Nesrin MASARİFOĞLU

IŞIK

Yozgat deyince akla ilk o gelir

"Çamlığın Başında Tüter Bir Tütün
Acı Çekmeyenin Yüreği Bütün."

Hangimiz duygulanmayız bu türküyü dinlerken. Hemen aklımıza baharda ayrı, yazın ayrı, kışın ayrı güzel olan bozkırın ortasında yemyeşil örtüsü ile bizi büyüleyen YOZGAT ÇAMLIĞI gelir ve hülyalara dalarız. Bazen çok geçmişe gideriz. Anılarımız tazelenir. Yanı başındaki çıplak ve bozkır dağlara bakar derin bir iç geçiririz. Çamlığın sınırları bununla kalmazsa genişlese, büyüse, çoğalsa, çevrelese dört etrafını Yozgat’ın. Hatta sınırları zorlasa yurdumun dört bir etrafındaki çıplak dağları kaplasa boydan boya diye düşünürüz.

Evliya Çelebi ne güzel hicvetmiş Karadeniz’de yola çıkan sincabın hiç yere inmeden ağaçtan ağaca atlayarak Akdeniz'e kadar yol alacağını. O zamanlar Anadolu adeta bir Orman Denizi imiş. İşte biz bu ormanları yonta yonta tarlaydı, evdi, yakacaktı, yoldu, geçitti derken maalesef kuşa çevirmişiz. Ne yazık ki halen de katletmeye devam ediyoruz.

Yozgat bu konuda çevresindeki illere göre biraz daha şanslı. Yozgat’ın gözbebeği Yozgat Çamlığı ilk Millî Park özelliğine kavuşturularak talandan kırpa kırpa yok olmaktan kurtarılmış. Böylece bir kültür, bir doğa mirası, bir milli miras günümüze kadar nesilden nesile kültür aktarımına da katkıda bulunarak muhteşem görüntüsü bozulmadan, betonlaşmadan gelebilmiştir. İşte bu nedenle nadide milli Park aynı zamanda florası, faunası, doğal güzelliği, yaban hayatı potansiyeli, tertemiz havası ile Yozgat insanının yıllardır kara sevdası olmuştur. Türküler onun üstüne yakılmış, şiirler onun üstüne yazılmıştır. Çamlık nice efsane ve hikâyelere ev sahipliği etmiştir. Aslı'sını arayan Kerem'in yolu bile Çamlığa "Soğuluk Tepesine" düşmüştür. En mutlu en coşkulu günlere onun tanıklık etmesi istenmiştir. Ah dile gelse de; dünyada sadece iki yerde Kafkaslar ‘da ve Yozgat Çamlığının ekosistemi içerisinde bulunan "Karaçam" lar konuşsa. Tanık olduğu mutlu günleri bir bir sıralasa. Kaç Eğrice kutlandı. Kaç nişanlı çift sevdasını bu çamların gölgesinde tazeledi. Kaç Bayram geçti. Kaç panayır yaşandı. Kaç sporcu kondisyonunu güçlendirdi. Kaç aile piknik alanı olarak kullandığı Çamlıkta aile ve akrabalık bağlarını kuvvetlendirdi. Kimler iftarını bu ağaçların altında açtı. Kaç çocuk ağaçlar arasına kurulan salıncakların keyfini çıkardı. Kaç şair mısralarını muazzam renk cümbüşü içerisinde doğa ile iççice bir bir sıraladı. Kaç âşık sazının tellerine her dokunuşunda yüreğinden akıp gelen sevdasını dillendirdi yanık sesiyle. Ah bi dile gelse o güzelim yüzyıllık ağaçlar neler anlatacak neler.

Yozgatlı olan Yozgat’tan bi şekilde gelip geçen herkesin mutlaka Çamlıkla ilgili bir anısı vardır. Yağ Donduran ve Kum Döken çeşmesinden mutlaka sular içilmiş, çamların altında kuş sesleri eşliğinde çaylar yudumlanmıştır. Çünkü Yozgat demek Çamlık demektir. Yozgat’tan Çamlığı çekip alırsanız geriye ne kalır bunu düşünmek bile istemiyorum. Yozgat için Çamlık kültür ve geleneklerin birebir yaşandığı bir yer olması nedeniyle çok ama çok önemlidir.

Bir yerde gözüme ilişti "Yozgat Çamlığı" için "Ankara'nın Arka Bahçesi" ifadesi kullanılmış. Ankara'nın Arka Bahçesi yapabildik mi bu tartışılır. Ama yapabilir miyiz işte bunu konuşabiliriz. Hazır hızlı tren Yozgat’ı Ankara’nın banliyösü yapabilecekken niye olmasın. Yıllar önce çamlık için yapılabilecekleri yazmıştım. Gölet etrafında çok güzel düzenlemeler yapıldı. Çok da ilgi gören bu düzenlemeler maalesef yetmedi. Kendimi tekrarlamak pahasına yine yazmak istiyorum. Dokuz tane en az 300 yıllık Karaçam var Çamlıkta. Bu nadide ağaçların etrafında bir peyzaj, bir makyaj yapılarak ayrıca türü, tanıtı mı plaketlerle yapılmalı. Bu ağaçların ilgi çekecek şekilde görücüye çıkarılması sağlanmalı, Orman içerisinde barınan hayvan türlerini ve sayısını koruyup arttırarak şehir hayatından sıkılıp bunalanlara yaban hayatını, doğayı tanıtma ve sevdirme görevi ile çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunabilmeli. Dünyanın yeni gözdesi endemik bitkileri de Çamlık içerisinde korumaya alarak onlara da sahip çıkılabilmeli. İç turizmin gözdesi olmak çok da zor değil. Yeter ki elimizdekilerden azami istifade ederek vitrini renklendirelim çeşitlendirelim.

Her hafta sonu İstanbul’dan doğada yürüyüş yapmak isteyenler için turlar düzenlenmekte. Çok da rağbet görmekte insanlar beton yığınlarından, egzoz kokularından, kalabalıklardan gına getirmiş, doğal yapısı bozulmamış bol oksijenli mekan arayışı içindeler. Ankaralılar için Yozgat Çamlık Milli Parkı hafta sonu trekking sporu yapmak isteyenlerin ilk tercihlerinde yer almalı. Bunun için patikalar oluşturulmalı. Sporun ardından doğal ürünlerden müteşekkil köy kahvaltısı seçeneği sunulmalı. Bunların düzenlenmesi çok da zor olmasa gerek. Çamlık Yozgat için bir lütuf bunu kazanç kapısına dönüştürmek için projeler bir bir sıralanmalı. Kış sporu madem yapılamıyor o halde başka alternatifler devreye sokulmalı. Yeter artık böylesine büyüleyici doğal güzellik atıl durumdan kurtarılmalı. Bu amaçla hazırlanan Master Planı aşama aşama uygulanırken bile vahşi doğa korunmalı. Tek bir ağaç kesilmeden, betonlaşmaya asla müsaade edilmeden yürüyüş parkurları patikalar oluşturularak yerli yabancı spor meraklılarının hizmetine sunulmalı. İlin sakinleri için piknik alanları, seyir terasları oluşturmak çok güzel bir hizmet ama yeterli mi? Bir kere düşünmek lazım iç turizmin mensupları Çamlığa niye gelsin? İşte bu soruya cevap verecek düzenlemeler bir de bunun tanıtımı her fırsatta çok iyi yapılırsa turist akınına uğrar YOZGAT ve ÇAMLIK MİLLİ PARKI..

Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar nice bayramlara sağlık afiyet mutluluk ve bereketle ulaşmanızı diler sevgi ve saygılarımı sunarım..

03.10.2014
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ