“7 Yaş çocuğun okula başladığı yaştır. Ancak o zamana kadar çocukların zihinsel, bedensel ve dil gelişimi büyük ölçüde tamamlanır. Bu nedenle çocuğu desteklemek için okula başlamasını beklemek çok GEÇ!”
“Çocuklara yatırım yapmak için onların birer yetişkin olmasını bekleme lüksümüz olmadığı gibi, onlar okula başlayana kadar bekleme lüksümüz de yok, çünkü o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir.”
“İnsanlar yaşamları boyunca öğrendiklerinin % 75’ini 0-6 yaş arasında öğrenir.”
Bu vecizelerde de görüldüğü gibi “Okul öncesi eğitim” in eğitim süreçleri içerisinde ne denli önemli olduğu, son yıllarda yapılan araştırma ve istatistiklerle ortaya çıkarıldı. İnsanlar yaşam boyu öğrendiklerinin % 75’ini, okul öncesi dönemde yani 0-6 yaş arasında öğreniyormuş. Çocukların yine zeka gelişiminin % 70’i yine bu dönemde gerçekleşiyor. İşte bu yüzden Batılı ülkeler “Okul Öncesi Eğitimi” zorunlu eğitim kapsamına almışlar bile yıllar öncesinde. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı % 100’e yakın. Bizde durum içler acısı okul öncesi yaş grubundaki çocuklarımızın anca yüzde 24’i eğitim alabiliyor ki bu rakamda ne yazık ki çok abartılı bulunuyor. Biz bu yüzde oranı ile bile anca birkaç Afrika ülkesinin önünde yer alabiliyoruz.
Okul öncesi eğitim deyince aklımıza çocukların ilköğretim öncesi almış olduğu eğitim geliyor olsa da aslında çocuğun bu sürece hazır olma yaşı her çocuk için farklıdır. Gelişimsel olarak bazı çocuklar 3-4 yaşlarında ana okuluna başlamak için hazır olmakta, gelişim fonksiyonları daha ilerde olan bazı çocuklarda bu yaş 2 yaşına kadar inebilmektedir.
Okul öncesi eğitim kurumları yıllarca, çalışan annelerin çocuklarının bakıldığı veya annelerin temizlik yapmak gezmeye gitmek yada kafa dinlemek için çocuklarını gönderdikleri yerler olarak algılandı. Yada ilköğretimin “öğretim” kısmına bir hazırlık gibi görüldü. Böyle bir yaklaşım ne yazık ki geçmiş yıllarda, okul öncesi eğitimi işlevsiz hale getirdi. Oysa şimdi bu anlayışlar değişti “ Okul öncesi süreç bir eğitimdir, hem de vazgeçilmez bir eğitimdir ve mutlaka her bir çocuk bu eğitimden istifade etmelidir” Niye istifade etmelidir çünkü her bir çocuk bu eğitimler sayesinde erişkin dönemlerinde vatanını ve milletini seven vasıflı bir birey olarak; paylaşımcı, uzlaşmacı kişilikleri, sağlıklı ruhsal ve bedensel yapıları ile hem ülke ekonomisine, hem de ülkenin kalkınmasına öncülük ederler. Toplumda üniversite mezunu olanların sayısı küçümsenmeyecek kadar artar, suç oranları düşer…
Peki bu denli önemli olan eğitim tek başına ailede verilemez mi?. Anne-baba çocuğunu okul yaşına gelinceye kadar “yaşamın sihirli yılları” da denilen 0-6 yaş döneminde kendisi eğitemez mi? İşte burada ailenin çok bilinçli, sabırlı ve kararlı bir tutum içerisinde olması bu konuda eğitim alması gerekir. Yinede anne baba çocuklarının kişilik gelişiminin temellerini ilk doğal terapi ortamı olan ailede atarlar ve çocuğun eğitiminde en büyük rol yine ana babaya düşer. Tüm bunlar olsa bile çocuğun eğitim kurumlarında eğitiliyor olması evde kazanacaklarının tamamlayıcısı olacaktır. İnsan gelişimin başlangıç noktası olan “okul öncesi eğitim”, çocukların ve ülkemiz insanının uzun vadede daha üretken, daha yaratıcı, sorun çözmede daha başarılı olmasını sağlar. Bir kere çocuklar eğitim kurumlarında bu konuda üniversite eğitimi almış öğretmenlerin elinde zihinsel bedensel ve ruhsal gelişimini destekleyen bir sosyal çevrede, bizzat tüm duyularını kullanarak, birebir yaşayarak eğitilecek dolayısıyla çocukların zeka puanları artacak, okul başarıları artacak, beslenme ve sağlık durumları iyileşecek, sosyal ve duygusal anlamda daha sağlıklı ilişkiler kuracak, çocuk ailesi ile daha sağlıklı iletişim kuracak, sosyal çevreye uyumu hayatının her döneminde çok rahat olacaktır…Aslında okul öncesi eğitimin çocuğa kazandıracağı araştırmalarla tespit edilmiş o kadar çok faydası var ki! Onların her birini sıralamak bir dizi yazı ister. Okul öncesi eğitim almış çocukların büyük bir bölümü yine üniversite eğitimi yaparak ileri ki dönemlerde ekonomik kazançları yüksek işlerde çalıştıkları görülmüştür.
“ Okul Öncesi Eğitim” toplumların kaderini belirleyecek kadar önemli olduğuna göre ne yapmalıyız. Şu anda bu konuda Üniversitelerden, sivil toplum örgütlerinden, okul öncesi eğitim kurumlarından, velilerden, yayıncılardan ve Milli Eğitimden temsilcilerle “Okul Öncesi Eğitim Platformu” oluşturulmuş durumda. Bu platform 1-7 Eylül’ü “Okul Öncesi Eğitim Haftası” olarak ilan ettiler bile. Bu hafta bir çok ilde çocuk şenlikleri ile kutlandı.. 2-6 yaş arası çocukları olan tüm anne-babalar çocuklarının sağlıklı gelişimleri için mutlaka en yakın ana okulu veya kreşler uğrayıp gerekli kayıtları yaptırmalılar.
Unutmadan bir de Halk Eğitim Merkezi bünyesinde AÇE’nin 0-7 yaş arası çocuk sahibi annelerin, çocuklarının bu yaşlarda şekillenmeye başlayan zihinsel, bedensel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdürmesine evde yardımcı olmak amacıyla açtığı kurslara kaydolması çocuklarının yararına olacaktır.
Tarih : 29.09.2008
“Çocuklara yatırım yapmak için onların birer yetişkin olmasını bekleme lüksümüz olmadığı gibi, onlar okula başlayana kadar bekleme lüksümüz de yok, çünkü o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir.”
“İnsanlar yaşamları boyunca öğrendiklerinin % 75’ini 0-6 yaş arasında öğrenir.”
Bu vecizelerde de görüldüğü gibi “Okul öncesi eğitim” in eğitim süreçleri içerisinde ne denli önemli olduğu, son yıllarda yapılan araştırma ve istatistiklerle ortaya çıkarıldı. İnsanlar yaşam boyu öğrendiklerinin % 75’ini, okul öncesi dönemde yani 0-6 yaş arasında öğreniyormuş. Çocukların yine zeka gelişiminin % 70’i yine bu dönemde gerçekleşiyor. İşte bu yüzden Batılı ülkeler “Okul Öncesi Eğitimi” zorunlu eğitim kapsamına almışlar bile yıllar öncesinde. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı % 100’e yakın. Bizde durum içler acısı okul öncesi yaş grubundaki çocuklarımızın anca yüzde 24’i eğitim alabiliyor ki bu rakamda ne yazık ki çok abartılı bulunuyor. Biz bu yüzde oranı ile bile anca birkaç Afrika ülkesinin önünde yer alabiliyoruz.
Okul öncesi eğitim deyince aklımıza çocukların ilköğretim öncesi almış olduğu eğitim geliyor olsa da aslında çocuğun bu sürece hazır olma yaşı her çocuk için farklıdır. Gelişimsel olarak bazı çocuklar 3-4 yaşlarında ana okuluna başlamak için hazır olmakta, gelişim fonksiyonları daha ilerde olan bazı çocuklarda bu yaş 2 yaşına kadar inebilmektedir.
Okul öncesi eğitim kurumları yıllarca, çalışan annelerin çocuklarının bakıldığı veya annelerin temizlik yapmak gezmeye gitmek yada kafa dinlemek için çocuklarını gönderdikleri yerler olarak algılandı. Yada ilköğretimin “öğretim” kısmına bir hazırlık gibi görüldü. Böyle bir yaklaşım ne yazık ki geçmiş yıllarda, okul öncesi eğitimi işlevsiz hale getirdi. Oysa şimdi bu anlayışlar değişti “ Okul öncesi süreç bir eğitimdir, hem de vazgeçilmez bir eğitimdir ve mutlaka her bir çocuk bu eğitimden istifade etmelidir” Niye istifade etmelidir çünkü her bir çocuk bu eğitimler sayesinde erişkin dönemlerinde vatanını ve milletini seven vasıflı bir birey olarak; paylaşımcı, uzlaşmacı kişilikleri, sağlıklı ruhsal ve bedensel yapıları ile hem ülke ekonomisine, hem de ülkenin kalkınmasına öncülük ederler. Toplumda üniversite mezunu olanların sayısı küçümsenmeyecek kadar artar, suç oranları düşer…
Peki bu denli önemli olan eğitim tek başına ailede verilemez mi?. Anne-baba çocuğunu okul yaşına gelinceye kadar “yaşamın sihirli yılları” da denilen 0-6 yaş döneminde kendisi eğitemez mi? İşte burada ailenin çok bilinçli, sabırlı ve kararlı bir tutum içerisinde olması bu konuda eğitim alması gerekir. Yinede anne baba çocuklarının kişilik gelişiminin temellerini ilk doğal terapi ortamı olan ailede atarlar ve çocuğun eğitiminde en büyük rol yine ana babaya düşer. Tüm bunlar olsa bile çocuğun eğitim kurumlarında eğitiliyor olması evde kazanacaklarının tamamlayıcısı olacaktır. İnsan gelişimin başlangıç noktası olan “okul öncesi eğitim”, çocukların ve ülkemiz insanının uzun vadede daha üretken, daha yaratıcı, sorun çözmede daha başarılı olmasını sağlar. Bir kere çocuklar eğitim kurumlarında bu konuda üniversite eğitimi almış öğretmenlerin elinde zihinsel bedensel ve ruhsal gelişimini destekleyen bir sosyal çevrede, bizzat tüm duyularını kullanarak, birebir yaşayarak eğitilecek dolayısıyla çocukların zeka puanları artacak, okul başarıları artacak, beslenme ve sağlık durumları iyileşecek, sosyal ve duygusal anlamda daha sağlıklı ilişkiler kuracak, çocuk ailesi ile daha sağlıklı iletişim kuracak, sosyal çevreye uyumu hayatının her döneminde çok rahat olacaktır…Aslında okul öncesi eğitimin çocuğa kazandıracağı araştırmalarla tespit edilmiş o kadar çok faydası var ki! Onların her birini sıralamak bir dizi yazı ister. Okul öncesi eğitim almış çocukların büyük bir bölümü yine üniversite eğitimi yaparak ileri ki dönemlerde ekonomik kazançları yüksek işlerde çalıştıkları görülmüştür.
“ Okul Öncesi Eğitim” toplumların kaderini belirleyecek kadar önemli olduğuna göre ne yapmalıyız. Şu anda bu konuda Üniversitelerden, sivil toplum örgütlerinden, okul öncesi eğitim kurumlarından, velilerden, yayıncılardan ve Milli Eğitimden temsilcilerle “Okul Öncesi Eğitim Platformu” oluşturulmuş durumda. Bu platform 1-7 Eylül’ü “Okul Öncesi Eğitim Haftası” olarak ilan ettiler bile. Bu hafta bir çok ilde çocuk şenlikleri ile kutlandı.. 2-6 yaş arası çocukları olan tüm anne-babalar çocuklarının sağlıklı gelişimleri için mutlaka en yakın ana okulu veya kreşler uğrayıp gerekli kayıtları yaptırmalılar.
Unutmadan bir de Halk Eğitim Merkezi bünyesinde AÇE’nin 0-7 yaş arası çocuk sahibi annelerin, çocuklarının bu yaşlarda şekillenmeye başlayan zihinsel, bedensel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdürmesine evde yardımcı olmak amacıyla açtığı kurslara kaydolması çocuklarının yararına olacaktır.
Tarih : 29.09.2008
29.09.2008
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Mustafa DEMİR
13.10.2008 19:57:00Hocam ben 1985 7/A İ.H.L mezunuyum Bizlere çok emeğiniz geçti. Ellerinizden öperim. Bir matematik öğretmeninin bu kadar güzel yazması beni çok sevindirdi. Gebzede sınıf öğretmeniyim. Gerçekten konuya konuyu çok güzel anlatmışsınız. Tekrar ellerinizden öper hayırlı uzun ömürler dilerim. Mustafa DEMİR-13/10/2008
Hüseyin Taşdemir
08.10.2008 04:20:00sevgili hocam ben sizin çok eski öğrençiniz olarak ellerinizden öperim.bir dersinizde yere çekirdek kabuklarını atmamamızı söylemiştiniz halen dün gibi hatırlıyom. hocam ben istanbulda yaşıyom okul öncesi eğimin gelecek bireyler için ne kadar faydalı olduğunu muhakkak ama bu birazda maddiyata dayanan bir unsur. ufak bir araştırma yaptım kızımı göndermek için maliyeti 500-1000 ytl arası ve + masraflar. ve buda yetiştireceğimiz topluma eksi yönde yansıyor. Hocam öyle bir topluma dönüşüyoruzki en büyük kreşimiz evimizin baş köşesinde oda neymiş demeyin tabiki televizyon. HOCAM TEKRAR ELLERİNİZDEN ÖPER SAĞLIK VE MUTLULUKLAR DİLERİM. ALLAHA EMANET OLUN.
Adınız ve Soyadınız
07.10.2008 23:49:00YorumunuzDoğru olmasına doğru çocuklar o yaşlarda çabuk öğreniyorlar da ben genede bu kadar erkenden okul a gitmelerine karşıyım.zaten ömürlerinin çoğu sıralarda geçiyor oyuna doyamıyorlar eğitim gözlerinde büyüyor ve bıkıyorlar.Başlı başına Milli Eğitim sistemine bir çözüm bulmak lazım aslındada bunun için çözüm arayacak babayiğit nerdeee.Bence herşeyden önce okul öncesi için Aileler eğitilmeli ama hayat mücadelesi sebebiyle insanda hal ve vakit kalmıyor.Ah ah Türkiye ye sil baştan planlı ve programlı bir değişim şart.Allah cümlemizin yardımcısı olsun.Başarılar dilerim. HATİCE AYAYDIN
Sibel
04.10.2008 23:40:00Sizin gibi,bilge bir eğitimciden Yozgat milli eğitimi bi şekilde faydalanmasını hiç akıl edemez mi acaba.
Sedef
01.10.2008 11:41:00Güzel yazalarınızın tiryakisi bir okurunuz olarak bayramınızı kutlar,saygılarımı iletirim