Malum “Haziran 2011” de milletvekili seçimleri var. Partiler şimdiden hummalı bir çalışma içerisinde. Şu anda mevcut milletvekilleri ile aday adayları arasında bir çekişme başlamış gibi görünüyor.
Kimileri kimilerini şimdiden kendilerine rakip görmüyor, siyasette kendilerini vazgeçilmez sayıyor; kimileride haklı olarak tepeden inme adaylara tepkisini ortaya koyuyor. Delegeler parti il-ilçe temsilcilikleri şimdiden adayı belirlemek için kulis çalışmalarına başladılar bile.
Yozgat’ın 6’dan 4’e düşen milletvekili sayısı siyasi arenada varlık göstermeye çalışanların işini gittikçe daha zorlaştırıyor. Kısaca listede ilk iki adayın şansı var listede üçüncü sırada olmak şimdiden kaybetmek anlamına geliyor. Kaldı ki bir de merkez adaylar ile ilçe aday adaylarını dengelemek gerekir.
Velhasıl Parti Genel Merkezleri ile il-ilçe teşkilatlarının, adayların işi oldukça zor. Asıl zor olan bir zamanlar 8 milletvekili gönderen Yozgat’ın 6 derken giderek 4’e düşmesi. Hani insanın aklına gelmiyor değil acaba önümüzdeki yıllarda Yozgat bu hızla göç vermeye devam ederse acaba milletvekili sayısını 2’ye düşürebilir mi. Olur mu olur.
Aslında milletvekili sayısı değil takıldığımız 1 olsun isterse ama nitelikli olsun. 1 kişi bazen 6 kişinin yapamayacağı işleri başarır.
Giderek göç veren bu Yozgat neden bu denli göç veriyor, niye işsizlik oranı bu kadar yüksek, niye bu il terörün kol gezdiği illerden bile daha geri durumda, niye niye bu şirin il halen kasaba görünümünde ve diğer iller 2., 3., ve 4. Organize Sanayi Bölgelerine kavuşurken halen 1. Organize Sanayi Bölgesi’ni bile müteşebbislerle dolduramadı. Acaba iktidar ve muhalefet milletvekillerimiz buna kafa yoruyorlar mı? Yoksa milletvekili olmanın avantajlarımı onları ilgilendiriyor. Ya da kulisleri ne kadar hareketlendirirsek o kadar şansımız artar mı diyorlar.
Bilmiyorum göçün önünü kesecek, Yozgat ekonomisini canlandıracak, kamu yatırımlarını Yozgat’a çekecek, Üniversiteyi geliştirecek, günümüzde olmazsa olmaz denilen hava alanını Yozgat’a getirecek projeleri var mı? Hele hele Yozgat imajını yerle bir eden bir zamanların gözde şirketi olan çok ortaklı şirketin tekrar eski günlerine dönmesi; hem çalışan sayısının artırmak açısından hem de ortaklarının mağduriyetinin giderilmesi açısından bir önerileri, bir planları var mı? Çünkü bu şirketi tekrar eski günlerine döndürmek Yozgat’ta ki işsizliğe çözüm olacak aynı zamanda tüm parasını şirkete yatırarak Türkiye’nin her yerinde, yurt içinde ve dışında onlarca mağdur ortağında Yozgat’a bakışını, daha da önemlisi inançlı insanlara olan güvenini yeniden tesis ettirecektir.
Bir kere Yozgat’ın milletvekili sayısının düşmesi hepimizin ayıbıdır. Niye insanlar bu şehri terk ediyor şöyle bir düşünmek lazım. Bir de dışarıdan Yozgat dışında Yozgat nasıl biliniyor bunu araştırmak lazım. “Üzülerek yazıyorum kime sorsanız YOZGATI NASIL BİLİRSİNİZ? Diye. Akabinde Yozgat niye bu kadar geri kalmış sorusuna muhatap oluyorsunuz”. “Hım Yozgat mı çok küçük bir il ya”. “İçinden geçerken kasaba gibi geldi bize “. “Doğudaki illere giderken içinden geçtik ama çok küçük doğudaki illerden çok daha geri kalmış bir il olarak gördük” diyorlar.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Yine İstanbul’da ünlü bir fabrikada idareci olarak çalışan; 21 yıl Yozgat’ta yaşamış Yozgatlı Genç Mühendis hanım çay molasında arkadaşları ile konuşuyor:
-“ Çocukken biz Yozgat’ta bayramlarda üzülürdük niye bizim köyümüz yok. Arkadaşlarımız her tatilde köylerine giderler biz ağabeyim ve ablam onlara imrenirdik. ” diyor ki,
Arkadaşları ne dese beğenirsiniz:
-“ Yahu zaten siz köyde yaşıyordunuz. Yozgat’ın Allah aşkına köyden ne farkı var.” diyerek gülüyorlar. Bu insanların bir kısmı üstelik Yozgat’ı hiç görmemişler.
Yine İstanbul’da ünlü bir Özel Üniversite de hoca örnekliyor çarpık yapılaşmayı. Ne diyor biliyor musunuz? İfadeyi aynen çok üzülerek yazıyorum:
- “ Allahın Yozgat’ında bile bakıyorum binalar yükselmiş gelişigüzel. ” Buyurun bakalım yani yüksek binalar gelişigüzel sıralansa bile layık görülmüyor Yozgat’a. Ve Yozgat sözcüklerin arkasında küçümseniyor.
Bu örneklerin ilki kızımın başından geçiyor, diğeri yeğenimin üniversitesinde cereyan ediyor.
Yine ben biliyorum ki bizler her platformda Yozgatlı olduğumuzu 34 yıl Yozgat’ta kaldığımızı övünçle anlatırken bir kısım Yozgatlı İş adamlarının Yozgatlıyım bile demeye sıkıldıklarını Yozgatlılar ile ilgili faaliyetlere de bu yüzden uzak durduklarını.
Bunları niye yazdım artık Yozgatlı sakinler gözünü açsın projesi olan, kalbi Yozgat ve Yozgatlı için çarpan, becerikli, masaya yumruğunu vurup Yozgat için mangal gibi yüreğini ortaya koyan, Yozgat imajını düzeltmeye talip insanlara geçit versinler.
Ve dışarıda artık Yozgat’ı nasıl bilirsiniz dendiğinde “Helal olsun sizin siyasilerinize, bürokrat ve iş adamlarınıza ve tek yürek olmuş içerideki ve dışarıdaki Yozgat halkına. Kısa zamanda çok yol kat ettiniz ” denilebilsin.
Kimileri kimilerini şimdiden kendilerine rakip görmüyor, siyasette kendilerini vazgeçilmez sayıyor; kimileride haklı olarak tepeden inme adaylara tepkisini ortaya koyuyor. Delegeler parti il-ilçe temsilcilikleri şimdiden adayı belirlemek için kulis çalışmalarına başladılar bile.
Yozgat’ın 6’dan 4’e düşen milletvekili sayısı siyasi arenada varlık göstermeye çalışanların işini gittikçe daha zorlaştırıyor. Kısaca listede ilk iki adayın şansı var listede üçüncü sırada olmak şimdiden kaybetmek anlamına geliyor. Kaldı ki bir de merkez adaylar ile ilçe aday adaylarını dengelemek gerekir.
Velhasıl Parti Genel Merkezleri ile il-ilçe teşkilatlarının, adayların işi oldukça zor. Asıl zor olan bir zamanlar 8 milletvekili gönderen Yozgat’ın 6 derken giderek 4’e düşmesi. Hani insanın aklına gelmiyor değil acaba önümüzdeki yıllarda Yozgat bu hızla göç vermeye devam ederse acaba milletvekili sayısını 2’ye düşürebilir mi. Olur mu olur.
Aslında milletvekili sayısı değil takıldığımız 1 olsun isterse ama nitelikli olsun. 1 kişi bazen 6 kişinin yapamayacağı işleri başarır.
Giderek göç veren bu Yozgat neden bu denli göç veriyor, niye işsizlik oranı bu kadar yüksek, niye bu il terörün kol gezdiği illerden bile daha geri durumda, niye niye bu şirin il halen kasaba görünümünde ve diğer iller 2., 3., ve 4. Organize Sanayi Bölgelerine kavuşurken halen 1. Organize Sanayi Bölgesi’ni bile müteşebbislerle dolduramadı. Acaba iktidar ve muhalefet milletvekillerimiz buna kafa yoruyorlar mı? Yoksa milletvekili olmanın avantajlarımı onları ilgilendiriyor. Ya da kulisleri ne kadar hareketlendirirsek o kadar şansımız artar mı diyorlar.
Bilmiyorum göçün önünü kesecek, Yozgat ekonomisini canlandıracak, kamu yatırımlarını Yozgat’a çekecek, Üniversiteyi geliştirecek, günümüzde olmazsa olmaz denilen hava alanını Yozgat’a getirecek projeleri var mı? Hele hele Yozgat imajını yerle bir eden bir zamanların gözde şirketi olan çok ortaklı şirketin tekrar eski günlerine dönmesi; hem çalışan sayısının artırmak açısından hem de ortaklarının mağduriyetinin giderilmesi açısından bir önerileri, bir planları var mı? Çünkü bu şirketi tekrar eski günlerine döndürmek Yozgat’ta ki işsizliğe çözüm olacak aynı zamanda tüm parasını şirkete yatırarak Türkiye’nin her yerinde, yurt içinde ve dışında onlarca mağdur ortağında Yozgat’a bakışını, daha da önemlisi inançlı insanlara olan güvenini yeniden tesis ettirecektir.
Bir kere Yozgat’ın milletvekili sayısının düşmesi hepimizin ayıbıdır. Niye insanlar bu şehri terk ediyor şöyle bir düşünmek lazım. Bir de dışarıdan Yozgat dışında Yozgat nasıl biliniyor bunu araştırmak lazım. “Üzülerek yazıyorum kime sorsanız YOZGATI NASIL BİLİRSİNİZ? Diye. Akabinde Yozgat niye bu kadar geri kalmış sorusuna muhatap oluyorsunuz”. “Hım Yozgat mı çok küçük bir il ya”. “İçinden geçerken kasaba gibi geldi bize “. “Doğudaki illere giderken içinden geçtik ama çok küçük doğudaki illerden çok daha geri kalmış bir il olarak gördük” diyorlar.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Yine İstanbul’da ünlü bir fabrikada idareci olarak çalışan; 21 yıl Yozgat’ta yaşamış Yozgatlı Genç Mühendis hanım çay molasında arkadaşları ile konuşuyor:
-“ Çocukken biz Yozgat’ta bayramlarda üzülürdük niye bizim köyümüz yok. Arkadaşlarımız her tatilde köylerine giderler biz ağabeyim ve ablam onlara imrenirdik. ” diyor ki,
Arkadaşları ne dese beğenirsiniz:
-“ Yahu zaten siz köyde yaşıyordunuz. Yozgat’ın Allah aşkına köyden ne farkı var.” diyerek gülüyorlar. Bu insanların bir kısmı üstelik Yozgat’ı hiç görmemişler.
Yine İstanbul’da ünlü bir Özel Üniversite de hoca örnekliyor çarpık yapılaşmayı. Ne diyor biliyor musunuz? İfadeyi aynen çok üzülerek yazıyorum:
- “ Allahın Yozgat’ında bile bakıyorum binalar yükselmiş gelişigüzel. ” Buyurun bakalım yani yüksek binalar gelişigüzel sıralansa bile layık görülmüyor Yozgat’a. Ve Yozgat sözcüklerin arkasında küçümseniyor.
Bu örneklerin ilki kızımın başından geçiyor, diğeri yeğenimin üniversitesinde cereyan ediyor.
Yine ben biliyorum ki bizler her platformda Yozgatlı olduğumuzu 34 yıl Yozgat’ta kaldığımızı övünçle anlatırken bir kısım Yozgatlı İş adamlarının Yozgatlıyım bile demeye sıkıldıklarını Yozgatlılar ile ilgili faaliyetlere de bu yüzden uzak durduklarını.
Bunları niye yazdım artık Yozgatlı sakinler gözünü açsın projesi olan, kalbi Yozgat ve Yozgatlı için çarpan, becerikli, masaya yumruğunu vurup Yozgat için mangal gibi yüreğini ortaya koyan, Yozgat imajını düzeltmeye talip insanlara geçit versinler.
Ve dışarıda artık Yozgat’ı nasıl bilirsiniz dendiğinde “Helal olsun sizin siyasilerinize, bürokrat ve iş adamlarınıza ve tek yürek olmuş içerideki ve dışarıdaki Yozgat halkına. Kısa zamanda çok yol kat ettiniz ” denilebilsin.
07.02.2011
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
emre kilimci
23.04.2014 18:02:00yozgatlılar göç etmekten başka bişi bilmezler.gurbette sürünüyor bir çok yozgatlı.
Suzan
03.04.2011 00:20:00Nesrin hanım, Yozgat'tan 12 yıl önce çıktım. 12 yıl sonra memleket hasretiyle döndüğümde; halini, bırakıp gittiğmden daha perişan buldum. Mehmet Erdemir zamanında yapılan yollar doğal gaz nedeniyle bozulmuş, binaları harabe görünü bürümüş, ilk ve tek fabrika yerle bir edilmiş, tek büyük şirket iflas nedeniyle terkediliş.
Yozgatlı bir olarak içim acıdı, yüreğim dağlandı. hiç bir şey yapılmıyor bunu anladık ama, yapılanada sahip çıkılmamış. Yozgat halkı duyarlı olmuş olsaydı o fabrikayı, zarar etmiş olsa bile tarihi bir bina, ilk yapılmış tek ekmek teknesi olarak şehir ortasında kalmış o mekanı anıların adına anıtlaştırır, dinlenme mekanı haline getirir yine yerle bir ettirmezdi.
Diğer yandan; geçenlerde bir televizyon kanalında Yozgat yemekleri tanıtılıyor. Aşcı o kadar emek verip testi kebabı pişirdi, halktan birine tanıtma amaçlı sibiker yemek hakkında soru yöneltiyor; bu garibim şahıs, sadece kameraya poz veriyor..
...poz vere vere bu halde kaldık Yozgatlı olarak( Evlerin içi sırmalı saray, dışı hanay babam hanay)
Testi kebabına Nevşehir, Arabaşına Tokat, haside'sine " bastık" adı takarak Mardin sahipleniyor.
Türk insanı lokumunu Yunana, baklavasını bulgara bağışladı. Yozgat'ında tek testi kebabını Nevşehir aldı.
Bırakın ekonomiyi, yatırımı; bizler kültürümüze dahi sahip çıkmıyoruz. Hiç bir şeye itiraz edemez yarı uyur bir yozgat halkı vardı şimdi tam uyur hale gelmiş.
Acaba doğalgazı yakmak yerine soluyorlarmı diye düşündüğümde olmuyor değil.
MEHMET ŞAHİN
10.03.2011 17:19:00Sayın hocam Ben 1990 Yozgat İ.H.L.mezunuyum.Sizinde öğrencinizim.Sağlık Bakanlığı Merkez teşkilatında memur olarak çalışıyorum.Aradan yirmi yıl geçmesine rağmen hala sizin bilgi ve görüşlerinizin bizlere ışık tutuyor olması inanın beni çok sevindirdi.Pisagor ve Öklit bağıntısı yüzünden beni eylüle bırakmıştınız.İnanın hocam çok iyi yapmışsınız.Şimdi ise İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Mezunu olabildiysem kesinlikle bu sizin başarmak için daha çok çalışmamız gerektiğini öğretmenizdendir.Sayın hocam yayınlarınızı bundan sora takip edeceğim.Allah sizi başımızdan eksik etmesin.3/A Sınıfı 1367 Mehmet ŞAHİN
MUSTAFA DİNÇER
21.02.2011 16:16:00Yorumunuz SAYGIDEĞER HOCAM BENYOZGAT İMAM HATİP LİSESİ 1984 YILIL 7/B SINIFINDAN MEZUN OLAN ÖĞRENCİLERİNİZDEN MUSTAFA DİNÇER;ŞU AN BURSA YOZGATLILAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU OLARAK BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ AMA İNANIN YOZGATTAKİ HEMŞEHRİLERİMİZ DEĞİL GURBETTEKİLERDE Bİ SORUMSUZLUKALMIŞ BAŞINI GİDİYOR.4 YILDIR DERNEK YÖNETİCİLİĞİ YAPTIĞIMIZDAN ARTIK İNSANLARI DAHA KOLAY TEŞHİS EDEBİLİYORUZ.ŞUNU İÇTEN GELEN VE SAMİMİ DUYGULARIMLA İFADE EDİYORUM.YOZGATLI OLMAYI ALLAH HERKESE NASİP ETMEZ AMA BUNUN KIYMETİNİN BİLENE.ÜLKENİN KİLİT NOKTALARINDA YOZGATLILAR (GÜVENİLİR OLDUĞUNDAN MIDIR NEDİR)GÖREV YAPIYOR.AMA MALESEF DEDİĞİNİZ GİBİ BİZİ VATAN MİLLET SAKARYA İLE AVUTUP BU GUNLERE GETİRDİLER.GEÇENLERDE ŞU ANKİ VALİBEY EGERÇEKTEN TEŞEKKÜR EDERİM.YOZGATTAN GİDEN ALAYIN GERİ GETİRİLMESİ İÇİN MÜRACATIMIZ OLDU DİYOR ÇOK GÜZEL Bİ GELİŞME ŞU ANA KADARBUNU SİYASİLER OLSUN GELİP GEÇEN DEVLET TEMSİLCİLERİ VE YEREL YÖNETİMLER OLSUN NİYE GÜNDEMİNE ALMADI BİLMİYORUM.ÜNİVERSİTE ,ALAY DERKEN NERDEN BAKARSAN Bİ HAREKETLİLİK OLUR.SAYGILAR SUNAR YİNEDE YOZGATLILARA VE YOZGATA SEL OLSUN.
Nesrin Masarifoğlu
09.02.2011 17:01:00Teşekkür ederim Ramazan..Ben de öğrencilerimin benim yazdıklarımı beğenerek okumasından çok mutluluk duyuyorum..
ABDÜLKADİR ÇAPANOĞLU
09.02.2011 12:34:00Değerli Nesrin Hanım, makalelerinizde çok isabetli teşhis ve tespitler yapıyorsunuz. Yozgat’tan çok uzakta olan bizlerde Yozgat’ta olanı biteni hatta nelerin olmadığını, olamadığını hatta olamayacağını sizin sayenizde öğreniyoruz. Bir şehrin milletvekilleri hem iktidar partine mensup olacak hem gerek parti içinde hem de gerekse hükümet kademelerinde en yüksek mevkilerde olacak ama oy aldığı ve sözüm ona temsil ettiği halka en ufak bir hizmette bulunmayacak. Her şeyden vazgeçtik bu ne biçim bir vicdandır.
''Halklar, layık oldukları biçimde yönetilirler''demişti . Jean Jack Roussou.
Kendilerine hiçbir hizmet getirmeyen bu insanlar Yozgat’a geldiklerinde hâlâ güler yüzle karşılanabiliyorlarsa yapacak bir şey kalmadı demektir.Ama yinede ben sizin makalenizdeki iki paragrafa takıldım.Diyorsunuz ki “Hele hele Yozgat imajını yerle bir eden bir zamanların gözde şirketi olan çok ortaklı şirketin tekrar eski günlerine dönmesi; hem çalışan sayısının artırmak açısından hem de ortaklarının mağduriyetinin giderilmesi açısından bir önerileri, bir planları var mı? Çünkü bu şirketi tekrar eski günlerine döndürmek Yozgat’ta ki işsizliğe çözüm olacak aynı zamanda tüm parasını şirkete yatırarak Türkiye’nin her yerinde, yurt içinde ve dışında onlarca mağdur ortağında Yozgat’a bakışını, daha da önemlisi inançlı insanlara olan güvenini yeniden tesis ettirecektir”.Bu satırları okurken acı acı güldüm. Hele son satır, anlayanın başına tokmak gibi inmeli ki bir daha bu hataya düşmesin diyeceğim ama maalesef hiç ders almıyorlar. Yazınıza “Üzülerek yazıyorum kime sorsanız YOZGAT’I NASIL BİLİRSİNİZ?” Diye devam ediyorsunuz. Sanki cenaze namazı gibi hani MEVTAYI NASIL BİLİRSİNİZ diye sorar ya imam efendi. Bu sahipsizlikle hakikaten mevta olacak Yozgat. Siz yatırımlardan bahsediyorsunuz yatırım yapanların nereye hangi konuda kimlere şirin görünmek için nasıl yatırımlar yaptıkları ortada. Geçen yıl Bozok üniversitesi Tıp Fakültesinin bazı eksiklerinin biran önce tamamlanması için Yozgat gazetesi yazarlarından Sn.Erdoğan Budak bey güzel bir yazı yazmıştı. Ne oldu hiç. Yine diyorsunuz ki “bizler her platformda Yozgatlı olduğumuzu 34 yıl Yozgat’ta kaldığımızı övünçle anlatırken bir kısım Yozgatlı İş adamlarının Yozgatlıyım bile demeye sıkıldıklarını Yozgatlılar ile ilgili faaliyetlere de bu yüzden uzak durduklarını”….Bu konuda benim tespitlerim de aynen sizinkiler gibi.Sn. Cemil Çiçek son danışma kurulu toplantısında şu uyarıyı yapmıştı.”Yozgatlı iş adamları, birbirinizden alışveriş yapın,birbirinizi destekleyin,birbirinize yardım edin”….Tıpkı cemaat yardımlaşması gibi!!!! Ve geldik makalenizin sonuna…”Bunları niye yazdım artık Yozgatlı sakinler gözünü açsın projesi olan, kalbi Yozgat ve Yozgatlı için çarpan, becerikli, masaya yumruğunu vurup Yozgat için mangal gibi yüreğini ortaya koyan, Yozgat imajını düzeltmeye talip insanlara geçit versinler”diyorsunuz.Kuzenim Sibel Oktay(Çapanoğlu) geçen yıl, ağabeyciğim,senin tavassutunla Yozgatlı hanımlara 10 adet dikiş makinesi yardımı yapayım dedi.Bende sevgili başkanımız Yusuf Başer beyden yardım istedim.”Memnun oldum her türlü desteği veririm”dedi.Sonradan araya başka dernek yöneticileri girdi bu yardımı kendilerine yapmamızı istediler.Başkan beyden müsaade alın size yapalım ne istiyorsanız bildirin dedik.Bir makine listesi gönderdiler.
Profesyonel bir konfeksiyon imalathanesinde bulunması gereken makine parkı listesi geldi.Takriben 12.000 TL.lik bir liste.O zaman sipariş alın görelim ki bizde bu makineleri size temin edelim dedik.Biz sipariş bulamadık onu da siz bulun dediler.Konu askıda kaldı.Halbuki sevgili kuzenim bu işi sadece Yozgat için değil Yozgat’a gerekli yardımı yaptıktan sonra ilçeler için de aynı şeyleri yapacaktı.Olmadı olamadı.İşin tadı kaçtı.Değerli Nesrin hanım,aslında Yozgat’ın derdi çok ama maalesef hemdert olacak kimsesi yok.Yazık hem de çok yazık.Sevgili Osman Hakan Kiracı soruyor.Kimler Milletvekili olsun diye bende şöyle cevap vermiştim.
Yoksulun Sırtından Doyan Doyana (misali yukarda )
Bunu Gören Yürek Nasıl Dayana
Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana
Bilmem Söylesem mi Söylemesem mi
En derin saygılarımla.
Ramazan ÜZÜMVEREN
08.02.2011 13:48:00slm.hocam İ.H.L Öğrencilerinizdenim sizinde busayfada yazılarınızı gördüğümden menmun oldum.başarılarının devamını dilerim.saygılar hocam.
Lokman GÜNEŞER
16.02.2011 08:21:00Saygı değer hocam, öncelikle çok teşekkür ederim, Yozgatı ve Yozgatın halini dile getirdiğiniz için. Gerçektende Yozgatın hali içler acısı, ben bile bu yüzden doğduğum memleketimi terkettim, çocuklarım okusun, okumazsa işe yerleştiririm amacıyla gittim. Yozgatımız bir cennet gerçekten şöyle bir düşünürsek, ama maalesef anlattığınız özellikte bir siyasiler gelipte vekiller çıkıpta yozgat için birşey yapmadılar halaa da yapmıyorlar, gerçekten çok üzücü. İnşallah sizin bu yazdıklarınızdan sonra ve seçimlerde iş yapacak yürekli, yumruğu ses getirecek insanlar gelirde yozgatımızın gerçek yerini değerini göstertir.