Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır.Yazın da, baharın da kışın da…Sonbahar sarı, ilkbahar rengarenktir.Sonbaharda hüznü, ilkbaharda mutluluğu yaşar insanlar.Yazın yeşil, kışın beyaz örtüsünü serer mevsimler. Dünyanın bütün çirkinlikleri kaybolur bu beyaz serginin altında. Çocuklar çekiştirir annelerinin eteklerini;
‘’Kardan adam yapalım,
Burnuna havuç takalım…..’’
Kızaklar çıkar.Kızakları olmayanlar büyükçe bir leğeni kızak olarak kullanır çocuklar. Sadece çocuklar mı, gençler hatta daha ileri yaştakiler de…
Kar kış denince ortaokul yıllarım gelir hep aklıma.İstanbul’da Beşiktaş’da bütün mahalle çocukları, Halim Amca’nın tahta merdiveniyle Barbaros Bulvarı’nın en tepesine çıkar burada merdivenin üzerine biner, Barbaros’un türbesine kadar kayardık. Tabii yukarda 20 kişi olurduk, aşağıya indiğimizde ya bir kişi kalmış olurdu, ya da hiç kimse. Yollardaki buzları araçlar temizler, yarım saat sonra eski haline dönerdi.Hava sıcaklığı sıfırın altındaydı ama biz hiç hissetmezdik. Araçların bir an bile boş bırakmadığı bulvar tamamen bizimdi.
Bu bulvarla ilgili aklıma birde bir hikaye geldi. Belki de uydururlar desem daha doğru olacak.
Bir gün, bir vatandaş bulvardan karşıya geçecek; araçlar vızır vızır.Her hamlesi boşa çıkıyor. Sonra karşıda dolaşan birini görüyor.
‘’Hey arkadaş ! oraya nereden geçtin ?’’
Adam cevap veriyor:
‘’Ne geçmesi kardeşim. Ben doğma büyüme buralıyım !’’
59 YILDIR DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Anlattığım kış 1963’teydi. 59 yıl sonra bugün de birçok yerde insanlar aynı tabloyu yaşıyor.Bir farkla. Şimdi şehirlerde çocuklar karın keyfini çıkarırken, şehirlerarası yollar kazalarla dolu. İzmir’de bile, kar yağmadığı halde soğuklar nefesimizi donduruyor.
Ardından hastalıklar.Birbiri ardınca resmigeçit yapıyor.Koronavirüs hergün başka bir giysiyle karşılıyor bizi.
Daha önce karlar romatik şarkıları hatılatırdı;
‘’Karlar düşer,
Düşer düşer ağlarım.
Hep ismini
Hep ismini anarım. “
**
Şimdi gelinlikleri değil kefeni getiriyor akıllara. Kerim Tekin’in seslendirdiği yine romantik bir şarkısı dolanıyor dilimize : ‘’KARBEYAZDIR ÖLÜM ! ‘’
‘’Kar beyazdır ölüm
Ellerinden gülüm
Yine yoksun diye
Düşmanım her güne “
**
Şarkının 1997’de trafik kazasında hayatını kaybeden Kerim Tekin’e ithaf edildiği söylenir. Şimdi Kerim Tekin’ler ölmesin diye, sürekli tedbirler alınıyor, ancak yine de ölüm, yaralı haberleri kanımızı donduruyor.
Dertleri zevk edinen, ‘’Şu dağlarda kar olsaydım’’ diyenler de, ‘’Kar yağıyor’’ ya da ‘’Kar taneleri’’ diye, karların yolları kapatmamasını isteyenler de var. Kar yolları kapladığında,kapalı yollar damarlarımızı da kurutur.Hastalar hastaneye yetişemez.En acil ihtiyaçlar temin edilemez. Yaşam zorlaşır, yaşamak imkânsızalaşır.
Bunların hepsinin de temelinde, tüm dünyayı etkisi altına alan iklim değişiklikleri var.Aklımızı başımıza, kasketimizi önümüze koyup düşünmezsek, gelecek günler daha da karanlık olacak.Doğa intikamını alırken çok acımasız davranacak
Daha sıcak günlerde, daha ılıman iklimlerde görüşmek dileğiyle..