Bilmiyorum geçenlerde açılışı yapılan “Halk Eğitim Merkezi Yıl Sonu Sergisini” gezdiniz mi? Sergi gerçekten el emeği göz nuru bir çok hünerin teşhiriydi. “Tel Kırma, Kurdele Nakışı, Makine Nakışı, Boyama, Triko, Giyim” bölümündeki kursiyerler hünerlerini sergilemişler. Gezerken iyi ki bu sergiyi atlamadım dedim. Her bir eseri, her bir bölümü büyük bir zevkle gezdim. Gezerken gördüğüm güzellikler karşısında hem ruhumu hem de gözlerimi dinlendirdim. Bayanların o narin elleri ne güzel eserler ortaya çıkmış. Sanki hanımlar o naif, o hassas ruhlarını bir gergef gibi işlemişler ellerindeki nakışlara, dikişlere. Nakış hocası “Fatma Kalkan Hanımefendi” ile sergiyi gezerken merak ettim sordum “hanımlar öğrendiklerini, ürettiklerini üretime dönük değerlendirmek istiyorlar mı?” diye. Aldığım cevap beni şaşırtmadı. “Daha ziyade gelen hanımlar kızlarının çeyizlerini tamamlamak üzere geliyorlar. Yaptıkları işleri paraya dönüştürmek istemiyorlar”. Ne yazık ki sergiyi gezerken gerek mahalle baskısı, gerek satabilir miyim kaygısı ya da bu işlere zamanım yok mazereti hanımlarımızı böyle el becerilerini ekonomiye dönüştürmekten men ediyor diye düşünüyorum .
“Halk Eğitim kursiyerlerinin gönlünde taht kurmuş becerikli öğretmenleri Sıdıka Köseoğlu, Fatma Kalkan, Gül Yancıoğlu Hanımefendi”lerden sergi ile ilgili bilgi alıyorum. Sergilenen eserler içerisindeki kurdele nakışlarına bayılıyorum. Hele benim sürekli dile getirdiğim Yozgat a ait Yozgat’a özgü bir şeyler olmalı diye çabaladığım, bir türlü ismini koyamadığım “o şeyi” buluyorum sergide. İşte bu Yozgat’ın turizm beldelerinde özenle satılacak tüm Türkiye’ye tanıtacağımız, hanımlarımızın örtü kullandıkları yerlerde vazgeçilmezi olacak şey işte bu diyorum. Hayranlıkla incelediğim Yozgat’taki hanımefendilerin motiflerini ninelerinin sandıklarından aldıkları “ Tel Kırma Nakışı” Yozgat’tan başka yerlere gidecek olanların hatıra kabilinden alacağı hediyeler içerisinde baş sırada yer almalı diye düşünüyorum. Böylece unutulmaya yüz tutmuş bu el sanatı gün yüzüne çıkarılarak Yozgat ekonomisine katkıda bulunabilir diyorum. Hatta bu sanat üretken ve mahir ellerin yardımıyla çok çeşitli alanlarda kullanılarak Yozgat’la özdeşleştirilebilir. Namaz örtülerinde, peçeteliklerde, nişan sepetlerinin, çeyiz bohçalarının, havluların, hatta makyaj kutularının üstüne kabartma şeklinde işlenebilir. Hatta daha da ileri gidilerek nişan-kına tuvaletlerinin, gelinliklerin, çeşitli süs eşyasının üzerine tel kırmalar çeşitli mizansenlerle işlenmiş kumaşlar yapıştırılabilir. Yozgat’a özgü testilerimizin yine tel kırmalarla süslenebilir. Yani kısacası “Tel Kırma” deyince “Yozgat” akla gelebilir. Bu konuda çok profesyonel anlamda çalışmalar başlatılabilir. Önce Pazar araştırması ve çok iyi tanıtımı yapılarak bu konuda atölyeler kurulabilir. Hatta yurt dışına bile pazarlanabilir. Hanımlarımıza bir gelir kapısı, ilimize özgü bir el sanatı böylece ortaya çıkarılabilir.
Geçen ay gittiğimiz Suriye gezisinde dikkatimi çekti arkadaşlarım mobilyalarının üstüne çeşit çeşit örtüler aldılar. Sergideki tel kırmaları görünce işte dedim bu el sanatı geliştirilebilir. Sadece sehpa örtüsü değil yatak örtüsü, masa örtüsü de yapılabilir. El emeği, göz nuru bu işlemeler üstelik dikkatli kullanılırsa eskidikçe değerlenir evladiyelik bile olabilir. Yozgatlı hanımefendilerde çok şık mobilyalarına uygun örtüleri oradan buradan alana kadar, bu el emeği göz nuru eserlerin içerisinden seçerler. Bu düşünceler içerisinde bu konuda ki çalışmaların varlığını sevinerek öğreniyorum.
Halkın el becerilerini geliştirmesi, istek duyulan, eksikliği hissedilen bir çok konuda yetiştirilmesi amacıyla kurulan “Halk Eğitim Merkezinin” bünyesinde hizmet veren bir kurs daha var ki hayranlıkla bu kursun mahiyetini “Anne Çocuk Eğitimi İl Koordinatörü Huri Yazan Hanımefendiden” öğreniyorum. “AÇE (Anne Çocuk Eğitimi)” nin amacı 0-7 yaş arası çocuk sahibi annelere eğitim vererek çocukların bu yaşlarda şekillenmeye başlayan zihinsel, bedensel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdürmesine yardımcı olmak. Böylece daha okul öncesinden başlayarak topluma her bakımdan sağlıklı bireyler yetişmesine katkıda bulunmak .Üstelik bu eğitimi almış ve evde uygulamış annelerin çocuklarının okullarda hemen farklılıkları ile fark edildiklerini geri bildirimlerde aldıklarını belirten öğretmenleri dinleyince tüm anneler katılmalı diye düşünüyorum. Ayrıca böylesine önemli bir sorumluluğu üstlenmiş ve bu eğitim çalışmalarını iştiyakla yürüten öğretmenlerin en büyük sıkıntısı bu kurslara iştirakin istenen düzeyde olmayışını öğrenmek beni üzüyor.
Böylesine önemli sorumlulukları yüklenmiş “Yozgat Halk Eğitim Merkezi” 40 farklı programda açtığı kursların yanı sıra , bu yıl okuma yazma kursuda açarak erişkinlere okumayı öğretmenin de haklı gururunu taşıyor. Dile kolay 40 farklı türde kursu, 210 öğretmeni 4158 kursiyeri ile yaygın eğitim veren “Yozgat Halk Eğitim Merkezi” yıl sonu sergisi, başarılı kursiyerleri, özverili öğretmenleriyle de ayrıca göz dolduruyor….
Bu sergiyi neden özellikle yazdım diye düşünenler için basından takip ediyorum “Kültür ve Turizm Bakanlığı” himayesinde 15 ilde yürütülen “Marka Kent Projesinde” komşu illerimiz bile varken niye Yozgat yok diye hayıflanıyorum. Layıkıyla sahip olamadığımız, hatta bir çoğunu tahrip ettiğimiz tarihi eserlerimize sahip çıkamadık üstelik kültür turizmi potansiyelimizi ilgili Bakanlığa bile kabul ettiremedik bari el sanatları içerisinde tarihin tozlu sayfalarına terk edilenleri gün yüzüne çıkaralım ki aynı zamanda hep eksikliğini duyduğumuz Yozgat’a ait Yozgat’la özdeşleşmiş ürünlerimiz olsun istedim. Haksızmıyım?
Tarih : 17.07.2008
“Halk Eğitim kursiyerlerinin gönlünde taht kurmuş becerikli öğretmenleri Sıdıka Köseoğlu, Fatma Kalkan, Gül Yancıoğlu Hanımefendi”lerden sergi ile ilgili bilgi alıyorum. Sergilenen eserler içerisindeki kurdele nakışlarına bayılıyorum. Hele benim sürekli dile getirdiğim Yozgat a ait Yozgat’a özgü bir şeyler olmalı diye çabaladığım, bir türlü ismini koyamadığım “o şeyi” buluyorum sergide. İşte bu Yozgat’ın turizm beldelerinde özenle satılacak tüm Türkiye’ye tanıtacağımız, hanımlarımızın örtü kullandıkları yerlerde vazgeçilmezi olacak şey işte bu diyorum. Hayranlıkla incelediğim Yozgat’taki hanımefendilerin motiflerini ninelerinin sandıklarından aldıkları “ Tel Kırma Nakışı” Yozgat’tan başka yerlere gidecek olanların hatıra kabilinden alacağı hediyeler içerisinde baş sırada yer almalı diye düşünüyorum. Böylece unutulmaya yüz tutmuş bu el sanatı gün yüzüne çıkarılarak Yozgat ekonomisine katkıda bulunabilir diyorum. Hatta bu sanat üretken ve mahir ellerin yardımıyla çok çeşitli alanlarda kullanılarak Yozgat’la özdeşleştirilebilir. Namaz örtülerinde, peçeteliklerde, nişan sepetlerinin, çeyiz bohçalarının, havluların, hatta makyaj kutularının üstüne kabartma şeklinde işlenebilir. Hatta daha da ileri gidilerek nişan-kına tuvaletlerinin, gelinliklerin, çeşitli süs eşyasının üzerine tel kırmalar çeşitli mizansenlerle işlenmiş kumaşlar yapıştırılabilir. Yozgat’a özgü testilerimizin yine tel kırmalarla süslenebilir. Yani kısacası “Tel Kırma” deyince “Yozgat” akla gelebilir. Bu konuda çok profesyonel anlamda çalışmalar başlatılabilir. Önce Pazar araştırması ve çok iyi tanıtımı yapılarak bu konuda atölyeler kurulabilir. Hatta yurt dışına bile pazarlanabilir. Hanımlarımıza bir gelir kapısı, ilimize özgü bir el sanatı böylece ortaya çıkarılabilir.
Geçen ay gittiğimiz Suriye gezisinde dikkatimi çekti arkadaşlarım mobilyalarının üstüne çeşit çeşit örtüler aldılar. Sergideki tel kırmaları görünce işte dedim bu el sanatı geliştirilebilir. Sadece sehpa örtüsü değil yatak örtüsü, masa örtüsü de yapılabilir. El emeği, göz nuru bu işlemeler üstelik dikkatli kullanılırsa eskidikçe değerlenir evladiyelik bile olabilir. Yozgatlı hanımefendilerde çok şık mobilyalarına uygun örtüleri oradan buradan alana kadar, bu el emeği göz nuru eserlerin içerisinden seçerler. Bu düşünceler içerisinde bu konuda ki çalışmaların varlığını sevinerek öğreniyorum.
Halkın el becerilerini geliştirmesi, istek duyulan, eksikliği hissedilen bir çok konuda yetiştirilmesi amacıyla kurulan “Halk Eğitim Merkezinin” bünyesinde hizmet veren bir kurs daha var ki hayranlıkla bu kursun mahiyetini “Anne Çocuk Eğitimi İl Koordinatörü Huri Yazan Hanımefendiden” öğreniyorum. “AÇE (Anne Çocuk Eğitimi)” nin amacı 0-7 yaş arası çocuk sahibi annelere eğitim vererek çocukların bu yaşlarda şekillenmeye başlayan zihinsel, bedensel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdürmesine yardımcı olmak. Böylece daha okul öncesinden başlayarak topluma her bakımdan sağlıklı bireyler yetişmesine katkıda bulunmak .Üstelik bu eğitimi almış ve evde uygulamış annelerin çocuklarının okullarda hemen farklılıkları ile fark edildiklerini geri bildirimlerde aldıklarını belirten öğretmenleri dinleyince tüm anneler katılmalı diye düşünüyorum. Ayrıca böylesine önemli bir sorumluluğu üstlenmiş ve bu eğitim çalışmalarını iştiyakla yürüten öğretmenlerin en büyük sıkıntısı bu kurslara iştirakin istenen düzeyde olmayışını öğrenmek beni üzüyor.
Böylesine önemli sorumlulukları yüklenmiş “Yozgat Halk Eğitim Merkezi” 40 farklı programda açtığı kursların yanı sıra , bu yıl okuma yazma kursuda açarak erişkinlere okumayı öğretmenin de haklı gururunu taşıyor. Dile kolay 40 farklı türde kursu, 210 öğretmeni 4158 kursiyeri ile yaygın eğitim veren “Yozgat Halk Eğitim Merkezi” yıl sonu sergisi, başarılı kursiyerleri, özverili öğretmenleriyle de ayrıca göz dolduruyor….
Bu sergiyi neden özellikle yazdım diye düşünenler için basından takip ediyorum “Kültür ve Turizm Bakanlığı” himayesinde 15 ilde yürütülen “Marka Kent Projesinde” komşu illerimiz bile varken niye Yozgat yok diye hayıflanıyorum. Layıkıyla sahip olamadığımız, hatta bir çoğunu tahrip ettiğimiz tarihi eserlerimize sahip çıkamadık üstelik kültür turizmi potansiyelimizi ilgili Bakanlığa bile kabul ettiremedik bari el sanatları içerisinde tarihin tozlu sayfalarına terk edilenleri gün yüzüne çıkaralım ki aynı zamanda hep eksikliğini duyduğumuz Yozgat’a ait Yozgat’la özdeşleşmiş ürünlerimiz olsun istedim. Haksızmıyım?
Tarih : 17.07.2008
17.07.2008
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Dilek
10.08.2008 15:42:00Yozgata hep pozitif bakıyorsunuz.potizif projeler üretiyorsunuz.Umarım,sizin yozgatla ilgili düşüncelerinizi günün birinde birileri hayata geçirir.İyiki sizin gibi yozgatı düşünen kalemler var. Teşekkürler.