GÜNDEM
Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli
Geçmişten bugüne “Beset” hikayesi
Finali nasıl tamamlanacak bilemiyorum.
Ama Yozgat gündeminde bugünlerde sıkca konuşulduğu için şu bizim Yozgat’ın kronikleşmiş hikayelerinden biri olan “Beset” hikayesini gözlemlerimiz ışığında bir de ben anlatmak istiyorum size...
Aslında “Beset” hikayesi de Yozgat’ın tarihten bugüne kadar yaşadığı hemen hemen Yozgat kamuoyunda aylarca ve yıllarca tartışılan her senaryo gibi,hem trajik,hem de ibretlik bir hikayedir.
Yozgat’ın makus tarihine not düşebilmek adına gerçekten yaşanmış “Beset” hikayesini bir kere daha birlikte hatırlamakta yarar görüyorum.
Gelelim,hikayemizin özetine…
¨ ¨ ¨
Tarih; 80’li yılların sonu veya 90’lı yılların başları.
MHP’nin Yozgat Belediyesinde iktidar olduğu ve rüzgarının tüm şiddetiyle estiği, yanlış hatırlamıyorsam galiba 1991 genel milletvekilliği seçimlerine yaklaştığımız günler.
1989 yerel ve 1991 genel seçimleri öncesinde MÇP ( o günkü MHP’nin adıdır) Yozgat halkının karşısına büyük bir vaadle çıkıyor.
Yozgat’ta hayvancılığı geliştirmek ve işsizliğe de kısmen çözüm bulabilmek amacıyla Kırıklı mevkiinde dev bir “Et –entegre” fabrikasının kurulacağını ilan ediyor.
İşin güzel yanı, dev tesiste en az 500 kişinin çalışacağı ve ayrıca ”Yap - İşlet - Devret” modeliyle kurulacağı da açıklanıyor.
Seçim propogandalarında ve beyannamelerinde deniliyor ki;
“Fabrikayı Fransız DRE fabrikası kuracak.. 10 yıl Belediyeye kira bedeli de ödenmek şartıyla çalıştırılacak.. Burada kesimi yapılacak et ürünleri Ortadoğuya bile ihraç edilecek.. 10 yılın sonunda fabrika bedelsiz olarak Belediyeye devredilecek. Yozgat Belediyesi bu sayede firmaya tahsis edeceği sadece bir arsa karşılığında koca bir fabrikaya bedavadan sahip olacak“
Bu güzel vaadin söylendiği dönemde MÇP, 1991 seçimlerine RP ve IDP ile oluşturulan o malum kutsal ittifakla giriyor.
MHP lideri merhum Alpaslan Türkeş ise Yozgat’tan liste başı adayı olarak milletvekili seçiliyor.
Belediye bu arada yani seçimlerden önce kısa adı “Beset” olan “Belediye Et ve Süt Ürünleri ticaret ve sanayi anonim şirketi’ni”kuruyor.Sonra fabrikanın kuruluş hazırlıklarına başlanıyor. Beset, Mazhar-Mühür ltd.şti aracılığıyla Yap - İşlet - Devret modeli çerçevesinde Fransız Danto Roocat Enteprise firması ile sözleşme imzalıyor.
Öte yanda 1991 seçimlerinin hemen ardından kurulan DYP-SHP koalisyon hükümetinin üçüncü bacağını oluşturan MÇP’nin lideri ve Yozgat milletvekili merhum Alpaslan Türkeş, Beset’in temel atma törenine dönemin Başbakanı Tansu Çilleri davet ediyor.
Çiller ve Türkeş, 1994 yılında Beset’in temelini birlikte atıyor.Dev tesisin inşaatına törenle başlanması Yozgat’ta adeta bayram sevinci yaratıyor.
Fabrika 3 yıllık süreçte 163,7 milyon Fransız frangı ( o günkü kura göre , 39 trilyon lira veya 28,5 milyon dolar ) harcanarak tamamlanıyor.
Ama bu süreçte yıllar sonra öğrendiğimize ve iddialara göre,fabrika sözleşme hükümleri değiştirilerek Yap-İşlet-Devret modeliyle değil, Belediye bir tür IMF modeliyle borçlandırılarak inşa ediliyor.
IMF modelini örnek vererek vurgulamak istediğim şu : Hazineye borçlandırılan Belediyenin dış kaynaklı hazine kredisi, hem yüksek faizle, hem de kur garantisiz (değişken) faizle temin ediliyor.
İşte,bu vahim kredi anlaşması neticesinde de Yozgat Belediyesinin kucağına bırakılan ve 1997’de ( 163,7 milyon Fransız frangı,39 trilyon türk lirası ve 28,5 milyon dolar) olan borç,yüksek faizin işlemesinin yanı sıra 2001 krizindeki anormal kur dalgalanmasıyla 6 yılın sonunda 79 trilyon Tl’na (52 milyon dolara) fırlıyor..
Ve bu arada, o malum sözleşme hükümleri değiştirilmiş olmalı ki; fabrikayı kurup işletecek ve 10 yıl sonra da Belediyeye devredecek olan firma Hazineden krediyi aldıktan sonra sırra kadem basıyor.
Fabrikayı çalıştırmayı gözüne kestiremeyen Belediye, Beset’e işletmeci arıyor. 2000 yılında % 25 yıllık kar payı karşılığında PINAR Anadoluya kiraya veriyor.
Peşinden seçimler geliyor. 2003’de genel, 2004’de de yerel seçimler öncesinde gündemin en önemli konusunu yine BESET oluşturuluyor.
Tam o günlerde Beset’in Hazineye olan ağır faturasının taksitlerini ödeyemeyen Belediyenin bütün mal varlıklarına haciz konuluyor.
Belediye haciz şokunu yaşarken 2003 sonbaharında genel , 2004 ilkbaharında da yerel seçimler kapıya dayanıyor.
AKP’nin listebaşı milletvekili adayı Beset’in mimarlarından Mehmet Erdemir, Belediye Başkan adayı da Yusuf Başer oluyor..
Ak partinin bütün adayları ve sorumluları seçim kürsülerinde koro halinde bakın ne diyorlar ;
Şimdi de o sözleri hatırlayalım:
“Belediyenin sırtındaki bu ağır borç yükü ile haczi ancak iktidar kaldırır.Muhalefet partileri hiçbir şey yapamaz.Belediyeyi borçtan ve hacizden kurtarmak için oylarınızı AK partiye vermeniz gerekir”
Ve Yozgatlının oyları Ak partiye akıyor, her iki seçimde AKP adına zaferle noktalanıyor.
Peki, AK parti’nin iktidarda olduğu ve rüzgarının estiği seçimlerin ardından 6-7 yıllık süreçte ne yapılabiliyor ?
Ak parti iktidarı, Türkiyedeki bütün Belediyelere yaptığı gibi, Yozgat Belediyesinin faizlerle daha artan ve 80 trilyon lirayı aşan hazine borcunu da yapılandırıyor.
Yeni yapılandırmayla birlikte Hazinenin Belediyenin mal varlıkları üzerindeki haczi kaldırıyor. Ak Parti iktidarının Yozgat Belediyesine en büyük iyiliği haczi kaldırmak oluyor.
Haciz kalkınca da Belediye bir kısım borçları ve personelin maaşlarını ödeyebilmek için kentte para edecek ne kadar arsası varsa çoğunu satıyor..
Satıyor ama borçları bir türlü kapatamıyor..
Belediye, Hazine, Tedaş, Maliye, SGK ve diğer kurumlarına olan borçlarla bunalıyor.
Hazineye Beset’ten dolayı 65 milyon (trilyon) borcu kalan Belediyenin Maliyeye de 12 milyon (trilyon )borcu bulunduğu bildiriliyor.
Yine bir şey satmak gerekiyor ki; görülen lüzum üzerine Beset’in et ve süt entegre tesisi elden çıkarılmak isteniyor.
Satışına karar verilince “Daha uygun rakama satılır”diye Et-Balık Kurumuna öneriliyor.
Tarım Bakanı tesisi incelemek üzere Yozgata geliyor.
Edinilen bilgilere göre, Belediye ile Et-Balık Kurumu arasında mutabakat sağlıyor.
Ama ,anlaşma nasıl sağlanıyor ?
Bilinmiyor..
Yozgat kamuoyunda Beset’in hazineye olan 65 milyon (trilyon) borcuna karşılık satılması bekleniyor.
Ama buna karşın kamuoyunda farklı söylentilerde dolaşıyor. Deniliyor ki;
“Beset, 65 milyon lira etmez. Zaten çok pahalıya maledilmiş, etse etse bugünkü değeri 15 milyon liradır. Et Balık Belediyenin 12 milyon lira Maliyeye olan borcunu ödesin. Beset Maliye borcu ile takas edilsin. Bu iş bitirilsin”
Böyle söyleniyor. Dahası,Belediyenin Et-Balık Kurumu dışındaki hiçbir yerden Beset’i işleten Pınar’a dahi fiat teklifinde bulunmadığı ileri sürülüyor.
¨ ¨ ¨
Ve nihayet, Yozgat’ın “Beset” hikayesinde sona yaklaşılıyor. Öyle anlaşılıyor ki; bayramdan sonra Beset’in finalini hep birlikte seyredeceğiz.
İşte böyle... Bilmem anlatabildim mi şu bizim meşhur Beset hikayesini ..
Ne ilginç, ne trajik, ne ibretlik bir hikaye değil mi ?
Yozgat’ta bundan 20 yıl öncesinin siyasi aktörleri bir seçim vaadi olarak yap-işlet-devret modeliyle bir fabrikaya kurmayı planlayacak..
Projenin mali boyutu sonradan IMF modeline dönüştürülecek.
20 trilyona maledilecek fabrika Yozgat’lıya 39 trilyona fatura edilecek.
Sonu düşünülmeden alınan IMF modeli kredi yüzünden dış kaynaklı Hazine borcu 79 trilyon liraya yükselecek.
Eğer söylentiler doğru ise 65 trilyon lira borcu kalan koca fabrikayı kiralık çalıştıran Pınar’dan teklif alınmaksızın doğrudan Et-Balık Kurumuna Maliyenin borcunu kapatmak için 12 trilyon liraya veya bu civarda bir rakama satılmasına rıza gösterilecek.
Sonra da bu tesisten bakaye kalacak 50 küsur milyon lirayı da yine İller Bankasından Yozgatlı’ya hizmet verilmek üzere gönderilecek aylık ödeneklerden yapılacak kesintilerle ödetilmesine olanak sağlanacak .Açıkcası bu Beset hikayesinin ağır bedeli endirek yollardan yine Yozgatlıya ödettirilecek..
¨ ¨ ¨
Ne enteresan bir hikaye değil mi (!)
Ve de ne güzel bir memleket değil mi bu bizim memleketimiz (!)
Halkının seçim dönemlerinde figüran olarak kullanıldığı ,siyaset aktörlerinin böyle yaşanmış ilginç hikayeler yazdığı başka kaç memleket vardır bu ülkede ?
Söylermisiniz bana böyle bir hikayeyi başka bir memlekette yaşasaydınız okuyabilir miydiniz ?
Ama Yozgat gündeminde bugünlerde sıkca konuşulduğu için şu bizim Yozgat’ın kronikleşmiş hikayelerinden biri olan “Beset” hikayesini gözlemlerimiz ışığında bir de ben anlatmak istiyorum size...
Aslında “Beset” hikayesi de Yozgat’ın tarihten bugüne kadar yaşadığı hemen hemen Yozgat kamuoyunda aylarca ve yıllarca tartışılan her senaryo gibi,hem trajik,hem de ibretlik bir hikayedir.
Yozgat’ın makus tarihine not düşebilmek adına gerçekten yaşanmış “Beset” hikayesini bir kere daha birlikte hatırlamakta yarar görüyorum.
Gelelim,hikayemizin özetine…
¨ ¨ ¨
Tarih; 80’li yılların sonu veya 90’lı yılların başları.
MHP’nin Yozgat Belediyesinde iktidar olduğu ve rüzgarının tüm şiddetiyle estiği, yanlış hatırlamıyorsam galiba 1991 genel milletvekilliği seçimlerine yaklaştığımız günler.
1989 yerel ve 1991 genel seçimleri öncesinde MÇP ( o günkü MHP’nin adıdır) Yozgat halkının karşısına büyük bir vaadle çıkıyor.
Yozgat’ta hayvancılığı geliştirmek ve işsizliğe de kısmen çözüm bulabilmek amacıyla Kırıklı mevkiinde dev bir “Et –entegre” fabrikasının kurulacağını ilan ediyor.
İşin güzel yanı, dev tesiste en az 500 kişinin çalışacağı ve ayrıca ”Yap - İşlet - Devret” modeliyle kurulacağı da açıklanıyor.
Seçim propogandalarında ve beyannamelerinde deniliyor ki;
“Fabrikayı Fransız DRE fabrikası kuracak.. 10 yıl Belediyeye kira bedeli de ödenmek şartıyla çalıştırılacak.. Burada kesimi yapılacak et ürünleri Ortadoğuya bile ihraç edilecek.. 10 yılın sonunda fabrika bedelsiz olarak Belediyeye devredilecek. Yozgat Belediyesi bu sayede firmaya tahsis edeceği sadece bir arsa karşılığında koca bir fabrikaya bedavadan sahip olacak“
Bu güzel vaadin söylendiği dönemde MÇP, 1991 seçimlerine RP ve IDP ile oluşturulan o malum kutsal ittifakla giriyor.
MHP lideri merhum Alpaslan Türkeş ise Yozgat’tan liste başı adayı olarak milletvekili seçiliyor.
Belediye bu arada yani seçimlerden önce kısa adı “Beset” olan “Belediye Et ve Süt Ürünleri ticaret ve sanayi anonim şirketi’ni”kuruyor.Sonra fabrikanın kuruluş hazırlıklarına başlanıyor. Beset, Mazhar-Mühür ltd.şti aracılığıyla Yap - İşlet - Devret modeli çerçevesinde Fransız Danto Roocat Enteprise firması ile sözleşme imzalıyor.
Öte yanda 1991 seçimlerinin hemen ardından kurulan DYP-SHP koalisyon hükümetinin üçüncü bacağını oluşturan MÇP’nin lideri ve Yozgat milletvekili merhum Alpaslan Türkeş, Beset’in temel atma törenine dönemin Başbakanı Tansu Çilleri davet ediyor.
Çiller ve Türkeş, 1994 yılında Beset’in temelini birlikte atıyor.Dev tesisin inşaatına törenle başlanması Yozgat’ta adeta bayram sevinci yaratıyor.
Fabrika 3 yıllık süreçte 163,7 milyon Fransız frangı ( o günkü kura göre , 39 trilyon lira veya 28,5 milyon dolar ) harcanarak tamamlanıyor.
Ama bu süreçte yıllar sonra öğrendiğimize ve iddialara göre,fabrika sözleşme hükümleri değiştirilerek Yap-İşlet-Devret modeliyle değil, Belediye bir tür IMF modeliyle borçlandırılarak inşa ediliyor.
IMF modelini örnek vererek vurgulamak istediğim şu : Hazineye borçlandırılan Belediyenin dış kaynaklı hazine kredisi, hem yüksek faizle, hem de kur garantisiz (değişken) faizle temin ediliyor.
İşte,bu vahim kredi anlaşması neticesinde de Yozgat Belediyesinin kucağına bırakılan ve 1997’de ( 163,7 milyon Fransız frangı,39 trilyon türk lirası ve 28,5 milyon dolar) olan borç,yüksek faizin işlemesinin yanı sıra 2001 krizindeki anormal kur dalgalanmasıyla 6 yılın sonunda 79 trilyon Tl’na (52 milyon dolara) fırlıyor..
Ve bu arada, o malum sözleşme hükümleri değiştirilmiş olmalı ki; fabrikayı kurup işletecek ve 10 yıl sonra da Belediyeye devredecek olan firma Hazineden krediyi aldıktan sonra sırra kadem basıyor.
Fabrikayı çalıştırmayı gözüne kestiremeyen Belediye, Beset’e işletmeci arıyor. 2000 yılında % 25 yıllık kar payı karşılığında PINAR Anadoluya kiraya veriyor.
Peşinden seçimler geliyor. 2003’de genel, 2004’de de yerel seçimler öncesinde gündemin en önemli konusunu yine BESET oluşturuluyor.
Tam o günlerde Beset’in Hazineye olan ağır faturasının taksitlerini ödeyemeyen Belediyenin bütün mal varlıklarına haciz konuluyor.
Belediye haciz şokunu yaşarken 2003 sonbaharında genel , 2004 ilkbaharında da yerel seçimler kapıya dayanıyor.
AKP’nin listebaşı milletvekili adayı Beset’in mimarlarından Mehmet Erdemir, Belediye Başkan adayı da Yusuf Başer oluyor..
Ak partinin bütün adayları ve sorumluları seçim kürsülerinde koro halinde bakın ne diyorlar ;
Şimdi de o sözleri hatırlayalım:
“Belediyenin sırtındaki bu ağır borç yükü ile haczi ancak iktidar kaldırır.Muhalefet partileri hiçbir şey yapamaz.Belediyeyi borçtan ve hacizden kurtarmak için oylarınızı AK partiye vermeniz gerekir”
Ve Yozgatlının oyları Ak partiye akıyor, her iki seçimde AKP adına zaferle noktalanıyor.
Peki, AK parti’nin iktidarda olduğu ve rüzgarının estiği seçimlerin ardından 6-7 yıllık süreçte ne yapılabiliyor ?
Ak parti iktidarı, Türkiyedeki bütün Belediyelere yaptığı gibi, Yozgat Belediyesinin faizlerle daha artan ve 80 trilyon lirayı aşan hazine borcunu da yapılandırıyor.
Yeni yapılandırmayla birlikte Hazinenin Belediyenin mal varlıkları üzerindeki haczi kaldırıyor. Ak Parti iktidarının Yozgat Belediyesine en büyük iyiliği haczi kaldırmak oluyor.
Haciz kalkınca da Belediye bir kısım borçları ve personelin maaşlarını ödeyebilmek için kentte para edecek ne kadar arsası varsa çoğunu satıyor..
Satıyor ama borçları bir türlü kapatamıyor..
Belediye, Hazine, Tedaş, Maliye, SGK ve diğer kurumlarına olan borçlarla bunalıyor.
Hazineye Beset’ten dolayı 65 milyon (trilyon) borcu kalan Belediyenin Maliyeye de 12 milyon (trilyon )borcu bulunduğu bildiriliyor.
Yine bir şey satmak gerekiyor ki; görülen lüzum üzerine Beset’in et ve süt entegre tesisi elden çıkarılmak isteniyor.
Satışına karar verilince “Daha uygun rakama satılır”diye Et-Balık Kurumuna öneriliyor.
Tarım Bakanı tesisi incelemek üzere Yozgata geliyor.
Edinilen bilgilere göre, Belediye ile Et-Balık Kurumu arasında mutabakat sağlıyor.
Ama ,anlaşma nasıl sağlanıyor ?
Bilinmiyor..
Yozgat kamuoyunda Beset’in hazineye olan 65 milyon (trilyon) borcuna karşılık satılması bekleniyor.
Ama buna karşın kamuoyunda farklı söylentilerde dolaşıyor. Deniliyor ki;
“Beset, 65 milyon lira etmez. Zaten çok pahalıya maledilmiş, etse etse bugünkü değeri 15 milyon liradır. Et Balık Belediyenin 12 milyon lira Maliyeye olan borcunu ödesin. Beset Maliye borcu ile takas edilsin. Bu iş bitirilsin”
Böyle söyleniyor. Dahası,Belediyenin Et-Balık Kurumu dışındaki hiçbir yerden Beset’i işleten Pınar’a dahi fiat teklifinde bulunmadığı ileri sürülüyor.
¨ ¨ ¨
Ve nihayet, Yozgat’ın “Beset” hikayesinde sona yaklaşılıyor. Öyle anlaşılıyor ki; bayramdan sonra Beset’in finalini hep birlikte seyredeceğiz.
İşte böyle... Bilmem anlatabildim mi şu bizim meşhur Beset hikayesini ..
Ne ilginç, ne trajik, ne ibretlik bir hikaye değil mi ?
Yozgat’ta bundan 20 yıl öncesinin siyasi aktörleri bir seçim vaadi olarak yap-işlet-devret modeliyle bir fabrikaya kurmayı planlayacak..
Projenin mali boyutu sonradan IMF modeline dönüştürülecek.
20 trilyona maledilecek fabrika Yozgat’lıya 39 trilyona fatura edilecek.
Sonu düşünülmeden alınan IMF modeli kredi yüzünden dış kaynaklı Hazine borcu 79 trilyon liraya yükselecek.
Eğer söylentiler doğru ise 65 trilyon lira borcu kalan koca fabrikayı kiralık çalıştıran Pınar’dan teklif alınmaksızın doğrudan Et-Balık Kurumuna Maliyenin borcunu kapatmak için 12 trilyon liraya veya bu civarda bir rakama satılmasına rıza gösterilecek.
Sonra da bu tesisten bakaye kalacak 50 küsur milyon lirayı da yine İller Bankasından Yozgatlı’ya hizmet verilmek üzere gönderilecek aylık ödeneklerden yapılacak kesintilerle ödetilmesine olanak sağlanacak .Açıkcası bu Beset hikayesinin ağır bedeli endirek yollardan yine Yozgatlıya ödettirilecek..
¨ ¨ ¨
Ne enteresan bir hikaye değil mi (!)
Ve de ne güzel bir memleket değil mi bu bizim memleketimiz (!)
Halkının seçim dönemlerinde figüran olarak kullanıldığı ,siyaset aktörlerinin böyle yaşanmış ilginç hikayeler yazdığı başka kaç memleket vardır bu ülkede ?
Söylermisiniz bana böyle bir hikayeyi başka bir memlekette yaşasaydınız okuyabilir miydiniz ?
15.11.2010
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ