Tüyap’ta niye bir termal tesisimiz yer almıyor ?

Mart ayının ortalarında Beylikdüzü Tüyap’ta 13. Uluslararası Laboratuar Teknolojileri Fuarı LABDEK 2010’u gezerken eşimle dikkatimizi çekiyor; Fuarda Laboratuar Teknolojilerinin yanı sıra eş zamanlı olarak SPA Merkezlerinin diğer bir deyişle Termal ve Doğal Sağlık Merkezlerinin kısacası kaplıcalarında tanıtımı yapılmış. Salonun bir kaçında bir çok ilden gelen Kaplıca otelleri,  Apart Evler veya Tatil Köyleri; çok renkli stantlarda boy boy posterler, tanıtım broşürleri ile ileri düzeyde kendilerini tanıtmak için büyük bir rekabetin içerisindeler. Eşimle dolaşırken aynı zamanda hayıflanıyoruz. İllerin bir kısmında birden fazla kaplıca tesisleri tanıtılırken Üç tarafı diyelim sıcak suyla çevrili Yozgat’tan bir tane bile yüz akı ile tanıtılacak işletme yer almamış fuar alanında. İçiniz sızlayarak Yozgat’tan bir tane olsun tesis görmek istiyorsunuz. Nafile. Yazık hem de çok yazık.

Bakın listeye. KIZILCIHAMAM BELEDİYESİ 8 işletme ile; HAYMANA BELEDİYESİ 4 işletme ile, KÜTAHYA BÖLGESİ tam 9 işletme ile, GÜRE BELEDİYESİ 4 işletme ile, DENİZLİ BÖLGESİ 10 işletme ile, ERZURUM BÖLGESİ 1 işletme ile, AFYON BÖLGESİ 4 işletme ile, BURSA BÖLGESİ 1 işletme ile katılmışlar. Ha birde bu işletmeler bizde bazı işletmelerde olduğu gibi klasik hamamların restorasyonu ile el gün içine çıkarılmıyor. Her biri ya 5 yıldızlı otel ya da motel,  ya tatil köyü ya da devre mülk şeklinde. Otellerde kaplıca hizmetin yanı sıra, fizik tedavi doktorları gözetiminde tedavi veren sağlık kuruluşları, sağlık ve güzellik merkezleri de yer alıyor. Termal otel yöneticileri, tüm gün boyunca müşterilerini sıcak suyun akışına bırakmıyorlar, çeşitli sosyal ve kültürel alanlarla aynı zamanda eğlenceli vakit geçirmelerini de sağlıyorlar.        

Üniversitemiz Yozgat’ta emin ellerde. Bir zarif Hanımefendi Üniversitenin gelişmesi için ilin kalkınmışlık seviyesinin yükselmesi için ne gerekiyorsa ekibiyle canla başla yapıyor. Gerek fiziki mekân artırımı ve gerekse yeni açılan bölümler ilimizin yüz akı ileri düzeyde seminerler, sempozyumlar insanı fazlasıyla umutlandırıyor. Bu il Üniversite şehri olacak olmaya ama ah birde kaplıca turizmini açabilsek dünyaya.

Gelelim biz Tüyap’a..Niye Tüyap? Çünkü biraz sonra size Yozgat için model oluşturabilecek bir kaplıca tesisinden söz edeceğim. Tüyap’ta Balıkesir Güre’de hizmet veren HATTUŞA TERMAL OTEL standında doldurduğumuz formdan bir hafta sonra bu tesisleri gezmek, tanımak için davet ediliyoruz. Eşimle Dolmabahçe Sarayı’nın önünden bizi götürecek olan otobüse birçok aile birlikte sabah erken bir vakitte biniyoruz. Baharın her yeri yemyeşil cennete çevirdiği bir mevsimde yol boyu güzellikleri seyrederek gidiyoruz.  Akşam otelimizde geldiğimizde bize verilen program gereği bol yıldızlara sahip hakikaten çok özenilerek yapılmış deniz kıyısındaki ADRİNA TERMAL OTEL’DE konaklıyoruz. Nefis bir akşam yemeğinden sonra yol boyunca tanıştığımız giderek sohbetleri koyulaştırdığımız iki değerli insan MESUT UĞUR AĞABEY ve eşi ŞÜKRİYE ABLA ile otelin etrafında bir gezinti yapıp odalarımıza çekiliyoruz. Sabah kahvaltısı ile birlikte hakikaten dinlendiğimiz, şifalı kaplıca suyundan istifade ettiğimiz otelden her bir görevliye teşekkür ederek ayrılıyoruz. Bize tanıtımı yapılacak olan Oksijen, deniz, yeşil ve termalin buluştuğu yer EDREMİT-GÜRE’ de HATTUŞA-ASTYRA SPA TERMAL OTEL VE DEVRE MÜLKLERE doğru hareket ediyoruz. Niye isim Hattuşa diye düşünenleriniz için Hattuşa ismi şirketin büyük hissesine sahip Yönetim Kurulu Başkanı MEHMET ALİ DOĞAN’ın Çorumlu olmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum. SAYIN DOĞAN aynı zamanda “Türkiye Jeo Termal Enerji  Kaynaklarının Araştırma ve Değerlendirme Vakfı Başkanı”.
attuşa Termal Otel’in olduğu alana geldiğimiz zaman hemen her bir aileye bir rehber veriliyor ve o andan itibaren tanıtım başlıyor. Rehberlerin her biri üniversitede okuyan çocuklar. Bizim rehberimiz “Samet Karataş” nitekim üniversite öğrencisi. Pırıl pırıl bir genç tanıtımını çok iyi yapıyor. Belli ki tanıtım elemanları çok sıkı ve disiplinli bir eğitimden geçmişler. Önce birer haftalık devrelere bölünmüş devre mülkler için örnek daireleri geziyorsunuz. Çok zevkli seçimlerle döşenmiş,  her türlü ihtiyacın göz önüne alınarak tasarlanmış örnek dairelerin balkonlarından bir taraftan bol oksijenli KAZ DAĞLARI, bir taraftan deniz, bir tarafta havuz manzarası sizi mest ediyor. Çevreyi,  her biri çok mükemmel bir mühendislik harikası olan binaların içerisindeki daireleri tanıdıktan sonra, çaylarımızı içerken Samet alıyor eline kalemi başlıyor anlatmaya çok profesyonelce sorulan sorularla sizi sürekli olaya katıyor. Öyle matematiksel gerçekler size sunuluyor ki her yıl böyle bir tesiste termal turizmden istifade etmektense bir kez böyle bir devre mülke sahip olmak size daha mantıklı geliyor. Sabırsızlıkla hep size kaça mal olur sorusuna cevap bekliyorsunuz. Ama rehberiniz sizin kadar sabırsız değil. Fiyat asla açıklanmıyor. Sürekli beyin jimnastiği yaptırılıyor size. Hayran oluyoruz tanıtım metotlarına ve satış tekniklerine. Ve bu konuda insan psikolojisi, insani zaaflar, tasarruf bilinci hepsi gözetilerek bir sunumla karşı karşıya kalmanın şaşkınlığı içerisinde kalıyorum. Aslında ben tanıtımdan etkilendiğim kadar böylesine bir tanıtım karşısında hayranlıkla; bir Samet Karataş’ı,  ara sıra bazı sorularımız için çağrılan Satış Müdürü Emre Varlık’ı dinliyorum. İnanın içimden VAY BEE demek geliyor. Bu nasıl bir çalışma metodu. Pırıl pırıl bu üniversiteli gençler nasılda işlerini böylesine mükemmel yürütüyorlar. Hem kazanıyorlar hem öğreniyorlar aynı zamanda bize de öğretiyorlar. Tanıtım öyle etkili ki almamak mümkün değil. Tabii tanıtımın yanı sıra doğa, termal tesislerinin içerisindeki sosyal alanlar, örnek daireler, ileriye dönük maketlerini gördüğümüz projeler, hastaneler, fizik tedavi rehabilitasyon merkezleri o kadar etkileyici ki. Ayrıca bu merkez 90 ülkede 4 000 tesis ile işbirliği yapan RCI adlı kuruluşun üyesi. Buraya üye olmak devre mülk sahiplerinin satın aldıkları haftalarda gidememeleri halinde haklarını daha sonraki yıllarda kullanabilmelerini veya üye ülkeler arasında değişimleri mümkün kılmaktadır. Kısaca bu yıl Güre’de kullandığınız hakkınızı bir sonraki yıl RCI üyesi herhangi bir ülkede herhangi bir otelde kullanabiliyorsunuz. Böylece seçenekleriniz artmış dünyada yeni yerler görme şansınız çoğalmış oluyor.  Bu Avrupa’nın en büyük TERMAL KÜR Merkezi hakikaten görülmeye ve almaya değer.

Peki diyeceksiniz Nesrin Hanım siz aldınız mı? Çok istedim almak. Ama olmadı niye derseniz bizde birçokları gibi şirketin birine inanıp paralarımızı hep aynı kefeye koyduk.  Yozgat’ın yüz akı dedik. İnançlı insanlar var içinde harama tenezzül etmezler 120.000 ortağın hakkına girmezler dedik. Onların içerisinde tüyü bitmemiş yetim var. Onları düşünürler dedik. Nasıl olsa bir gün ya paramızı ya karımızı alırız dedik. Ya aslında bu başlı başına bir yazı dizisi. 2002 krizinden beri Euoru bazında hiç değer kazanmayan, kuruluş sermayesi gittikçe küçülen bir şirket ne yapar hiç belli değil.  Kuşa dönen Anaparalarımızı bırak iyi bir hayat standardı için, satıla satıla kuşa dönen şirketin varsa tabii karını alabilsek ne gezer. Ne yapar ne ederler kimse bilmez. Çoğu ortak ya intihar etti. Ya ailesi dağıldı ya da kanser oldu. Ya da sersefil yaşıyor. Bilmiyorum nasıl bir vicdan ki halen ses çıkmaz yöneticilerden. Yazacak aslında çok şey birikti. Neyse bu sevimsiz konuyu bir başka zamana detaylı yazacak şekilde şimdilik bırakalım.    

Sonuç olarak Edremit-Güre HATTUŞA termal tesisleri hakikaten görülmeye almaya değer. Gönül istiyor ki bu tesislerin aynı Sorgunda, Boğazlıyan’da, Yerköy’de,  Sarıkaya’da olsun. Özel müteşebbisler bu konuda TERMAL KENTİ ilan edilen Yozgat’ın bu potansiyelini iyi değerlendirsinler. Artık uluslararası fuarlarda bizim de otellerimiz, tatil köylerimiz  yer alsın istiyoruz