Türkiyem; Sen bize her cephede canı pahasına mertçe savaşan sonucunda tüm işgal kuvvetlerini yurdumuzdan kovan kahraman bir neslin armağanısın. Öyle bir nesil ki yiyecek ekmeği, ayağında giyecek ayakkabısı, düşmana atacak mermisi olmadığı halde süngülere yaralı göğsüyle düşmana siper olan Başkomutanın emrinde düşmanı bizzat denize döken kahraman bir neslin.
Bölünmez bütünlüğün için uğruna onlarca kanın oluk gibi aktığı, nice fidanların uğruna şehit olduğu, onlarca kadının dul, onlarca çocuğun yetim kaldığı bir ülkeden ve ülke insanından söz ediyorum.
Türkiyem benim. Benim güzel ülkem. Yer altı ve yer üstü zenginliklerin kökleri derin kültürün, doğa ve tarih güzelliliklerinle hep gözde oldun. Hep senin üzerinde kirli emelleri olanlar oldu. İçeriden ve dışarıdan yıkmaya karıştırmaya, birlik beraberlik ve huzuru bozmaya çalışanlar oldu. Çok sınavlardan geçtin geçirildin. Kardeşkanının döküldüğü üzerinde yaşayanların çeşitli kamplara bölünerek birbirine düşman edildiği dönemleri yaşadın.
Bayrağın, sınırların, haysiyet ve onurun için vatanseverlerin her şeyi göze aldığı bir ülkeden Türkiyeden söz ediyorum, Seni güçsüz düşürmek isteyenler geçmişte hep vardı şimdi de olacaktır.
Benim güzel ülkem, şimdilerde çok büyük bir sınavdan geçiyorsun. İçeride ve dışarı da yine seni itibarsızlaşmaya çalışanlar iş başında. Temiz toplum, temiz ülke düsturundan vazgeçilmiş görüntüsü vermek isteyenler, yine kamplaşmaya zemin hazırlayanlar, omuz omuza olan grupları ayrıştırmaya, bölmeye çalışanlar hep oldu yine var. Sınır tanımayan kişisel menfaatler geçmişten bugüne her türlü kutsalın önüne geçmişse, yüreklerde Allah korkusu, kul hakkına riayet kalmamışsa, vicdanlar kararmışsa, iki günlük dünya hayatı için onlarca insanın hakkına girilmişse, İslam imajı terörle bir yaralandı, birde kirli ilişkilerle zarar görmesi istenmişse vebal çok büyük hem de çok büyük olur. Ülke üzerinde oynanan oyunlara her kim alet oluyorsa, her kim tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsa yediriyorsa, her kim yolsuzluk yapılıyormuş havası oluşturmaya çalışarak toplum ve siyaset mühendisliğine soyunuyorsa mutlaka bunların farkında olmalısın. Ve ülkeyi idare edenler ve edilenler olarak son derece uyanık olmalısın.
Türkiyem benim. Benim güzel ülkem. Ülkemin güzel insanları. 2014 yılı senin yılın olsun. Silkin artık. At üzerindeki geçmişten bu güne tüm kirleri, yolsuzlukları, yoksullukları, tüm kirli ilişkileri, tüm şer odaklarını, kendi menfaatini ülke menfaati üzerinde görenleri, her türlü yüce duyguyu istismar edenleri. Sen bir vatandaş bir sosyal birey olarak kendini değiştirmekle işe başla. Unutma bu vatan üzerinde kirli emelleri olanla, helal-haram kavramına dikkat etmeyerek KUL HAKKINA girenler, bu ülkeyi çeşitli kamplara bölenler, ŞER, GÜÇ adı her ne ise odaklarla birlikte hareket edenler, servis edilen olaylarla kafaları karıştırıp güven duygusunu zedeleyenler, toplumsal barışı yerle yeksen edenler varsa ki unutma onlar da senin içinden çıktı. Önce her başını yastığa koyduğunda ne olur birkaç dakika nefis muhasebesi yap. Komşumun, akrabamın, arkadaşımın, bu ülke insanının, en halisane duygularla benimle birlikte yürüyenlerin hakkına kısaca KUL HAKKINA girdim mi? İnsanları zan altında bıraktın mı? Ve kutsal olanların arkasına sığınarak insanların en samimi duygularını sömürerek haksızlık ve hukuksuzluğa sebebiyet verdin mi? İnan ömür çok hızla geçiyor bir saniye sonrasının bile garantisi yok. Ve iftiranın, çalıp çırpmanın kul hakkı yemenin hesabını vermek de çok zor. Asıl önemlisi ülkenin üzerinden sis perdesi kalktığında gerçekler gün yüzüne çıktığında birbirimizin yüzüne bakabilecek cesaretimiz olabilecek mi?
Bu ülkede sosyal barış yok olurken, hakka farklı yollardan ulaşmaya çalışanlar bu kadar ayrışırken, ayrıştırılırken, zengin ile fakir arasındaki uçurum açılırken, muhafazakâr ve samimi insanlar arasında öfke, ayrışma, kutuplaşma bu kadar gün yüzüne çıkmışken, kasıtlı veya kasıtsız imajlar yerle bir olurken çok kısa insan ömrü içinde tüm bunlar değer mi.? Bu kadar ayrışmaya bu kadar savrulmaya bu kadar öfkeye söyleyin değer mi? İtidali elden bırakmadan, adalet terazisini saptırmadan, sükûnetle çözmemiz gereken küçük büyük tüm meseleleri bu kadar öfkeyle çözmemizin kime ne yararı var. Bu her kesime ülkeye zarar vermez mi? Herkesi germez mi? Aklıselimle hareket etmemiz toplumsal barış ve uzlaşıyı engelleyecek tüm tavır ve tutumlardan uzak durmamız gerekmez mi? Tüm güzel ve halis insanımızın duasını arkamıza alarak yürümek varken kırgınlıklara meydan vermemiz doğru mu? Öfke ile çok halis, çok iyi niyetli, dürüst, ilkeli, takva sahibi, Allah dostlarının da her yerde olduğunu unutmadan tüm camiaları, siyasi görüş sahiplerini toptan yargılamak çok da adil olur mu?
2014 yılı yolsuzlukların, hak yemenin, yoksulluğun, her türlü istismarın, birbirimize tahammülsüzlüğün, anti demokratik uygulamaların, öfkenin, kinin, garezin, fırsat eşitsizliğinin olmadığı kardeşin kardeşe kem gözle bakmadığı, kimsenin işinden olmak gibi ağır bir imtihana tabi tutulmadığı aydınlık huzurlu bir yıl olsun TÜRKİYEM.
02.01.2014
Bölünmez bütünlüğün için uğruna onlarca kanın oluk gibi aktığı, nice fidanların uğruna şehit olduğu, onlarca kadının dul, onlarca çocuğun yetim kaldığı bir ülkeden ve ülke insanından söz ediyorum.
Türkiyem benim. Benim güzel ülkem. Yer altı ve yer üstü zenginliklerin kökleri derin kültürün, doğa ve tarih güzelliliklerinle hep gözde oldun. Hep senin üzerinde kirli emelleri olanlar oldu. İçeriden ve dışarıdan yıkmaya karıştırmaya, birlik beraberlik ve huzuru bozmaya çalışanlar oldu. Çok sınavlardan geçtin geçirildin. Kardeşkanının döküldüğü üzerinde yaşayanların çeşitli kamplara bölünerek birbirine düşman edildiği dönemleri yaşadın.
Bayrağın, sınırların, haysiyet ve onurun için vatanseverlerin her şeyi göze aldığı bir ülkeden Türkiyeden söz ediyorum, Seni güçsüz düşürmek isteyenler geçmişte hep vardı şimdi de olacaktır.
Benim güzel ülkem, şimdilerde çok büyük bir sınavdan geçiyorsun. İçeride ve dışarı da yine seni itibarsızlaşmaya çalışanlar iş başında. Temiz toplum, temiz ülke düsturundan vazgeçilmiş görüntüsü vermek isteyenler, yine kamplaşmaya zemin hazırlayanlar, omuz omuza olan grupları ayrıştırmaya, bölmeye çalışanlar hep oldu yine var. Sınır tanımayan kişisel menfaatler geçmişten bugüne her türlü kutsalın önüne geçmişse, yüreklerde Allah korkusu, kul hakkına riayet kalmamışsa, vicdanlar kararmışsa, iki günlük dünya hayatı için onlarca insanın hakkına girilmişse, İslam imajı terörle bir yaralandı, birde kirli ilişkilerle zarar görmesi istenmişse vebal çok büyük hem de çok büyük olur. Ülke üzerinde oynanan oyunlara her kim alet oluyorsa, her kim tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsa yediriyorsa, her kim yolsuzluk yapılıyormuş havası oluşturmaya çalışarak toplum ve siyaset mühendisliğine soyunuyorsa mutlaka bunların farkında olmalısın. Ve ülkeyi idare edenler ve edilenler olarak son derece uyanık olmalısın.
Türkiyem benim. Benim güzel ülkem. Ülkemin güzel insanları. 2014 yılı senin yılın olsun. Silkin artık. At üzerindeki geçmişten bu güne tüm kirleri, yolsuzlukları, yoksullukları, tüm kirli ilişkileri, tüm şer odaklarını, kendi menfaatini ülke menfaati üzerinde görenleri, her türlü yüce duyguyu istismar edenleri. Sen bir vatandaş bir sosyal birey olarak kendini değiştirmekle işe başla. Unutma bu vatan üzerinde kirli emelleri olanla, helal-haram kavramına dikkat etmeyerek KUL HAKKINA girenler, bu ülkeyi çeşitli kamplara bölenler, ŞER, GÜÇ adı her ne ise odaklarla birlikte hareket edenler, servis edilen olaylarla kafaları karıştırıp güven duygusunu zedeleyenler, toplumsal barışı yerle yeksen edenler varsa ki unutma onlar da senin içinden çıktı. Önce her başını yastığa koyduğunda ne olur birkaç dakika nefis muhasebesi yap. Komşumun, akrabamın, arkadaşımın, bu ülke insanının, en halisane duygularla benimle birlikte yürüyenlerin hakkına kısaca KUL HAKKINA girdim mi? İnsanları zan altında bıraktın mı? Ve kutsal olanların arkasına sığınarak insanların en samimi duygularını sömürerek haksızlık ve hukuksuzluğa sebebiyet verdin mi? İnan ömür çok hızla geçiyor bir saniye sonrasının bile garantisi yok. Ve iftiranın, çalıp çırpmanın kul hakkı yemenin hesabını vermek de çok zor. Asıl önemlisi ülkenin üzerinden sis perdesi kalktığında gerçekler gün yüzüne çıktığında birbirimizin yüzüne bakabilecek cesaretimiz olabilecek mi?
Bu ülkede sosyal barış yok olurken, hakka farklı yollardan ulaşmaya çalışanlar bu kadar ayrışırken, ayrıştırılırken, zengin ile fakir arasındaki uçurum açılırken, muhafazakâr ve samimi insanlar arasında öfke, ayrışma, kutuplaşma bu kadar gün yüzüne çıkmışken, kasıtlı veya kasıtsız imajlar yerle bir olurken çok kısa insan ömrü içinde tüm bunlar değer mi.? Bu kadar ayrışmaya bu kadar savrulmaya bu kadar öfkeye söyleyin değer mi? İtidali elden bırakmadan, adalet terazisini saptırmadan, sükûnetle çözmemiz gereken küçük büyük tüm meseleleri bu kadar öfkeyle çözmemizin kime ne yararı var. Bu her kesime ülkeye zarar vermez mi? Herkesi germez mi? Aklıselimle hareket etmemiz toplumsal barış ve uzlaşıyı engelleyecek tüm tavır ve tutumlardan uzak durmamız gerekmez mi? Tüm güzel ve halis insanımızın duasını arkamıza alarak yürümek varken kırgınlıklara meydan vermemiz doğru mu? Öfke ile çok halis, çok iyi niyetli, dürüst, ilkeli, takva sahibi, Allah dostlarının da her yerde olduğunu unutmadan tüm camiaları, siyasi görüş sahiplerini toptan yargılamak çok da adil olur mu?
2014 yılı yolsuzlukların, hak yemenin, yoksulluğun, her türlü istismarın, birbirimize tahammülsüzlüğün, anti demokratik uygulamaların, öfkenin, kinin, garezin, fırsat eşitsizliğinin olmadığı kardeşin kardeşe kem gözle bakmadığı, kimsenin işinden olmak gibi ağır bir imtihana tabi tutulmadığı aydınlık huzurlu bir yıl olsun TÜRKİYEM.
02.01.2014
02.01.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
safettin akdağ
31.03.2014 13:13:00Selam hocam size teşekkür ederim yazını yeni gördüm ve canla ve saygıyla okudum eğer izin verirseniz yazınız paylaşacağım siz beni hocamsınız dışarıdan imam hatip bitirdim emekli olduktan sonrada yüksek lisansımı yaptım üzerimde hakkınız var selamlar.
Arif KAYA
10.01.2014 21:38:00Biz bu ülkede yaşadık ve hala yaşıyoruz;Fazla gerilere gitmeye gerek yok.bu ülkede resmi ve gayrı resmi rüşvet almayan kurum yoktu,aklınıza negeliyorsa;Tapumu,kadastromu,nufusmu milli eğitimmi,polismi,adliyemi,........Hatta bunların çoğu kanunsuz bir makbuz karşılığı zorunan alınıyordu.Kara vicdanlı olmuyanlara soruyorum,şimdi böyle birşey varmı.İstisnalar kaideyi bozmaz her zaman rüşvet alanlar olaçaktır.Ahlaksız azınlık yüzünden,bu ülkenin namuslu insanlarını karalamak,Ahlaki bir davranış deyildir.İslama inananların,bunun nedemek olduğunu bilmeleri gerekir.10.1.2014
mahmut erdem
10.01.2014 10:31:00Anlamlı ve düşündürücü güzel bir temeni yazısı yüreğinize beyin emeğinize sağlık ,umarım anlaması gerekenler anlarlar. salıklı yıllara