtın kara yazdılar 

Gönül gülşeninde har oldu deyu 

Hasretlik cismimde var oldu deyu 

Sevdiğim, sevdiğin pir oldu deyu 

Erbabı garezler yare yazdılar 

Dünyayı sevenler veli değildir 

Canı terkedenler deli değildir 

İnsanoğlu gamdan hâli değildir 

Her birini bir efkara yazdılar 

Nedir bu sevdanın nihayetinde 

Yadlar gezer yarin vilayetinde 

Herkes diyarında muhabbetinde 

Bilmem bizi ne civara yazdılar 

Kadrimi bilmeze eyledim minnet 

Derdimi artıran görmesin cennet 

Sarraflar verdiler yare bin kıymet 

Benim kıymetimi nere yazdılar 

Döner mi kavlinden sıdk-ı sadıklar 

Dost ile dost olur bağrı yanıklar 

Aşk kaydına geçti bunca aşıklar 

Sümmâni’yi bir kenara yazdılar” 

Bağrı yanık âşıklarımız sevgilinin vefasızlığından yakınmakta. Ahı eninleri arşı alayı tutmaktadır. Müsaadenizle Sümmani’nin ilk dörtlüğünü de alıp bir bakalım: 

 “Ervahı ezelde levhi kalemde 

 Bu benim bahtımı kare yazdılar 

 Bilirim güldürmez devri alemde 

 Bir günümü yüz bin zare yazdılar” 

 Eyvah ki eyvah! Kara yazılı Sümmani bir günde yüz bin ah çekiyor. Ahu zar edip inliyor. Kim elinden? Yar elinden elbet. Çünkü dörtlüğün birinin son dizesi şöyle: “Beni bir vefasız yâre yazdılar.”  

Dad elinden ey vefasız!.. 

 İki usta ozanımız mektep medrese görmüş. O kültürü almış. Bunu deyişlerdeki sözcüklerden ve tamlamalardan anlıyoruz. Her ikisi de Erzurumlu. 

Fuzuli’nin de “Yazmışlar” redifli bir gazeli var. Şimdilik bu gazel bir kenarda dursun. Biz gelelim asıl meseleye. 

Süleyman Yıldız’ın Yavuz Top’tan derlediği bir deyiş var. Oldukça popüler.  Bu deyişi de yazmalıyım: 

“Ervah-ı ezelde levh-i kalemde  

Bu benim bahtımı kara yazmışlar 

Bilirim güldürmez devr-i âlemde 

Bir günümü yüz bin zara yazmışlar 

Arif bilir aşk ehlinin halini 

Kaldırır gönlünden kıyl ü kalini 

Herkes dosta verdi arzu halini 

Benimkini ürüzgara yazmışlar 

Olaydı dünyada ikbalim yaver 

El etse sevdiğim acep kim ne der 

Bilmem tecelli mi yoksa ki kader 

Beni bir vefasız yara yazmışlar” 

Görüldüğü üzere bu üç dörtlükte Sümmani’nin adı geçmiyor. Yavuz Top’tan dinledim. Aynen aldım. Daha sonra mahlasın geçtiği ikilik eklenmiş. Sözünü ettiğim ikilik şöyle: 

 “Yazanlar Leyla vü Mecnun kitabın 

 Sümmani’yi bir kenara yazmışlar” 

 . 

 Gerçi bu dizeleri dillendirenler çalıp söylerken ilk dizeyi “Yazanlar Leyla’nın Mecnun kitabın” biçiminde söylüyorlar. Yanlış. Yanlış üstüne yanlış. Bu yanlış çok yapılıyor. Bilindiği gibi Leyla ve Mecnun, edebiyatımızda aşıkla maşuğun ölümsüz kahramanları. Dizede iki ismi birleştiren “vü” sözcüğü “ve” anlamındadır. Bunu görmezden gelemezsiniz. “Leyla’nın Mecnun kitabı” derseniz bu tamlama, Leyla vü Mecnun bağlama grubunu ortadan kaldırır. Hem üç dörtlük neden bir ikilikle bitsin? Olur mu böyle şey? Oluyor demek ki… 

Peki bu karışıklık niye? Kafa karışıklığı. Biri Emrah’ın “Yazmışlar” redifli deyişi. Bir diğeri Sümmani’nin “Yazdılar” redifli şiiri. Yavuz Top’tan alınan şiir ise Sümmani’ye mal ediliyor. Ama Abdulkadir Erkal’ın hazırladığı “Narmanlı Âşık Sümmani” kitabında böyle bir şiire rastlamadım. Yok! Yok! 

Öyle anlaşılıyor ki Yavuz Top’tan alınan ve yaygın olarak bilinen deyiş, hem Emrah’ın hem de Sümmani’nin. Her iki usta âşıktan da izler taşıyor çünkü. 

Hal böyle dostlarım. Yazmışlar, dedik. Yazdılar, dedik. Buralara kadar geldik.  Sürç-ü lisan ettikse affola! Kalın sağlıcakla. 

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ