Niye Yozgat'ı terk ediyoruz

Bilmiyorum ki daha ne kadar yazayım. Yıllardır hep yazdık hep yazıyoruz ilimizde şunlar şunlar gerçekleşirse göç alan illerden oluruz. Yıl 1970 . Yapılan nüfus sayımında Yozgat’ın nüfusu 464 bin 410. O zaman doğanlar şimdi 38 yaşında. Yani aradan 38 yıl geçmiş. Yıl 2008.. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre yapılan sayımda Yozgat’ın nüfusu 492 bin 127. Aradan 38 yıl geçmiş Yozgat’ın nüfusu sadece 27 bin 717 artmış. Çok değil son nüfus sayımında ise 682 bin 919 idi. Aradaki fark 190 bin 792 kişi. 1990 ların sonunda nüfusumuz 700 binlerde seyrediyordu. Diyelim ki bundan önceki sayımlarda mükerrer kayıtlar vardı. Ama yinede bu bizim dışarıya göç verdiğimiz, diğer bir ifadeyle nüfusumuzun azaldığı gerçeğini değiştirmez. Maalesef göç alan değil göç veren iller arasındayız. En fazla nüfus kaybına uğrayan illerden biriyiz.
Tabi ki azalan nüfus toplumsal ve sosyal anlamda aldığımız bir çok hizmete sekte vuracaktır. Kamu hizmetlerinin nüfus esasına göre verildiğini düşünürsek payların, ödeneklerin azaldığı durumlarda Yozgat’ımızın hali ne olur bilinmez. Elimdeki gazeteden öğreniyorum Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda ülke nüfusu 13 milyonken Yozgat’ın nüfusu 250 binmiş. Ülke nüfusu 70 milyona çıktı bu durumda aynı oranda düşünürsek Yozgat’ın nüfusunun da 1 veya 1,5 milyon olması gerekirdi. O halde dışarıda yaşayan Yozgatlıların sayısı da bir o kadardır ama Yozgat’ta kalan 500 bin bile değil. Son 7 yılda 140 bin kayıp. Açıkçası her yıl onlarca Yozgatlı ilini terk ediyor. Yazık hem de çok yazık. Bu yaylayı bu huzur beldesini çeşitli nedenlerle terk etmek bu şehri garip koymak gidenlerinde isteyerek yapmadıkları bir şey olsa gerek. Demek ki bu kentte bir şeyler iyi gitmiyor. Bu şehri iş ve aş için terk edenler olduğu gibi, sıkışıp kaldığı ilde sosyal ve kültürel açlığını giderecek fırsatları bulamayanlar, yapacak bir şey bulamadığı için kahve köşelerinde zaman öldürenler, hobilerini geliştirmek için yeterli alt yapıya hasret olanlar, kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti alamayanlar, ektiği ürünü para etmeyenler, ağır kış şartları ile baş edemeyenler bir bir terk ediyor bu şehri..Hem de bir daha dönmemecisine.. Bir bir.. İçleri kan ağlasa da terk ediyorlar köylerini, ilçelerini, illerini.
Her birimiz suçluyuz..Siyasetçisinden, bürokratına, sivil toplum kuruluşlarına kadar her birimiz suçluyuz..Bu ili böylesine terk edilmiş yaptığımız için. Yıllardır yörenin en geri kalmış ili yaptığımız için. Şimdi tartışıyoruz milletvekili sayımız düşebilir. Bence bu konuda hiç endişeye mahal yok sayı değil nitelik önemlidir. Ama ilimizin kaybedeceği daha önemli hususlar var. Belediyenin kişi başına aldığı pay düşebilir , dolayısıyla hizmet aksayabilir. Bir kısım belediyeler köye dönüşecek nüfusları 2000 inin altına düştüğü için. Milli gelir nüfusun azalması ile artacak dolayısıyla teşviklerden istifade etmemiz zorlaşacak. Velhasıl nüfusun azalması hizmetin azaldığı bir ilde göçü daha da artıracak gibi gözüküyor.
Peki ne yapalım da bu göçe dur diyelim. Bu ili sanayi şehri yapamadık bu gidişle yapamayız da. O zaman gelin turizmin merkezi yapalım. Yine gelin bu ili üniversite şehri yapalım..
Kolları sıvayalım. Turizm dinamiklerimizi harekete geçirelim. Yıllardır “Termal Turizmine” kazandıramadığımız kaplıcalarımızı Sorgun ve Sarıkaya’dan başlayarak ıslah edelim. Orada bir bir yükselecek olan tesislerimizi bir bir uluslararası turizme açalım.
Peki başka ne yapalım “Bozok Üniversitesi”ni büyütelim. Öncelikle 2008-2009 öğretim yılına hemen elverişli binamızı bulup “Tıp Fakültesini” yetiştirelim. Yeni fakülteler ilave edelim.
Başka ne yapalım kış ve yaz turizmine kazandıramadığımız çamlığımızı hiç olmadık kongre turizmine hazırlayalım. Vahşi Doğasını rafting turizmine açamadığımız Kazankaya Kanyonumuza sahip çıkalım.
Yazın püfür püfür esen köylerdeki yaylalarımızı, ovalarımızı yayla turizmine kazandıralım. Sayıları bir elin parmakları kadar kalan eski evlerimizi restore edelim. Büyük Camiinin muhteşem görüntüsünü ortaya çıkaracak düzenlemeleri bir an önce yapalım. Nefesli köyündeki, Çeşka da ki tarihi dokuyu turistlerin istifadesine sunalım..
İlimizde havayolu yok,demiryolu yok tek ulaşım karayolu ile onun içinde ilimize yakışır bir terminalimizin olması lazım. İlçe terminali görüntüsünden terminalimizi kurtarmamız lazım. Terminaldeki otobüs yerleri ve satış büfeleri daha modern hale getirmeliyiz. Mademki terminalin etrafında inşaat var buda fırsat bilinerek terminalimizi daha çağdaş bir görünüme kavuşturmamız lazım..
Her şey tamam da tek eksik turizmle ilgili çalışmaların bir disiplin altına alınması bunun içinde açılacağı müjdesini aldığımız “Turizm İrtibat Bürosunun” bir an önce açılarak faaliyete geçmesi. Bu büro sayesinde tur operatörleri ile irtibata geçilerek ilimize turist kazandırmak, gelen turistlere tanıtım cd ve broşürleri ile rehberlik etmek, konaklama, yemek gibi ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı olmak, ilin tüm sakinlerini turizm konusunda bilgilendirmek daha kolay olacaktır. 2008 yılının Kültür Müdürlüğünce Yozgat’ın tanıtım yılı ilan edilmesini de ayrıca son derece manidar buluyorum. İşte o zaman herkese iş ve aş olur dolayısıyla göçün önü kesilir..


Tarih : 30.08.2008