GÜNDEM
Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli
Bir başkadır benim memleketim
Ayten Alpman’ın Kıbrıs Barış harekatından sonra seslendirdiği”Bir başkadır benim memleketim”şarkısını dinledikce her nedense ben genelde Yozgat’ı düşlerim.
Yozgat’ın geneline baktığımda başkalaştığını,geleceğine ilişkin daha da başkalaşmakta olduğunu anladıkca hüzünlenirim.
Bu memleketin Bozok yaylasında kuruluşundan bugüne geçirdiği evrimlerini..
Yaşadığı tarihi talihsizliklerini..
Hatırladıkca hayıflanırım.
Ta yıllar ötesinden süregelen sorunlarının çözümsüzlüğünü…
Eğitimde, ekonomide, siyasette, şehircilikte ve hemen hemen her alanda gerilediğini gördükce ve yaşadıkca kahrolurum.
Ve Yozgat adına yaşadığım her hüznün ardından Ayten Alpman’ın o meşhur Türkiyeye malolmuş duygu ve ezgi dolu şarkısı gelir dilimin ucuna.
Yozgat adına İçim kan ağlayarak mırıldanırım:
“Bir başkadır benim memleketim”
¨ ¨ ¨
Bir memleket düşünün.
“Çaparkoca Ömer “Ağa’nın Bozok yaylasında kurduğu Anadolunun dillere destan memleketi Yozgat’ı..
Çevresindeki komşu il’leri Bozok sancağına bağlı kasabalar iken Orta Anadolu’nun ekonomi,ticaret,sanat ve eğitim bakımından en güçlü il’i konumundaki Yozgat’ı.
Yozgat, bundan 2 asır önce Orta Anadolunun en gelişmiş il’i iken bugün Orta Anadolu’nun en geri il’i durumuna düştü.
Evet,bundan 2 asır önce Bozok sancağına bağlı kasaba görüntüsündeki il’ler hızla gelişti ve Yozgat’ı çok gerilerde bıraktı.
Ama ,biz hala ekonomide,milli gelirde, sanayide,eğitimde sadece iç Anadoluda değil Türkiyedeki iller arasında da son sıralarda yer alıyoruz.
Kişi başına yıllık milli gelirimiz olan 852 dolar ile Türkiye 74.süyüz.
ÖSS sınavlarında ise 57 ve 72.sıralarda dolaşarak eğitim başarı sıralamasında da yine gerilerdeyiz.
Size bir başka acı gerçeği daha hatırlatayım.
2001 krizi sonrasında son yıllarda devlet ödeneklerinin en az verildiği il,maalesef Yozgat’tır.
2 asır önce Orta Anadolu’nun en büyük vilayeti Yozgat..
21.asırda ise Türkiyede ve Orta anadolu’da giderek küçülen Yozgat.
Düşünebiliyor musunuz, nerden nereye gelmişiz.
Siz böylesine eşi ender görülen gerileme macerasına ne derseniz bilmem ama şu an benim söyleyebileceğim tek şey;
“Bir başkadır benim memleketim.”
¨ ¨ ¨
Yozgat son yıllarda gerilemenin yanı sıra ilginç icraatlara ve garip olaylara da tanık oluyor.
Kent trafiğini rahatlatmak için 6 trilyon lira harcanarak şehrin ortasına köprülü kavşak inşa ediliyor.
Ediliyor edilmesine ama köprülü kavşak kent merkezini “gazze” geçidi gibi ikiye bölüyor.Köprülü kavşak Şehrin kuzey ve güney tarafını sanki birbirinden koparıyor.
Kaş yapalım denilirken adeta göz çıkarılıyor.
Üstüne üstlük ikiye bölünen kentin insanlarının karşıdan karşıya geçmesi için köprülü kavşak projesiyle birlikte yapılması gereken yaya alt geçitleri projede unutuluyor.
Yaya geçitleri projeye sonradan eklenerek ihaleye çıkarılıyor.
Unutkanlığın bedeli olan 380 milyar lira devletin kesesinden yani milletin cebinden ödeniyor.
* * *
Yozgat’ın tek meydanı olan Cumhuriyet meydanının bir sabah yerle bir edildiği görülüyor.
Kentin Belediye başkanı meydanın toprağını kazıttırdıktan sonra altına otopark veya kapalı çarşı yapılamayacağını öğrenince meydanı tekrar kapatıp üzerinde düzenleme yaptırıyor.
Aradan bir yıl geçiyor. Cumhuriyet meydanı kısa zamanda dökülüyor. Yaz-boz tahtasına çevrilen meydan. Yeniden düzenleniyor.
Çemsan bölgesindeki Vakıf arazisi 18.madde uygulaması ile bir belediye üyesinin yakınlarına peşkeş çekiliyor.
Şehitler için düzenlenen orman alanı imar alanına dönüştürülüyor. Belediyenin yanlış icraatları devam ederken birileri de çıkıp ”Bu yerel yönetimler,sizin babanızın çiftliği midir?Hesapsız,kitapsız,plansız ,projesiz işleri yapabilme sorumsuzluğunu nereden alıyorsunuz” demiyor.
Yozgat’ta seçilmişler ve atanmışlar bir anlamda diledikleri gibi icraat yapabiliyor.
***
Geçmişte bir Belediye Başkanı, yaptığı yanlış işler ve yatırımlar yüzünden Yozgat Belediyesinin yani Yozgat halkının sırtına 100 trilyonluk borç yükleyebiliyor.
Kimseler, ”Yozgat gibi garip bir memlekete 100 trilyon lira faiz ağırlıklı borç bırakılır mı? Yazık, günah değil mi Yozgatlıya“ diye sormuyor. Hatta“Milletvekili“ mazbatası ile ödüllendiriliyor.
Günümüzün Belediye Başkanı Yusuf Başer de sanki Yozgat Belediyesinin 100 trilyonluk borcu yokmuş, parası çokmuş gibi,belediyenin kaynaklarını ve imkanlarını bilinçsizce kullanıyor. 4 yılda belediyenin ve 13,5 trilyon liralık malını-mülkünü satıyor ama öbür yanda birileri de Saat kulesine “Varol başkan,cesur yürek başkan” diye bez pankartlar asarak başkanı alkışlıyor..
***
Seçim davulu çaldığında bu memlekette bir dikili ağacı ,bir çivilik yatırımı olmayan ve Ankaradan yola “Sürmeli” türküsünü söyleyerek çıkıp gelen adaylar coşkuyla karşılanıyor.En az üç-beşine seçim maratonundan sonra mazbataları armağan ediliyor.
Mebuslar, Yozgat’a genelde “stajyer” bürokratlar atanmasına olanak sağlıyor.
Seçilmişler ve atanmışlar Yozgat için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.
Ne var ki Yozgat bir türlü gelişemiyor,büyüyemiyor,kalkınamıyor.
Aksine geriliyor,fakirleşiyor,küçülüyor.
Gerilemenin ve fakirleşmenin doğal sonucu Yozgat insanı da yorganını sarıp sarmalayıp başka diyarlara göç ediyor. Ve Yozgat 5 yılda yüzbinlerle ifade edilen nüfusunu kaybediyor.
Yozgat’ta siyasetten ekonomiye,ekonomiden eğitime bütün işler neden hala tersine gidiyor?
Ve bize de Yozgat için söylenecek o meşhur şarkı sözü kalıyor..
“Bir başkadır benim memleketim.”
Tarih : 30.08.2008
Yozgat’ın geneline baktığımda başkalaştığını,geleceğine ilişkin daha da başkalaşmakta olduğunu anladıkca hüzünlenirim.
Bu memleketin Bozok yaylasında kuruluşundan bugüne geçirdiği evrimlerini..
Yaşadığı tarihi talihsizliklerini..
Hatırladıkca hayıflanırım.
Ta yıllar ötesinden süregelen sorunlarının çözümsüzlüğünü…
Eğitimde, ekonomide, siyasette, şehircilikte ve hemen hemen her alanda gerilediğini gördükce ve yaşadıkca kahrolurum.
Ve Yozgat adına yaşadığım her hüznün ardından Ayten Alpman’ın o meşhur Türkiyeye malolmuş duygu ve ezgi dolu şarkısı gelir dilimin ucuna.
Yozgat adına İçim kan ağlayarak mırıldanırım:
“Bir başkadır benim memleketim”
¨ ¨ ¨
Bir memleket düşünün.
“Çaparkoca Ömer “Ağa’nın Bozok yaylasında kurduğu Anadolunun dillere destan memleketi Yozgat’ı..
Çevresindeki komşu il’leri Bozok sancağına bağlı kasabalar iken Orta Anadolu’nun ekonomi,ticaret,sanat ve eğitim bakımından en güçlü il’i konumundaki Yozgat’ı.
Yozgat, bundan 2 asır önce Orta Anadolunun en gelişmiş il’i iken bugün Orta Anadolu’nun en geri il’i durumuna düştü.
Evet,bundan 2 asır önce Bozok sancağına bağlı kasaba görüntüsündeki il’ler hızla gelişti ve Yozgat’ı çok gerilerde bıraktı.
Ama ,biz hala ekonomide,milli gelirde, sanayide,eğitimde sadece iç Anadoluda değil Türkiyedeki iller arasında da son sıralarda yer alıyoruz.
Kişi başına yıllık milli gelirimiz olan 852 dolar ile Türkiye 74.süyüz.
ÖSS sınavlarında ise 57 ve 72.sıralarda dolaşarak eğitim başarı sıralamasında da yine gerilerdeyiz.
Size bir başka acı gerçeği daha hatırlatayım.
2001 krizi sonrasında son yıllarda devlet ödeneklerinin en az verildiği il,maalesef Yozgat’tır.
2 asır önce Orta Anadolu’nun en büyük vilayeti Yozgat..
21.asırda ise Türkiyede ve Orta anadolu’da giderek küçülen Yozgat.
Düşünebiliyor musunuz, nerden nereye gelmişiz.
Siz böylesine eşi ender görülen gerileme macerasına ne derseniz bilmem ama şu an benim söyleyebileceğim tek şey;
“Bir başkadır benim memleketim.”
¨ ¨ ¨
Yozgat son yıllarda gerilemenin yanı sıra ilginç icraatlara ve garip olaylara da tanık oluyor.
Kent trafiğini rahatlatmak için 6 trilyon lira harcanarak şehrin ortasına köprülü kavşak inşa ediliyor.
Ediliyor edilmesine ama köprülü kavşak kent merkezini “gazze” geçidi gibi ikiye bölüyor.Köprülü kavşak Şehrin kuzey ve güney tarafını sanki birbirinden koparıyor.
Kaş yapalım denilirken adeta göz çıkarılıyor.
Üstüne üstlük ikiye bölünen kentin insanlarının karşıdan karşıya geçmesi için köprülü kavşak projesiyle birlikte yapılması gereken yaya alt geçitleri projede unutuluyor.
Yaya geçitleri projeye sonradan eklenerek ihaleye çıkarılıyor.
Unutkanlığın bedeli olan 380 milyar lira devletin kesesinden yani milletin cebinden ödeniyor.
* * *
Yozgat’ın tek meydanı olan Cumhuriyet meydanının bir sabah yerle bir edildiği görülüyor.
Kentin Belediye başkanı meydanın toprağını kazıttırdıktan sonra altına otopark veya kapalı çarşı yapılamayacağını öğrenince meydanı tekrar kapatıp üzerinde düzenleme yaptırıyor.
Aradan bir yıl geçiyor. Cumhuriyet meydanı kısa zamanda dökülüyor. Yaz-boz tahtasına çevrilen meydan. Yeniden düzenleniyor.
Çemsan bölgesindeki Vakıf arazisi 18.madde uygulaması ile bir belediye üyesinin yakınlarına peşkeş çekiliyor.
Şehitler için düzenlenen orman alanı imar alanına dönüştürülüyor. Belediyenin yanlış icraatları devam ederken birileri de çıkıp ”Bu yerel yönetimler,sizin babanızın çiftliği midir?Hesapsız,kitapsız,plansız ,projesiz işleri yapabilme sorumsuzluğunu nereden alıyorsunuz” demiyor.
Yozgat’ta seçilmişler ve atanmışlar bir anlamda diledikleri gibi icraat yapabiliyor.
***
Geçmişte bir Belediye Başkanı, yaptığı yanlış işler ve yatırımlar yüzünden Yozgat Belediyesinin yani Yozgat halkının sırtına 100 trilyonluk borç yükleyebiliyor.
Kimseler, ”Yozgat gibi garip bir memlekete 100 trilyon lira faiz ağırlıklı borç bırakılır mı? Yazık, günah değil mi Yozgatlıya“ diye sormuyor. Hatta“Milletvekili“ mazbatası ile ödüllendiriliyor.
Günümüzün Belediye Başkanı Yusuf Başer de sanki Yozgat Belediyesinin 100 trilyonluk borcu yokmuş, parası çokmuş gibi,belediyenin kaynaklarını ve imkanlarını bilinçsizce kullanıyor. 4 yılda belediyenin ve 13,5 trilyon liralık malını-mülkünü satıyor ama öbür yanda birileri de Saat kulesine “Varol başkan,cesur yürek başkan” diye bez pankartlar asarak başkanı alkışlıyor..
***
Seçim davulu çaldığında bu memlekette bir dikili ağacı ,bir çivilik yatırımı olmayan ve Ankaradan yola “Sürmeli” türküsünü söyleyerek çıkıp gelen adaylar coşkuyla karşılanıyor.En az üç-beşine seçim maratonundan sonra mazbataları armağan ediliyor.
Mebuslar, Yozgat’a genelde “stajyer” bürokratlar atanmasına olanak sağlıyor.
Seçilmişler ve atanmışlar Yozgat için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.
Ne var ki Yozgat bir türlü gelişemiyor,büyüyemiyor,kalkınamıyor.
Aksine geriliyor,fakirleşiyor,küçülüyor.
Gerilemenin ve fakirleşmenin doğal sonucu Yozgat insanı da yorganını sarıp sarmalayıp başka diyarlara göç ediyor. Ve Yozgat 5 yılda yüzbinlerle ifade edilen nüfusunu kaybediyor.
Yozgat’ta siyasetten ekonomiye,ekonomiden eğitime bütün işler neden hala tersine gidiyor?
Ve bize de Yozgat için söylenecek o meşhur şarkı sözü kalıyor..
“Bir başkadır benim memleketim.”
Tarih : 30.08.2008
30.08.2008
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
alp eren
26.09.2008 08:38:00Yazılarınızı ve elestirel dilinizi takdir ediyorum eminim yozgata verilmeyen meb yardımını bozok üniverstesinin 12 tane üniversitenin arasında yer almamasını dayazı konusu yaparsınız ayrıca istifa eden milletvekilimizi de bize tanıtırsanız seviniriz hani biz bilmiyoruzda acebi yozgatlımıydı kendileri?
mehmet topuz
12.09.2008 00:14:00Yorumunuzhakan bey dün sizin telefonunuzu alınca çok mutlu oldum ve o heyecanla internetten gazetenizi buldum ve heyecanla okudum.keşke okumasaydım.ben YOZGAT dan ayrılalı 16 yıl olmuş ama anladım ki HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEMİŞ. Saygılarımla
Ertuğrul Kapusuzoğlu
06.09.2008 02:19:00Bir başkadır benim Yozgatım. Dün Yozgata bir günlüğüne ece dedim. En mutlu olduğum taraf; bir öğrencim telefonla konuşuyordum sesimden tanımış. İki kız öğrencim, elimi öptüler, çoluğa çocuğa karışmışlar. Ne mutlu bana. Bir başkadın benim memleketim. Genelde dostlara pek uğrayamadan, Saat kulesi çevresinde geçirdim. En gözüme çarpan şey, oraya bir kulübecik kurulmuş. Deniz Feneri kulübeciği. Sordum; kitap dağıtıyormuş. Doğrusu anlayamadım, Deniz Fenerinde almak vardır, vermek de binde bir. Onun da öyle bir reklamını yaparlar ki, sanırsınız dünyayı fethettiler. Deniz Feneri hakkında Alman savcısının iddianemesini okudum; felaket bir yolsuzluk. Bu savcıların işi, ben benim memleketimi ilgilendiren kısımda iki çift laf edeyim Yahu Allahtan korkun. Bu Deniz Feneri denen şaibeli dernek, kitap dağıtma ayağıyla gelir ve mutlaka para toplar. Kim için; elbette fakir fukara için. Yapmayan efendiler, Yozgatlı zengin, hayrını önce Yozgatın kendi fakiri için yapmalı. Deniz Fenerine yapılan yardımın şaibesi ayyuka çıktı bir. Şayet yardım yapacaksa Yozgatın fakirine de yapmayacak. Bu adamları Yozgata getirip, Yozgatlıyı soydurmaya kalkmak, hangi aklı evvelin işiyse, onun aklının içine kediler çiş yapsın. ... Bakın hayır nasıl yapılır. Önce kardeşlerden başlanır. Anne babaya yardım olmaz, çünkü onlara bakmak insanın vazifesidir. Sonra emmi dayıya sıra gelir. Hatta daha önce komşu gelir. ... Bu sevgili Osman Hakan Kiracı, bir yazı yazar, kırk türlü yorum yaptırır. Zaten gazetecilik de o değil midir? Bakın, Bir başkadır benim memleketim demiş. Ben de bir başkadır benim memleketim diyorum. Kendi fakiri dururken, kimbilir hangi diyarlardaki şaibelere göz kırpan deniz fenerlerine para teslim ederlerse, vallahi şaşırmam. ... Benim gözel memleketimin gözel zenginleri. Lütfen hayırlarınızı, lüküs lambalara fenerlere değil, Yozgattaki fakirlere yapınız. Deprem olayında bile nice hayır hasenatın çalındığını biliyoruz. Haydi, hayrınızı, en yakın akrabanıza, komşunuza, kendi elinizle yapınız. Allah, hayırlarınızı ve ramazanınızı mübarek kılsın.
Sinan Çayer
04.09.2008 22:18:00yozgatın vekilleri ve idare edenleri eger yozgatı iyi idare edip fabrikalar kursalardı bizim avrupada ne işimiz olacaktı. ne diyelim bizi gavur ellerine gönderenler utansın.yazdıklarızın hepsine katlıyorum.Viyanadan herkese selam.
M.Ali.Sencan
03.09.2008 16:26:00evet osman abi aslında gideceksin yozgattan. inannın yozgattayken yozgatı sevmek biraz zor be ya... dediğim gibi gidecen buralardan o zaman sadece güzel yönlerini görürsün memleketin. bide özlersin... ki sorma gitsin... dışardan sevmek kolay... yani DIŞI SENİ YAKAR , İÇİ BENİ YAKAR
MURTAZA PALA
03.09.2008 13:20:00evet bir başkadır benim memleketim. Çok seviyorum. yozgatı .. ALMANYA BOCHUMdan yozgatınlılara selam
vedat
02.09.2008 11:59:00Bende şunu merak ediyorum.sizin de yazınızda söylediğiniz gibi bu bizim yozgatlı her ne hikmetse biri hariç yozgatta ikamet etmeyenleri ve bir dikili ağacı olmayanları milletvekili seçiyor.yozgatta milletvekili olmak için dışarıya gitmek,seçim zamanı da sürmeliyi söyleyerek yozgata gelmek lazımmış. osman bey tesbitleriniz çok doğru ama doğruyu kim göre ,kim dinleye..
Turgut Balaban
02.09.2008 11:43:00Yozgatın sırtına bilmem kaç tirilyon yükleyen adam, ampül baptisinden vekil seçilerek ödüllendirildi.
Aha Yusuf Başer, yaptıkları yanına kar kalarak gidiyor.
Adalet
ve
Kalkınma
Partisi
akape
Yoz bir kültür, sadece Yozgatın değil, bütün memleketin başına sarılmış durumda.
Adalat?
Kalkınma?
Yapanın yaptığıyla kaldığı bir memlekette adalet?
Götürenin götürdügü bir memlekette, tek çivi çakmadıkları halde kalkınma şamataları.
Parti?
Parti oldukları doğru.
Mehmet Erdemirin İtalyadan alınan belediye araçları konusu kaynadı gitti mi. Para da yok, araçlar da.
Halen yok galiba.
Adalet?
Adalet adamın yakasına yapışıp sormuyor.
Yusuf Başerin Yozgatın kalbini delmesi ve geri doldurmasının masrafı kimin cebinden çıktı?
Adalet bunu sordu mu?
Sormadı?
Müslümanım diyosunuz; ama lütfen yapmayın.
Gözümüzün içine baka baka söylemeyin.
Şu ramazanlık günde, Müslümanlarla böyle alay etmeyin.
Lütfen bize biraz acıyın.
Bünyamin
01.09.2008 12:08:00Şunu merak ediyorum.Yozgatta belediyeye muhalif yazıları sadece siz ve serhat ünal yazıyor..Diğer gasteler,yazarlar belediyenin yahlış işlerini niye görmezlikten geliyorlar.sizde olmasanız bizim belediye türkiyleye yılıh beleriyesi gösterilecek. oh ne ala..böyle memlekete böyle belediye..
Sevgi
31.08.2008 12:17:00Hakikaten yozgat,her haliyle başka şehirlere benzemiyor.Bir başka değil,yazınızda anlattığınız gibi bambaşka bir memleket.geleceği aydınrlık olmayan bir memleket.orda yaşayan insanlara allah sabır versin.