Yozgatlı şehidimiz “Üsteğmen Murat Bek”in babası Abdullah Bek’in herkese ders olacak açıklamalarını gözyaşları ile dinliyorum. “ Ülkemizde Türk- Kürt ayrımı yok. Biz bu vatanı birlikte kanla kazandık. Gerekiyorsa benim bir oğlum daha var bende varım. Bende ölmeye razıyım. Ben üzülmüyorum onları sevindirmemek için. Ben yavrularımı çok zor şartlarla büyüttüm. Kuşburnu topladım sattım, salyangoz topladım sattım. Başıma bulaşık süngerini çalarak çerçilik yaptım çocuğumu okuttum. Ben böyle böyle okuttum çocuğumu. Benim yüreğim yandı başkalarının yüreği yanmasın..” Anne yürek yangını içerisinde haykırıyor “kuzum vatan sağ olsun. Yine yollarım bu vatan için. Yine yollarım. Güzel gözlüm kuzum.” O arada kamera babanın ellerine odaklanıyor. Eller çalışmaktan çatlamış, nasırlaşmış. Oğlunu dişini tırnağına katarak okutmuş şerefli bir meslek olan “üsteğmen” rütbesine kavuşturmuş ama fidanının mürüvvetini bile göremeden en yüce makam şehitlik makamına uğurlamış bir baba “Abdullah Bek”. Bir hain pusu, bir kahpe kurşun almış gözünün nuru evladını elinden.
Şehidin defin törenini izliyorum nişanlısı dimdik ve vakur. Daha doyamadığı bir ay sonra dünya evine gireceği yavuklusunu kaybetmiş. Yüreği kor gibi yanıyor. Ama yüreğine sığdıramadığı acısına rağmen dimdik duruşunu bozmuyor. Yanındakilerin ellerini tutarak ayakta durmaya düşmanı sevindirmemeye gayret ediyor. Daha çok körpe yaşında çok büyük bir acıyı göğüslemeye çalışıyor. Allah’ım diyorum daha bu toprağa verdiğimiz fidanlar içerisinde sadece ama sadece bir örnek. Oysa her şehidin arkasında yürek yakan bir hikâyesi, yürek yangını içerisinde geride boynu bükük bıraktıkları var.
Diğer görüntüleri seyretmeye yüreğim dayanmıyor. Artık bu kan dursun başka anaların yüreği yanmasın. Bayram sabahları biz bu acıları değil güzellikleri paylaşalım sizinle.
Birliğe beraberliğe, kardeşliğe, yardımlaşmaya, omuz omuza verip tek yürek olmaya şu bayram gününde her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Önce içimizi kan ağlatan şehitler. Sonrası yüreğimizi dağlayan Van depremi ve depremde verdiğimiz kayıplar. Bayram öncesi Türkiye bu iki hazin olayla sarsıldı. Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerini üst üste yaşıyor Türkiye.
Bayramlar dini hassasiyetlerin, inançların, örf ve adetlerin birebir yaşandığı, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir.
“MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİR”. HUCURAT SURESİ 10.Ayeti mealinde ifade edildiği gibi; yine sevgili peygamberimizin buyurdukları gibi “MÜMİNLERİN DERTLERİYLE DERTLENMEYEN BİZDEN DE⁄İLDİR “. Hadisleri düsturuyla hareket eden; bu elim hadiseler karşısında tek yürek olarak vakarını koruyan Türk Milleti gerek şehitler konusundaki tek yürek olmuş demokratik tepkisi ve gerekse depremle sarsılan kardeşleri için vermiş olduğu anlamlı maddi ve manevi desteği ile nefis muhasebesinden, sabır imtihanından sapla samanı karıştırmadan başarıyla çıkmıştır. Bizi içeride ve dışarıda bölmek isteyenlere, içerimize nifak tohumları atarak huzurumuzu bozmak isteyenlere şamar gibi gereken cevabı vermiştir.
Vicdan tutulmasına uğramamış, yüreği insan sevgisi ile dolu insanımızın orada yaşadığı tüm dünyaya anlatılacak olacak o kadar çok hikâye si var ki. Van’daki kardeşim hemen Türkiye’nin öbür ucundan kendine yetiştirilen montu giyiyor. Eline cebine atıyor. Cebinde bir telefon numarası var bir not “ Kardeşim ben de zamanında İzmit depreminde çok sıkıntı yaşadım. Seni çok iyi anlıyorum. Eğer başka da bir ihtiyacın olursa alo de yeter”. Van’lı depremzede kardeşim cebinde yazılı olan telefon numarasını arıyor ve “ Sağ ol kardeşim şu an senin gönderdiğin montla ısınıyorum. Allah razı olsun. Ama şunu bil ki bir gün sende dara düşersen bende senin yanındayım.” İşte necip Türk milleti bu. Kim ne yaparsa yapsın kim hangi durumdan vazife çıkarırsa çıkarsın bu milleti bölmeye güçleri yetmeyecektir. Yine bir paylaşım sitesinde güneydoğuda görev yapan bir öğretmen paylaşıyor "bir ögrencim Türk Bayrağı çizdi ve altına ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ yazmış. Ögrencimin adı Rojda..." Yine Yarım Türkçesi ile ekranda konuşan Vanlı kardeşim “daha depremin olduğu gün Başbakan bizimle beraberdi. Devlet hemen yanı başımızdaydı.”
Birbirine rakip kanallar yardım gecesi bakıyoruz tek yürek olmuşlar ortak yayındalar ve cumhuriyet tarihinin en büyük meblağlı yardım faaliyetini sürdürüyorlar. Kimin için .Van’lı kardeşlerimiz, Van da yaşayan vatandaşlarımız için. Ve unutmayalım ki Van ili en fazla şehit veren illerimiz içerisinde.
Mademki bayramlar birlik beraberlik kardeşlik ve dostluğun pekiştirildiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği müstesna günlerdir. O halde bayramı fırsat bilip birbirimizi sevelim. Dargınlıkları bir tarafa bırakalım. Aile büyüklerimizin sıla-ı rahimle gönlünü alalım. Mağdur olanları sevindirelim. Yetim ve öksüzlerimize, şehit yakınlarına her birimiz sahip çıkalım. Tarihimiz boyunca sevinçte, tasada, varlıkta, yoklukta, her zaman ve her ortamda omuz omuza birlikte mücadele verdiğimiz ülkesini, bayrağını seven kardeşlerimize daima ırkı, dili ne olursa olsun kucak açalım. Onları sevelim. Bizi bizden koparmaya çalışanlara bizi ayrıştırmaya çalışan iç ve dış düşmanlara fırsat vermeyelim. Onların oyununa gelmeyelim.
Nice bayramları birlik ve beraberlik içerisinde huzur ve mutlulukla kutlamamız dileği ile sağlıcakla kalın..
Şehidin defin törenini izliyorum nişanlısı dimdik ve vakur. Daha doyamadığı bir ay sonra dünya evine gireceği yavuklusunu kaybetmiş. Yüreği kor gibi yanıyor. Ama yüreğine sığdıramadığı acısına rağmen dimdik duruşunu bozmuyor. Yanındakilerin ellerini tutarak ayakta durmaya düşmanı sevindirmemeye gayret ediyor. Daha çok körpe yaşında çok büyük bir acıyı göğüslemeye çalışıyor. Allah’ım diyorum daha bu toprağa verdiğimiz fidanlar içerisinde sadece ama sadece bir örnek. Oysa her şehidin arkasında yürek yakan bir hikâyesi, yürek yangını içerisinde geride boynu bükük bıraktıkları var.
Diğer görüntüleri seyretmeye yüreğim dayanmıyor. Artık bu kan dursun başka anaların yüreği yanmasın. Bayram sabahları biz bu acıları değil güzellikleri paylaşalım sizinle.
Birliğe beraberliğe, kardeşliğe, yardımlaşmaya, omuz omuza verip tek yürek olmaya şu bayram gününde her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Önce içimizi kan ağlatan şehitler. Sonrası yüreğimizi dağlayan Van depremi ve depremde verdiğimiz kayıplar. Bayram öncesi Türkiye bu iki hazin olayla sarsıldı. Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerini üst üste yaşıyor Türkiye.
Bayramlar dini hassasiyetlerin, inançların, örf ve adetlerin birebir yaşandığı, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir.
“MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİR”. HUCURAT SURESİ 10.Ayeti mealinde ifade edildiği gibi; yine sevgili peygamberimizin buyurdukları gibi “MÜMİNLERİN DERTLERİYLE DERTLENMEYEN BİZDEN DE⁄İLDİR “. Hadisleri düsturuyla hareket eden; bu elim hadiseler karşısında tek yürek olarak vakarını koruyan Türk Milleti gerek şehitler konusundaki tek yürek olmuş demokratik tepkisi ve gerekse depremle sarsılan kardeşleri için vermiş olduğu anlamlı maddi ve manevi desteği ile nefis muhasebesinden, sabır imtihanından sapla samanı karıştırmadan başarıyla çıkmıştır. Bizi içeride ve dışarıda bölmek isteyenlere, içerimize nifak tohumları atarak huzurumuzu bozmak isteyenlere şamar gibi gereken cevabı vermiştir.
Vicdan tutulmasına uğramamış, yüreği insan sevgisi ile dolu insanımızın orada yaşadığı tüm dünyaya anlatılacak olacak o kadar çok hikâye si var ki. Van’daki kardeşim hemen Türkiye’nin öbür ucundan kendine yetiştirilen montu giyiyor. Eline cebine atıyor. Cebinde bir telefon numarası var bir not “ Kardeşim ben de zamanında İzmit depreminde çok sıkıntı yaşadım. Seni çok iyi anlıyorum. Eğer başka da bir ihtiyacın olursa alo de yeter”. Van’lı depremzede kardeşim cebinde yazılı olan telefon numarasını arıyor ve “ Sağ ol kardeşim şu an senin gönderdiğin montla ısınıyorum. Allah razı olsun. Ama şunu bil ki bir gün sende dara düşersen bende senin yanındayım.” İşte necip Türk milleti bu. Kim ne yaparsa yapsın kim hangi durumdan vazife çıkarırsa çıkarsın bu milleti bölmeye güçleri yetmeyecektir. Yine bir paylaşım sitesinde güneydoğuda görev yapan bir öğretmen paylaşıyor "bir ögrencim Türk Bayrağı çizdi ve altına ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ yazmış. Ögrencimin adı Rojda..." Yine Yarım Türkçesi ile ekranda konuşan Vanlı kardeşim “daha depremin olduğu gün Başbakan bizimle beraberdi. Devlet hemen yanı başımızdaydı.”
Birbirine rakip kanallar yardım gecesi bakıyoruz tek yürek olmuşlar ortak yayındalar ve cumhuriyet tarihinin en büyük meblağlı yardım faaliyetini sürdürüyorlar. Kimin için .Van’lı kardeşlerimiz, Van da yaşayan vatandaşlarımız için. Ve unutmayalım ki Van ili en fazla şehit veren illerimiz içerisinde.
Mademki bayramlar birlik beraberlik kardeşlik ve dostluğun pekiştirildiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği müstesna günlerdir. O halde bayramı fırsat bilip birbirimizi sevelim. Dargınlıkları bir tarafa bırakalım. Aile büyüklerimizin sıla-ı rahimle gönlünü alalım. Mağdur olanları sevindirelim. Yetim ve öksüzlerimize, şehit yakınlarına her birimiz sahip çıkalım. Tarihimiz boyunca sevinçte, tasada, varlıkta, yoklukta, her zaman ve her ortamda omuz omuza birlikte mücadele verdiğimiz ülkesini, bayrağını seven kardeşlerimize daima ırkı, dili ne olursa olsun kucak açalım. Onları sevelim. Bizi bizden koparmaya çalışanlara bizi ayrıştırmaya çalışan iç ve dış düşmanlara fırsat vermeyelim. Onların oyununa gelmeyelim.
Nice bayramları birlik ve beraberlik içerisinde huzur ve mutlulukla kutlamamız dileği ile sağlıcakla kalın..
04.11.2011
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
SAYHA
14.11.2011 22:20:00Adamın birinin bir şaşı çırağı vardır. Biri iki gördüğünü kabul etmez. Usta ne kadar dil dökse nafile. Bir gün, usta çırağından evdeki su testisini getirmesini ister. Çırak eve gider ama eli boş döner: "Evde iki testi var usta; hangisini istedin?" "Evladım," der usta, ders verme zamanının geldiğini düşünerek, "sen birini kır, diğerini getir." Denileni yapar çırak ve tabii ki yine eli boş gelir: "Diğer testiyi bulamadım ustacığım!"
Testinin birini kırılabilir gören için, diğer testi de kıyılabilirdir. Sorun testinin iki olması değil; bir testiyi iki görmektir. Şaşının gözünde her testi kıyılabilirdir.
Bu duruma şaşı bakmak, gönül hastalığının körlüğüdür. Bizler bir can, bir yürek, bir vatanın evlatlarıyız. Aynı bayrağın sahipleriyiz. Kim kimi kırar, kim kime kıyarsa kendine kıymış olur. Gözlerimizi burnumuzun ucundan ayırıp taaaaa uzaklarda, Van'daki kardeşlerimize düzgün şekilde bakmalıyız. ONLARIN YARALARINI NE KADAR SARA BİLİRSEK, ANCAK O KADAR KENDİ YARAMIZI SARMIŞ OLURUZ.