Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

2007’Yİ UĞURLARKEN

2007 yi geride bırakıp , 2008’e merhaba dediğimiz şu günlerde Yozgat’ta bakalım neler olmuş neler olamamış... En çok dikkatimi çekenleri tek tek sıralamaya çalışacağım..
Hep yazdım hem de defalarca..Yozgat ve ilçeleri şifalı sularla dolu..Dünyada turizmde yeni tren “SPA”..Yani “sudan gelen sağlık”.. Romalılardan günümüze kadar su terapileri ile insanlar aynı zamanda tatillerini yaparken; fiziksel ve ruhsal yenilenmeleri sağlanıyor, sağlık ve güzellik ihtiyaçları karşılanıyor. Hatta hatta kışın ölü sezonu canlandırmak adına şimdilerde bir çok otelde belli bir program dahilinde zayıflama merkezleri açılıyor..İnsanlar bu merkezlerde hem zayıflama kürüne tabii tutuluyorlar, sağlıklı ve dengeli besleniyorlar, spor yapıyorlar, belirli bir sürenin sonunda hem zayıflamış hem güzel bir tatil yapmış hem de forma girmiş olarak ayrılıyorlar. Bu sayede bilinçli beslenmeyi, formunu korumayı öğreniyorlar, daha doğrusu yaşam tarzlarını daha uzun yaşamaya programlamış olarak evlerine dönüyorlar..İşte Yozgat bu tarz turizmin merkezi olmak için kuvvetli bir aday.. Tam ülkenin ortasında dört etrafı şifalı sularla kaplı, mulaşım çok kolay.. Tek eksik modern işletmecilik anlamında beş yıldızlı tesisler. İşte 2007 de bu konuda umut vaat eden tesislerin temeli atıldı..Yeterli mi.. Hayır asla yeterli değil..Sorgun bu konuda merkez olabildiği gibi Boğazlıyan, Yerköy, Karamağara’da olabilir. 2008 de bu konuda istekli müteşebbisler yüreklendirilmeli her türlü kolaylık gösterilmeli. Şu anda dünyada bu tür tesisler kendilerini uluslararasına açmışlar. Pastadan çok büyük pay kapıyorlar. Lütfen geç kalmayalım. Yozgat için “Kaplıca turizmini” canlandırmak kurtuluş demek lütfen geç kalmayalım..
Yine müstakil üniversite dedik.. Üniversitenin nasılda ekonomiyi canlandırdığını çeşitli illeri örnek göstererek yazdık. Ne mi oldu? Müstakil üniversitemiz oldu. Bu karar bizi tatmin etti mi? Hayır. Şimdilerde tüm Yozgat Basını tek yürek olmuş yazıyoruz..Yozgat üniversitesi mutlaka geliştirilmeli. Sayın Rektörümüz Varinli Hanımefendi çok çabalıyor bunun için. Kalkınmamızı hızlandıracak Tıp Fakültesini hiç olmadı geçici bir binada gelecek yıl başlatmak için canını dişine takmış çabalıyor..Hatta diyor ki Dekanımız bile tayin olmuş tek eksiğimiz alt yapı. Bina arayışının bir an önce sonuçlanıp 2008’e Tıp Fakültesi ile girmek en büyük isteği. Tıp Fakültesi ile birlikte, bilmiyorum prosedür uygun mu ama mutlaka dört etrafı şifalı sularla kaplı bu ile sayıları çok az ama çok popüler “Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu”nun bir an önce açılması da en büyük isteğim. Ha birde “Hukuk Fakültesi”nin kurulması. Çalışmalarını takdirle izlediğim Sayın Varinli çok kısa zamanda çok iş başardı. Önceleri “şurda bir üniversite var uzakta!” diyorduk. Ama şimdi halkla bütünleşen, bilimsel çalışmalarla, sosyal projelerle de yeni kurulmasına rağmen ismini her gün daha fazla duyuran bir üniversite var. 2008 Bozok Üniversite’sinin büyüme yılı olmalı ama mutlaka..
İlk milli parkımız “Çamlığımız”.. Bakalım orada neler olmuş.... Hani eskilerde yılbaşı kartlarında gördüğümüz karla çamların birlikte vermiş olduğu bizleri mest eden ve huzur veren o nefis görüntüyü yakından izlemek için, yılbaşı günü eşim ve kızımla çamlığa çıktık. Araba ile gezerken aynı zamanda bir taraftan Yozgat’ın kuş başı görüntüsünü bir taraftan da Çamlığın enfes havasını teneffüs ediyoruz..“Galata Oteli”nin yanından geçerken içim sızladı tek bir araba yok otelin önünde. Kış turizmine, yaz turizmine bir türlü açamadığımız çamlığımız 2007 nin son günü o kadar garip ve sessizdi ki! Tek bir ziyaretçisi yoktu biz orada olduğumuz süre zarfında. Oysa oysa istense araştırılsa neler olmazdı ki! Doğa sporlarının yapılabildiği turizm kafileleri çağrılabilirdi. Hatta nasıl ki tüm İstanbulluların sabah kahvaltıları için sadece taze gözleme ve tereyağı ile bal yemek için kilometrelerce yol yaparak kahvaltıda tercih ettikleri “Polonazköy” gibi, Yozgat Çamlığı da kahvaltıda öne çıkarılan birkaç doğal köy ürünü ile turizmin merkezi yapılabilirdi. Yozgat’ta mahir ellerin yaptığı su böreğini Türkiye’nin hiçbir yerinde yiyemezsiniz. Salamura peynirimiz, tereyağımız hatta Ankaralıların tadını bile unuttukları o nefis mi nefis köy yoğurdumuzla, kasaplarımızın yaptıkları orijinal mis gibi taze et ile yapmış sucuk ve pastırmalarımızla ne güzel kahvaltılı sabahlar yaşanır Yozgat’ta..Buyurun şimdiden tur operatörlerine gönderilen tanıtım CD’ lerini canlandırabiliyorum gözümde. ANKARA’NIN HEMEN DİBİNDE NEFİS KÖY YOĞURDU, DÜNYANIN HİÇ BİR YERİNDE YİYEMİYECEĞİNİZ NEFİS SU BÖREKLERİ, ŞEKERSİZ BALIMIZ , EL YAPIMI SUCUKLARIMIZ, TAPTAZE ÇEMENİMİZ İLE MİS GİBİ KIŞ MANZARASI EŞLİĞİNDE KAHVALTIYA; AKABİNDE TADINI UNUTAMAYACAĞINIZ SAĞLIKLI OLABİLMENİN EN KESTİRME YOLU BOL OKSİJEN ORTAMINDA DOĞA YÜRÜYÜŞÜNE, KAR ÜSTÜNDE MANGAL PARTİSİNE VARMISINIZ…….”
Şimdi sizi duyar gibi oluyorum bunlar ne zaman olur biliyor musunuz Nesrin Hanım ? Hani defalarca yazdığınız, ilimizden geçmesi için bastırdığınız “HIZLI TREN” ilimizden geçerse; kısacası Yozgat-Ankara arası 40 dakikaya inerse olur. 2007 de onun müjdesini de almış olduk. Ama bir 5 yıl lafı var..Hızlı tren için 5 yıl beklemek Yozgat için çok lüks. İlimizin beklemeye hiç mi hiç tahammülü yok..
Aslında 2007 de gerçekleşen, 2008 e sarkan yazacak daha çok şey var onlar da başka yazıya.
Ben bu arada, beğenilerini sunan, köşemi gerek Internet’te ve gerekse gazetede dikkatle okuyan geri bildirimlerini büyük mutlulukla aldığım tüm okuyucularıma çok teşekkür ediyorum.. Allah sağlık ve afiyet verirse 2008 de de birlikte olma umuduyla hepinizin yeni yılını kutlar sağlık ve afiyet dilerim….


ARAMIZA HOŞ GELDİN KEREM BEBEK

Tarih 2.Ocak.2008..Günlerden Çarşamba..Büyük bir heyecanla doğacak torunumuz için “Yozgat Doğum Evi Hastahanesin” deyiz.. Sevgili Kızım “Münevver Masarifoğlu Kaya” başarılı doktoru “Deniz Hızlı” Hanımefendi tarafından ameliyata alınıyor. Çok başarılı bir operasyonla dünya tatlısı, şirin mi şirin torunumuz “Kerem Kaya” dünyaya geliyor. Sevgili doktorumuz “Deniz Hızlı” Hanımefendi son derece ilgili. Sağlıklı bir doğum ve sağlıklı bir bebek için 9 aydır takibe aldığı kızımı ve torunumu başarılı bir operasyonla birbirine kavuşturuyor. Son derece ciddi ve titiz çalışmasına ve yakın ilgisine yakından şahit oluyorum. Tüm nisaiyenin Zeynep ablası olmuş benim yıllar öncesinden yakından tanıdığım, örnek hemşire “Zeynep Eraslan”. Canım benim tüm sevecenliği ve tüm becerikliliği ile bize ve tüm hastalarına çok yardımcı oluyor. Başarılı deneyimlerinden, engin tecrübesinden çok istifade ediyoruz. Deniz Hanım ve Zeynep hemşire doğum evinin başhekimi Serdar Fidan Bey.. Nisaiyenin tüm güler yüzlü, sakin anlayışlı tüm çalışanları. İyi ki varsınız. Yozgat’ta özel hastahaneyi aratmayacak nitelikte bir doğumevini oluşturdunuz. Doğum evinde yattığımız sürece tertemiz bir mekanda doktorumuzdan ve tüm personelden sıcak ilgi ve yakınlık görüyoruz. Gerek fiziki mekan ve gerekse tüm çalışanları ile sanki özel hastahanedeyiz. Allah’ın yardımıyla sizlerin sayesinde hamdolsun doğum sonrası komplikasyon yaşamadan sağlıklı bir şekilde evimize dönüyoruz.
2008 de bize en güzel hediye mini mini sevimli mi sevimli dünya tatlısı bir torun..Kerem Bebek iyi ki geldin ..Hayatımıza anlam kattın. Allah seni henüz hiç görüşemediğiniz vatan hizmetinde olan baban Ferhat Kaya’ya sağlıkla kavuştursun. Allah anneli babalı etsin..İnşallah sağlıklı ve hayırlı uzun ömür versin..

Tarih : 09.01.2008
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ