Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

DOĞUŞTAN MARKA ŞEHİR

Hani iller vardır; tanıtımlarını yapmak için büyük bir gayretin içindedirler. Sanayileşebilmek, turizm kenti olabilmek, tarımsal alanda bende en iyiyim diyebilmek, tarihini-kültürünü gün yüzüne çıkarabilmek için de ayrıca büyük bir mücadele verirler. Söz konusu illerin tüm ileri gelenleri illerini “marka il” yapabilmek için koşturur dururlar. Yine bu iller, içlerine gömdükleri tarihi gün yüzüne çıkarmak için tüm zamanlarını arkeolojik kazılara ayırmışlardır. Tüm bu çabaların sonuçsuz kalabildiği iller olduğu gibi; 13.500 yıldır çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan, onların kültürel mirasını günümüze kadar gizemini koruyarak taşıyan, ayrıca yakın tarihimizde yaptığı mücadele ile “Şanlı” payesini isminin baş kısmına altın harflerle yazdıran; adeta içinde barındırdığı paha biçilmez değerlerle açık hava müzesini andıran, kısacası “Doğuştan Marka Şehir” olan tüm dünyanın tanıdığı illerimizde vardır. Hangi ilimiz derseniz tabii ki “Şanlıurfa”
Geçen yıl Urfa’ya yapılan gezi ile ilgili izlenimlerimi yine bu vakitler “Urfa İzlenimleri” başlıklı yazımda yazmıştım. Bu yıl da yine muhteşem bir organizasyonla hem de ülkede bölücülüğün körüklendiği, kardeşin kardeşe düşürülmeye çalışıldığı çok sıcak günlerde bu olaylardan hiç etkilenmeyen adeta kenetlenmiş bir huzur beldesi olan Urfa’daydım. Geçen gelişimde de Urfa halkının sıcaklığına, misafirperverliğine, hep gülen yüzlerine, illerindeki manevi atmosfere, buram buram tarih ve mistik kokan tüm eserlerine hayran olmuş adeta büyülenmiştim. Bu yıl da aynı duyguları misli misli yaşadım. Birlik ve beraberliğin dorukta olduğu böyle dost ve müşfik insanların yurdunda onlarla birlikte olmak insana hem huzur hem de mutluluk veriyor.
Bilmiyorum görmeyeniniz var mı Urfa’yı. Görmeyenler için bu huzur beldesini mutlaka en kısa zamanda görmelerini isterim. Urfa bu kez de bizi şaşırtmaya devam ediyor. Sadece Urfa’da tarihi dokuyu nasıl muhafaza etmişiz, nasıl nesillere aktarmışız bunu sadece görmüyorsunuz, aynı zamanda bizi biz yapan hasletleri de yörede hiç bozulmadan nasıl muhafaza etmişiz işte buna şaşırıyorsunuz. Urfa’yı da yakından ilgilendiren “Güneydoğu Anadolu Projesi” nin kısaca ”GAP” ın yöreye yöre halkına kazandırdıkları hele hele proje tamamlanınca kazandıracakları sizlere anlatılınca bir an önce tüm Güneydoğu’nun huzur ve selameti için bu projenin tamamlanarak hayata geçirilmesini tüm yüreğinizle istiyorsunuz.
Yöredeki ateşi söndürecek ekonomik anlamda yöreyi ihya edecek “GAP” ın sadece Güneydoğuyu değil tüm ülke ekonomisini de ne denli alakadar ettiğini mahallinde bizzat muhataplarının ağzından dinleyince bu projede katkısı olan projenin gerçekleşmesinde tüm emeği geçenleri saygıyla ve minnetle anıyorsunuz.
Hem yöre insanı için hem de ülke ekonomisi için bu denli önemli olan “Güneydoğu Anadolu Projesi” kısacası “GAP” ne anlama geliyor. Başlangıçta Güneydoğu Anadolu Bölge’sinde kontrolsüz bir şekilde akan Fırat ve Dicle nehir sularının ve bu suların geçtikleri toprak kaynaklarının geliştirilmesine aynı zamanda ıslahına yönelik olarak bu kapsamda 13 proje paketinin toplamı olarak planlanmıştı proje. Bu projelerle 22 baraj, 19 hidroelektrik santralı ve 1,7 milyon hektar alanda sulama şebekesi yapımı öngörülmüştü Devasa bu proje tamamen hayata geçirildiği vakit bölge insanının ekonomik gelişmesinin yanı sıra sosyal ve kültürel gelişiminin de sağlanması gerçekleşecektir. 1989 yılında “GAP Master Plan”ın hazırlanması ile “Tarım, sanayi, ulaştırma, eğitim ve sağlık, kırsal ve kentsel alt yapı yatırımlarını da içine alan entegre bir bölgesel kalkınma projesine” dönüşmüştür.
GAP ın tamamlanmasıyla; 1.7 milyon hektar alanın sulanması, yılda 27 milyar kilovat saat elektrik üretimi, kişi başına gelirde 酙 artış ve 3,8 milyon kişiye istihdam olanağı hedeflenmiştir. Henüz tamamlanamayan bu projenin tamamlanması ile bırakın üretilen elektriğin ekonomiye katkısını, dünyada su kaynaklarının gittikçe tükendiği günümüzde sulu tarıma geçilen devasa boyuttaki Harran Ovasındaki sulu tarımın ülkeyi nasıl ihya edeceğini bölge insanını nasıl zenginleştireceğini tahmin etmek için kâhin olmamız gerekmeyecek.
GAP sadece teknik değil aynı zamanda sosyal bir proje. Bu amaçla GAP İdaresi ilgili kurum, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak sosyal alt yapının geliştirilmesine, kadınların, gençlerin ve çocukların toplumsal kalkınmaya aktif katılımlarının sağlamaya yönelik faaliyetleri yürütülmektedir. Urfa’da takdir edilir faaliyetlerini yerinde gördüğümüz Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM) da bunlardan biri üstelik bu merkezden yörede tam 30 tane var.
Tabii böylesine muhteşem bir gezide gördüklerimizi tek bir sütuna sığdırmak bir hayli zor. Urfa Belediyesinin yaptığı örnek hizmetlere de değinmeden edemeyeceğim. Gezi programımız içinde yer alan “Hanımeller Pazarı” da ayrıca görülmeye değer. Aile bütçesine katkıda bulunmak isteyen hanımlara Belediyenin sağladığı çok kolay ödenebilir kredilerle destek olan Urfa Belediyesi onlara ayrıca bir de portatif bir Pazaryeri yapmış. Urfa’nın üst yapı çalışmaları da ayrıca çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Sayın Belediye Başkanı ayrıca eylülde tüm ilin alt ve üst çalışmalarının tamamlanacağının garantisini veriyor.
Peygamberler şehri Urfa’da birde ilin şanına yakışır aradığınız her türlü konforu bulabileceğiniz müşterinin rahat etmesi için her türlü ayrıntının düşünüldüğü, doyumsuz “sıra geceleri”ne de ev sahipliği yapan çok mükemmel bir de otel var. ”El Ruha”.
Böylesine mükemmel geziden aslında yazacak o kadar şey var ki. Böylesine doyumsuz bir geziyi bize bahşedenleri bu organizasyonda tüm emeği geçenleri ayrıca kutluyorum.

Tarih : 13.04.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ