Kaliteli ve çağdaş eğitimin ne denli önemli olduğunu ülkemizin içinden geçtiği şu sıkıntılı günlerde bir kez daha anladık. Ülkelerin kurtuluş reçetesi nitelikli bir eğitimden geçer. Az gelişmiş ülkelerin en büyük sorunu olan ihracat ve ithalat farkından oluşan cari açık; o ülkelerin teknoloji ve enerjide dışa bağımlığı ile orantılı olduğuna göre ülkelerin oturup eğitim sistemleri üzerinde kara kara düşünmeleri gerekmez mi?
Günümüzde teknolojide dışa bağımlılıktan kurtulamayan hatta ülkelerinde ürettikleri teknolojik ürünlerde bile halen montaj sanayiden öteye geçemeyen ülkeler kendi logoları ile ihraç ettikleri ürünlerden bile umulduğu kadar kazanç sağlayamamaktadırlar. Hele bir de ticarette, ödediğiniz dış borçta kullandığınız kurun ateşi çıkmışsa işler çok daha zordur. Aldığınız tedbirlerle talebi daraltmaya, tüketim ve yatırımı frenlemeye kalkarsınız, ithalatın önünü keser cari açığınızı azaltırsınız bu seferde hazineye akacak vergilerin önü kesilir dolayısıyla bütçe açığınız büyür. Bu kısır döngüden ancak ve ancak teknolojik ürünlerin ülkenizde üretilmesi ve enerjide dışa bağımlılıktan sizi kurtaracak “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına” yönelmenizle kurtulabilirsiniz.
İyi de bugün gelişmiş ülkelerin teknik anlamda alt yapıları, kalifiye insan gücü, müteşebbis ruhları ile nasıl rekabet edebileceksiniz. Sizde marka değeri olan, ileri teknoloji içeren ürünler ile ortaya çıkmalısınız ki onlarla rekabet edebilmeli ve ürününüzü görücüye çıkarabilmelisiniz. Her şeyden önce ülkenizden gönderdiğiniz beyin göçünü elverişli ortamı sağlayarak tersine çevirmelisiniz. Mutlaka ve mutlaka sizin de adı her ne olursa olsun bir TEKNOLOJİK VADİNİZ olmalı. Orada yüksek teknolojiyi ülkenizde üretecek müteşebbis ve mucit beyin takımları; her türlü hizipten uzak elverişli ortamlarda, elverişli şartlarda çalışabilmeli. Tabi bu aşamaya gelmeden önce aileden başlayarak eğitimin her kademesinde öğrencilerin bilgiye, bilime olan merakını arttırmak gerek. Milli, manevi ve kültürel değerlerle donatılan, yaşadığı çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve teknolojik birikime sahip nesiller ancak ülkelerini muasır medeniyetler seviyesine çıkarır. Fen, Teknoloji, Sanat, Edebiyat hangi dala merak salarsa salsın yeter ki bu evrende giderken insanlık adına hoş seda bıraksın.
Bunu gerçekleştirebilmeniz ancak ve ancak topyekûn milli eğitim seferberliği ile olacaktır. Kız, erkek herkesin iyi eğitim alması sağlanarak gerekirse eğitim kursları toplumun her kesimini kapsayacak şeklide genişletilerek her bir bireyin sorumlulukları, nasıl bir rol model olacakları, kriz yönetme becerileri geliştirilmelidir. İşte bu noktada devreye bilgi teknolojileri ile donatılmış sınıflarda, bilgiye ve bilime karşı merak uyandırılmış öğrencilere; hizmet içi kurslarla sürekli kendini yenileyen ve şartları iyileştirilen öğretmenler kılavuzluğunda verilen eğitim girer. Öğrencinin öğrenme etkinliğinde yer alacağı, öğrendiklerini kendisinin örgütleyeceği Proje tabanlı öğrenme yaklaşımının bilimsel çalışmalara daha okul sıralarında merak ve ilgi uyandıracağı için daima tercih edilmesi gerekir. Mutlaka ve mutlaka iyi eğitim almış, ilkeli, özgüvenleri ve hayal güçleri yüksek, yeteneklerinin farkında ve onu geliştiren mucit ve çağdaş nesillere ihtiyaç var.
Aksi halde zor günler bu ülkeler için hep kapıda olacaktır