ÜNİVERSİTEMİZ OLDU DA ACABA NE DEĞİŞTİ ?

Hastanelerde geçen sıkıntılı günlerimizden sonra Malatyada canım babamın nekahet dönemini atlatmasına yardımcı olmamız derken hepimizin iyi bir tatile ihtiyacı olduğunu düşündük ve ailece soluğu Marmara’nın sevimli adası ‘Avşa’ da aldık. Avşa’ya Erdek’ten tüm ailem ile birlikte çok eğlenceli bir araba ve vapur yolculuğundan sonra ulaştık. ‘Avşa adası ve bizim kaldığımız adadaki ‘Yiğitler Köyü’ akvaryum kadar temiz denizi, büyülü manzarası canlı eğlence merkezleri ile hepimizi büyüledi. Günün belirli saatlerinde vapurlar dolusu insan ve arabanın oluk oluk aktığı bu büyülü adaya bir gelen bir dahaki yaz tatilinde mutlaka yine geliyor çünkü uzun yıllar tatilini bu adada geçiren o kadar çok güzel insan tanıdık ki! Çok mükemmel tanıtımın yapıldığı, her türlü yaşam tarzına uygun plajların, eğlence merkezlerinin, her bütçeye hitap eden motel, otel ve pansiyonların bolca yer aldığı bu şirin mi şirin mi adadan ayrılırken mutlaka bir daha ama bir daha gelelim diye düşündük. Sıkıntılarımızı, yorgunluklarımızı Marmara_nın masmavi sularına bıraktığımızı düşünerek döndüğümüz Yozgat_ta gündemlerin bir hayli birikmiş olduğunu gördüm. Alt üst geçit yapımları, doğalgaz çalışmaları, Lise Caddesinin yeniden düzenlenmesi, Kent Park ve Büyük Cami Projesi, tedvirende olsa Rektör ataması, Yozgatın şantiye dönmüş görüntüsü bu çalışmalardan maalesef çok olumsuz etkilenen esnafın durumu derken bir yığın gündemle karşılaştım. Gerçi nerede olursak olalım gazetemizin web sitesinden sıcak gelişmeleri takip etmemiz her an mümkün oldu ama bizzat gündemlerin içinde olunca da hangisini yazacağımı şaşırdım.
Ben en iyisi en başından beri ısrarla sahip çıktığım, defalarca yazdığım, bu il anca yeni yeni kurulacak fakülteler artacak nitelikli öğrenci sayısı ile kurtulur dediğim Üniversiteden başlamak istiyorum. Bizler haklı olarak üniversite kenti olmanın ilk adımı olan Rektör atamasını sabırsızlıkla beklerken şok bir gelişme ile irkiliyoruz ‘ Mühendislik fakültesinde Jeoloji Mühendisliği kapatılıyor ve Yozgat’a tek bir fakülte dahi açılmıyor.’Buyurun öğrenci sayısı artacak ekonomi canlanacak derken şu yaşananlara bakın. Bu haberi okuyunca hemen aklıma Sayın Akdağ’ı incitmeseydik de, bir şekilde gönlünü alabilseydik söz verdiği fakülte ek binalarına bu dönem kavuşmuş olacaktık. Ek bina yeni fakülte dolayısıyla yeni öğrenci demekti. Ama her zaman ki gibi olmadı bizim kişisel mülahazalarımız Yozgat’a yine çok şey kaybettirdi.Kış dönemi ve yaz dönemi devam eden yol inşaatları, tadilatlar derken ne yazık ki esnafımızın işini iyice yavaşlattık.
Bakıyorum da iki ana caddemizde esnaf kardeşlerim kan ağlıyor. Bazen konuşuyorum onlarla işler çok kötü diye yakınıyorlar. Ne gıda ne hazır giyim her sektörde yaprak kıpırdamıyor.Umutlar üniversite kenti olmaya kalmıştı. Bozok Üniversitesi kararı çıktığı zaman hepimiz meydanda kutlamalara katılmıştık. Nihayet demiştim esnaf kardeşimin yüzü gülecek, onlarca işsizimize iş kapısı olacak, parasızlıktan okuyamayan gencimize eğitim olanakları ayağına gelecek demiştim. Yinelemek istiyorum, şantiyeye dönen Yozgat’ta esnaf ne acıdır ki bahar ve yaz ayını zararla kapadı. Etraf toz duman kim alışveriş yapmak ister bu dağınıklıkta. Okulların açılırken piyasaların canlanacağı şu günlerde bari şu yapımlar bitse de esnaf rahat nefes alsa diye düşünmeden edemiyor insan. Bunları yazmak konuşmak için çok mu erken bilmiyorum? Ama evine ekmek götüren insanlarımızın da sıkıntılarının beklemeye tahammülü yok. Bu öğretim yılı büyüyen bir üniversite ile giremedik umutlar başka güze kaldı yine.



DEMOKRATİK TEPKİ KOYABİLİYOR MUYUZ ?

Geçen hafta yazdığım ‘Sayın Sağlık Bakanım bunları biliyor mu?’ konulu yazımı Sayın Bakanıma da ayrıca mail olarak attım. Sayın Sağlık Bakanlığının benim hastanede gördüğüm eksiklikler ile Bağ Kur’lu hastaların tedavide karşılaştıkları zorlukları ihtiva eden yazımı çok kısa zamanda değerlendirmeye almaları ve bu konuda verdikleri cevap beni oldukça memnun etti. Bir hasta yakını olarak yaşadıklarımı adeta duygusal feveran şeklinde ifade ettiğim yazıma gelen cevap mailini aşağıda sizlerle paylaşmak istedim.’İnşasını yeni yaptığımız hastanelerde bu tarz problemlerle karşılaşmamakla beraber maalesef eski hastanelerimizde yapı ile ilgili problemler yaşanmaktadır... Strateji Geliştirme Başkanlığımız her sene yeni hastane ve eski hastanelerin yapı olarak problemlerini gidermek için bütçe ayırmakta ve dağıtmaktadır... Sayın Bakanımız da İstanbul ilini kapsamlı bir şekilde ziyaret etmiş ve problemler kayıt altına alınmıştır... Sizlerin de olumlu yada olumsuz eleştirilerinizle tüm problemleri aşacağız... Bağ Kur ile ilgili probleminiz için de şöyle bir hatırlatmada fayda olduğunu düşünmekteyiz: Bağ Kur SSK Emekli Sandığı gibi Sosyal Güvenlik Kurumları geri ödeme kuruluşları olarak addedilmekte ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak hizmet vermektedirler... Bu konu ile ilgili şikâyet tavsiye ve görüşlerinizi ilgili bakanlığa sevkederseniz yardımcı olunacaktır...
Saygılar 11/8/2006
Yukarıda ki cevabi mail de yönlendirildiği gibi yazımı hemen Bağ Kur’lu kardeşlerimin acaba feryatlarına tercüman olabilir miyim düşüncesiyle ‘Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına’ da gönderdim. Oradan gelecek cevabı da ayrıca sizinle paylaşacağım.Evet, biz hastamızın tedavisini yaptırırken olumsuzluklar yaşadık veya şahit olduk ve bunları ilgili yerlere ifade ettik.
Düşünüyorum da kahve köşelerinde, dost meclislerinde her birimiz ahkâm kesip memleket kurtarmaya çalışacağımıza toplumda gördüğümüz her olumsuzluğu ilgili yerlere en son teknolojileri kullanarak ifade etsek daha doğrusu demokratik tepkimizi koyabilme cesaretini gösterebilsek çok daha etkili olunmaz mı? Birler değil binler yanlışı düzeltme adına tek yürek olsa şu kokuşmuşluğa çare olmaz mı? Ama biz kolaycılığa kaçıyoruz arkadan konuşmanın hiç kimseye fayda getirmeyeceğini bile bile zamanlarımızı ve enerjimizi ne çok boşa harcıyoruz..

Tarih : 29.08.2006