İşte “sözün bittiği yer” bu olsa gerek. İletişim ve teknoloji çağında zafiyet mi, acizlik mi, koordinasyon eksikliği mi, yoksa yoksa elverişsiz hava koşulları mı diye tartışılırken sanki insanların sabrı denendi. Sabır ve tevekkül içerisinde bekleyiş, umut ve umutsuzluk hep bir arada yaşandı. Günler geçti sonunda acı son herkesi derinden üzdü.. Ne yazık ki liderlerin kolay kolay yetişmediği bir ülkede; Türk Siyaseti genç, pırıl pırıl, dürüst, ilkeli ve mütevazı bir liderini “Muhsin Yazıcıoğlu” nu kaybetti
Tarih 19 Mart 2009…Yer Büyük Birlik Partisi Karaman Seçim Bürosu. Sayın Muhsin Yazıcıoğlu vefatından daha birkaç gün öncesinde vasiyet eder gibi konuşuyor: “Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize ‘Niye iktidar olmadın’ diye sormayacak. Sorsa da ‘Vermediniz’ diyeceğiz.” Gözyaşlarıyla dinliyorum. Kulaklarımda hep “Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz.” cümlesi çınlıyor. Bu cümleler Muhsin Yazıcıoğlu söylediği için çok daha anlam kazanıyor. Çünkü o düşünceleri doğrultusunda yaşayan bir örnek lider. Anadolu’nun bağrından çıkmış, özü sözü doğru, ülküsünü yaşam biçimi olarak seçmiş nadir siyasetçilerden biri .
Yıllar önce bir radyo programında dile kolay yedi yıl tutuklu olduğu dönemdeki çektiği sıkıntıları ve işkenceleri ilgiyle ve üzülerek dinlemiştim. O kadar içten ve samimi bir anlatım tarzı vardı ki sonuna kadar ilgi ve merakla dinledim. Merhum Başkan fırtınalı bir yaşamdan gelmişti. Dayanıklıydı..Cesurdu..Yürekliydi…Mertti.. Helikopter kazasını duyduğumuz andan itibaren hep bu kez de zorlukların üstesinden gelerek bir sürpriz yapar mı diye sabırla bekledik, umudumuzu yitirmedik.. Takdiri ilahi ama olmadı.
Sayın Başkan keşke tüm siyasiler senin kadar dik durabilmeyi, çizgisini hiç bozmamayı, adam gibi adam olmayı başarabilseler. Bu gün siyasette kullanılan üslubun bu denli tartışıldığı bir ortamda senin nezaketini, samimiyetini, tevazunu model alabilseydik. Bir parti Başkanı olarak o kadar yürekliydin ki..Kimilerinin bir takım hesaplar içerisinde yürüttüğü siyaseti, sen ve senin dava arkadaşların sırf idealleri, vatan-millet-bayrak sevgisi uğruna nasıl da etrafında imanla kenetlenerek yürüttüler. Hem de tüm maddi ve manevi imkanlarını seferber ederek. Sen ve seninle aynı ideali taşıyan arkadaşların siyasi çalışmalarını zorluklar içerisinde yürütüyor olmalarına rağmen hiç biri seni yarı yolda bırakmadı, sana karşı vefasızlık yapmadı. Birçok yerde kurtlar sofrası kurulurken onlar menfaatlerini bir kenara iterek, mukaddesatları uğruna hep senin yanında mücadele ettiler. Sayın Başkan o kadar çok dua edenin oldu ki. Üstelik dua eden ve gerçekten çok üzülen o kadar çok farklı görüşte insanları bir araya getirdin ki. Partili partisiz hep yürekler helikopter içindeki tüm yolcuların sağlıklı bulunmasından yana attı. Ama olmadı. Ne yazık ki olamadı. Maalesef mukadderatın önüne geçilemiyor. Yaşarken de öyleydin bir çok insan seni kendine yakın buluyordu. Samimiydin. Halk adamıydın..Bizden biriydin. Her birimizin gönlünde hangi kulvarda olursak olalım olmazsa BBP ‘de oluruz diyebilecek kadar sempatiyle baktığımız bir görüşün temsilcisiydin. İşte bu yüzden bile her an matematiksel olarak büyüyebilecek bir potansiyele sahip bir partinin lideriydin.
Son teknolojinin nimetleri diye övündüğümüz bir çağda anlamakta zorlandığımız bir şekilde bir şeyler ters gitti. En üst birimlerden gönüllülere kadar onlarca insan, her kes oradaydı. Olumsuz hava şartları, arazi şartlarının çetin olması, bir türlü doğru tespit edilemeyen sinyaller, bir çok gönüllü kurtarıcıya rağmen, maalesef kaçınılmaz sonu hazırladı. Ülkücü camianın efsane ismi ne acıdır ki 17 kez atlattığı ölümcül kazalardan sonra bu kez kurtulamadı.
Yazarın dediği gibi “bu elim kaza, bir anda seçimleri gündemden düşürdü. Dünyevi ve siyasi olandan insani olana dönüverdik.” Nitekim bende seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmemi bir başka yazıya diyerek sadece Yozgat için hayırlı olsun demekle yetineceğim. Keşke sadece acılı günlerde değil başka anlarda da hırslarımıza, ihtiraslarımıza, sadece bu dünya varmış gibi dört elle sarıldığımız tüm dünyevi isteklerimize dur diyebilsek . Ne iyi olurdu..
“Alperenler” bundan sonra size büyük iş düşüyor. Kaza anında gösterdiğiniz serinkanlılığınız, vakur duruşunuz, adam gibi adamlığınız, bir ve beraberliğiniz hiç ama hiç bozulmasın. Merhum lideriniz Yazıcıoğlu’nun mirasına; liyakat esasına göre seçeceğiniz yeni liderinizin etrafında kenetlenerek her geçen gün daha da güçlenerek sahip çıkınız.
Acısı kor gibi yüreklerimize düşen Sayın Başkan Yazıcıoğlu ruhun şad, mekanın cennet olsun.
Tarih 19 Mart 2009…Yer Büyük Birlik Partisi Karaman Seçim Bürosu. Sayın Muhsin Yazıcıoğlu vefatından daha birkaç gün öncesinde vasiyet eder gibi konuşuyor: “Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize ‘Niye iktidar olmadın’ diye sormayacak. Sorsa da ‘Vermediniz’ diyeceğiz.” Gözyaşlarıyla dinliyorum. Kulaklarımda hep “Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz.” cümlesi çınlıyor. Bu cümleler Muhsin Yazıcıoğlu söylediği için çok daha anlam kazanıyor. Çünkü o düşünceleri doğrultusunda yaşayan bir örnek lider. Anadolu’nun bağrından çıkmış, özü sözü doğru, ülküsünü yaşam biçimi olarak seçmiş nadir siyasetçilerden biri .
Yıllar önce bir radyo programında dile kolay yedi yıl tutuklu olduğu dönemdeki çektiği sıkıntıları ve işkenceleri ilgiyle ve üzülerek dinlemiştim. O kadar içten ve samimi bir anlatım tarzı vardı ki sonuna kadar ilgi ve merakla dinledim. Merhum Başkan fırtınalı bir yaşamdan gelmişti. Dayanıklıydı..Cesurdu..Yürekliydi…Mertti.. Helikopter kazasını duyduğumuz andan itibaren hep bu kez de zorlukların üstesinden gelerek bir sürpriz yapar mı diye sabırla bekledik, umudumuzu yitirmedik.. Takdiri ilahi ama olmadı.
Sayın Başkan keşke tüm siyasiler senin kadar dik durabilmeyi, çizgisini hiç bozmamayı, adam gibi adam olmayı başarabilseler. Bu gün siyasette kullanılan üslubun bu denli tartışıldığı bir ortamda senin nezaketini, samimiyetini, tevazunu model alabilseydik. Bir parti Başkanı olarak o kadar yürekliydin ki..Kimilerinin bir takım hesaplar içerisinde yürüttüğü siyaseti, sen ve senin dava arkadaşların sırf idealleri, vatan-millet-bayrak sevgisi uğruna nasıl da etrafında imanla kenetlenerek yürüttüler. Hem de tüm maddi ve manevi imkanlarını seferber ederek. Sen ve seninle aynı ideali taşıyan arkadaşların siyasi çalışmalarını zorluklar içerisinde yürütüyor olmalarına rağmen hiç biri seni yarı yolda bırakmadı, sana karşı vefasızlık yapmadı. Birçok yerde kurtlar sofrası kurulurken onlar menfaatlerini bir kenara iterek, mukaddesatları uğruna hep senin yanında mücadele ettiler. Sayın Başkan o kadar çok dua edenin oldu ki. Üstelik dua eden ve gerçekten çok üzülen o kadar çok farklı görüşte insanları bir araya getirdin ki. Partili partisiz hep yürekler helikopter içindeki tüm yolcuların sağlıklı bulunmasından yana attı. Ama olmadı. Ne yazık ki olamadı. Maalesef mukadderatın önüne geçilemiyor. Yaşarken de öyleydin bir çok insan seni kendine yakın buluyordu. Samimiydin. Halk adamıydın..Bizden biriydin. Her birimizin gönlünde hangi kulvarda olursak olalım olmazsa BBP ‘de oluruz diyebilecek kadar sempatiyle baktığımız bir görüşün temsilcisiydin. İşte bu yüzden bile her an matematiksel olarak büyüyebilecek bir potansiyele sahip bir partinin lideriydin.
Son teknolojinin nimetleri diye övündüğümüz bir çağda anlamakta zorlandığımız bir şekilde bir şeyler ters gitti. En üst birimlerden gönüllülere kadar onlarca insan, her kes oradaydı. Olumsuz hava şartları, arazi şartlarının çetin olması, bir türlü doğru tespit edilemeyen sinyaller, bir çok gönüllü kurtarıcıya rağmen, maalesef kaçınılmaz sonu hazırladı. Ülkücü camianın efsane ismi ne acıdır ki 17 kez atlattığı ölümcül kazalardan sonra bu kez kurtulamadı.
Yazarın dediği gibi “bu elim kaza, bir anda seçimleri gündemden düşürdü. Dünyevi ve siyasi olandan insani olana dönüverdik.” Nitekim bende seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmemi bir başka yazıya diyerek sadece Yozgat için hayırlı olsun demekle yetineceğim. Keşke sadece acılı günlerde değil başka anlarda da hırslarımıza, ihtiraslarımıza, sadece bu dünya varmış gibi dört elle sarıldığımız tüm dünyevi isteklerimize dur diyebilsek . Ne iyi olurdu..
“Alperenler” bundan sonra size büyük iş düşüyor. Kaza anında gösterdiğiniz serinkanlılığınız, vakur duruşunuz, adam gibi adamlığınız, bir ve beraberliğiniz hiç ama hiç bozulmasın. Merhum lideriniz Yazıcıoğlu’nun mirasına; liyakat esasına göre seçeceğiniz yeni liderinizin etrafında kenetlenerek her geçen gün daha da güçlenerek sahip çıkınız.
Acısı kor gibi yüreklerimize düşen Sayın Başkan Yazıcıoğlu ruhun şad, mekanın cennet olsun.
30.11.1999
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Zehra
10.04.2009 11:41:00Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ayeti kerimesini kendisine şiar edinmiş ve bu çizgiden hiç ayrılmamış olan Muhsin Yazıcıoğlu...Mekanın Cennet olsun ve Rabbim Salihler zümresiyle haşretsin.
Yazınız çok güzel olmuş Nesrin Abla..herzamanki gibi..Selamlar
Av.Zehra
haci yildirim
06.04.2009 00:26:00Yorumunuz gönlüne yuregine saglik bacim bizim hislerimize tercuman olmusun Allah sayin yaziciogluna rahmet etsin tum turkiyenin basta ailesin ve alperenlerin basi sag olsun saygilarimla Allaha emanet olun